12 Bölüm: "Final"

39 14 9
                                    


Her son bir başlangıç demektir...

"Final"

Psikiyatrist Doktor Arda hastasının koluna bağladığı kemeri daha da sıktı. Hastanın çığlıklarını göz ardı etti. Çöktüğü yerden kalkıp diğer kemerleri de sıktı. Ayağa dikildiğinde kare çerçeveli gözlüklerini düzeltti. Kollarını göğsünde buluşturarak hastasının tehditlerini sakin bir ifadeyle izledi.

"Bırak beni doktor! Yoksa ilk fırsatta o yüzünü parçalayacağım! Bırak beni!"

Tehditler ve vahşice çıkan hırıltılar devam ederken kapı açıldı. Odaya birisi girdi. Kamelya, gireni gördüğü an bütün dikkatini ve tehditlerini ona yönlendirdi.

"Sende payını alacaksın Avukat! Beni buraya tıkmanın cezasını vereceğim sana."

Serdar psikiyatrist gibi sessizce izledi. Bu kız kendisine emanetti. Onun iyileşmeden serbest kalmasında payı olduğu için kendini suçlu hissediyordu. İyilik yapayım derken kötülüğün en kötüsünü yapmıştı. Konuşmaları gereken şeyler vardı. Ona anlatması gerkenler vardı. Doktora hitaben konuştu.

"Lütfen bizi yalnız bırakın."

Doktor başını eğerek odadan çıktı. Daha zaman vardı. Konuşmaları için bir süreliğine yalnız bırakabilirdi. Serdar odada yalnız kaldıklarında Kamelya'nın tam karşısında geçti. Kamelya sustu. Ama kemerden kurtulmak için kıpırdanmayı kesmedi. Okyanus mavisi gözleri Serdar'a baktı, aşağıdan yukarı. Eskiden masum görünen gözlerinde şimdi ateş vardı. Kontrole alınmazsa etraftaki herşeyi kül edecek türden bir ateş. Kendi yüzüne attığı çiziklerden akan kan kurumuştu. Bir fırtına yaşamış gibi görünen saçları terli cildine yapışıyordu.

"O gün, Seda'nın öldüğü gün bende ölecektim. Kendimi vurup bu acı dolu hayata son vermek istedim. Kendimi vurmak için kullanacağım silahı çekmecede ararken başka birşey bulmuştum. Ali'nin son nefesinde elime tutuşdurduğu kutuyu."

"Babanı Baran tuzağa düşürdü. Jale yüzünden...Jale o zamanlar kafasını babanla bozmuştu. Psikiyatrist yardımı alsa da arada kafası gidip geliyordu. Canına kıymaya falan çalıştı. Bilal durdurdu. Jale'nin onu reddetmesini kabullenemeyen Baran'da bunu öğrenince delirdi. Babanın İstanbul'da olmasından faydalanarak arayıp görüşmek istediğini söyledi. Zaten ona kıyamayan saf baban hemen kabul etti. Meğerse tuzak hazırlamış şerefsizler. Matvey ile beraber ortaklık yapıp babanı öldürdüler." 

Onu kaşı çatık dinleyen Kamelya'a kendini tutamayıp, sesini yükseltti.

"Ve sen, babamı öldüren adamların önüne atdın beni!"

Kamelya'nın söylediklerini duymazdan gelerek anlatmaya devam etti.

"Bana verdiği o kutuyu bulduktan sonra söyledikleri aklıma takılmıştı. Sana iyi bakıp, koruyup, kollamamı söylemişti. Hatta sözünü bile almıştı. Bende o gün canım pahasına söz vermiştim."

Cebinden siyah, küçük bir kutu çıkardı. Kapağını açarak gösterdi. Kutuda annesinin olan tokanın aynısı vardı. Gözleri doldu istemsizce. Babasının kafasının etini yemisti bu toka için. Avukat, Kamelya tokayı gördükten sonra yerine, iç cebine geri koydu.

"Sana bunu iyileştikten sonra vermek istiyordum. Belki ailene olan özlemin azalır düşencesiyle. Zaten öylede yapacağım. Ama şimdi sana açıklık getirmek için geldim. Herşeyi kafana oturtman gerek."

Uzakta duran masayı yanına çekip Kamelya'nın tam karşısına oturdu. Dirseklerini dizlerine dayayıp ellerini çenesinin altına yerleştirdi.

"Senden gerçekleri saklamam gerekirken, seni gerçeklerin tam ortasına attım. Çünkü sana kızgındım. Benden aldığın can için canını acıtmak istiyordum. O canı benden bilerek almamıştın ama acımdan onu bile umursamıyordum."

Kırmızı Kamelya [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin