1.Bölüm

668 41 6
                                    

Bozkırın ortasında bir köy vardı ,ya yakın gelecekte ya uzak gelecekte,belki de şu anda...

O zamanlar bir kadın doğum yaparken öldü, diğer
kadın ise hastalıktan...

Sonuç olarak iki öksüz kaldı geriye sevgiye muhtaç...

Biri Köyün ağasının torunu,diğeri ise bu köyden bir köylüydü.

  
~🌾~

Dinçer ailesi Mevlüt ağanın oğulları,gelinleri ve torunlarını alabilecek büyük bir evde yaşarlardı.Evde herkes birbirinin açığını arar Mevlüt ağa ölünce onun yerine kim geçecek diye tartışırlardı.Bu evde tek yalnız olan küçük Kamran'dı.Annesi o  beş yaşındayken ölmüş babası da işten güçten kafasını kaldırıp oğluyla ilgilenememişti..
Kamran'ı halaları yengeleri ve kuzenleri eziyor gün yüzü göstermiyorlardı,gitgide içine kapanan küçük çocuğu fark eden babası sonunda onu şehir dışına göndermeye karar vermişti.

Kamran'ın babası Mehmet ağa onunla ilgilenemese onu çok önemserdi,biricik yâri karısından bir hatıraydı ona.Daha fazla burda kalmasına müsaade edemezdi.Ayrı kalacak olsalarda oğlunun en iyi hayatı yaşayıp iyi okullarda okuyup büyük bir adam olmasını istiyordu.Fırsat buldukça oğlunu görmeye gidecekti..

  ~🌾~

Adam aşağı kata indi ve koridorun sonuna doğru ilerledi, kapıya açtı.
Küçük oğlu yatağın üstünde oturuyordu.
"Kamran?" diye seslenmesiyle çocuk koşarak babasına sarıldı.
"Baba! Seni çok özledim.."
"Bende seni çok özledim oğlum, ama sana bir şey söylemeye geldim" çocuk sustu gideceğini anlamış gibi.
"Oğlum burada çok zor günler geçirdiğini biliyorum,sana kötü davrananlara maalesef birşey diyemem çünkü onlar abilerimin karıları ve kız kardeşlerim ayrıca senin okuyup iyi yerlere gelmeni istiyorum."
Adamın bahanesi saçmaydı onları susturup hadlerini bildirirdi sadece bu ortamdan uzak olsun istiyordu.

"Babaaa ben seni ve dedemi çok özlerim bidee babaannemi"

"Merak etme oğlum ,güzel evladım benim"dedi ve başını öptü çocuğun.
"Ben sen ne zaman özlersen geleceğim."
Çocuk gitmek istemese de babasını dinleyecekti.
İstanbul'a hiç görmediği ikinci halasının yanına gidecek orda okuyacaktı.

Baba oğul o akşam konuştuktan sonra adam oğluna masallar anlattı ve beraber uykuya daldılar...

Kamran sabah uyandı babasının kolunu üstünden çekerek üstünü giyindi.

Koşarak dedesinin yanına gitti ve onu sabah namazı için uyandırdı. Her sabah beraber namaz kılarlardı. Dedesinin kıskanç onu sadece mirası için seven kuzenlerinden ayrı bulduğu zamandı.

Namaz bittikten sonra seccadelerini topladılar ve Kamran dedesinin kucağına oturdu dedesi başını okşadı küçük çocuğun.

"Dede ben gidiyorum Allaha emanet ol" dedi

"Güle güle yavrucum, sakın büyük adam olmadan gelme tamam mı?"

Çocuk başını salladı ve dedesinin elini öptü.

"Amcaların gibi cahil adam olma diye seni gönderiyoruz evladım sakın bana ve babana küsme darılma oğlum, olur mu?"

Tekrar başını salladı. Kamran suskun bir çocuktu pek konuşmayı sevmezdi.

Dedesine el salladıktan sonra iki kat merdivenleri indiğinde ellerinde valizlerle babasını gördü. Yaklaştı ve elini tuttu..
Karşısında yalandan ağlayan halaları vardı Dilber ve Şennur.. Onlardan çok korkuyordu babasının tuttuğu elini sıkıca kavradı ve gidelim dercesine babasına baktı.

Yaz Yağmuru Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin