22. bölüm

417 44 32
                                    

Lütfen bol bol yorum yapın.
İyi okumalar.

Havanın kararmasına bir kaç saat daha vardı. Ve ben yatağım da battaniyeme bürünmüş ağlıyordum. Yorulmuştum. Çok fazla yorulmuştum. Dayanamıyordum artık.

Onunla öpüşmemizin üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti. Ben belki her şey düzene girir diye düşünürken daha da çıkmaza doğru batmıştım. Bu bir hafta boyunca bir birimizden kaçıyorduk yine. Ben utancımdan kaçıyordum. Çünki lanet olsun, Taehyung'u aldatmıştım!

Ben asla böyle bir kişiliğe sahip biri değildim. Ancak onu sevmiyordum ve Jungkook'a olan sevgim kısa bir dokunuşun da ona yenilmeme sebep olmuştu.

Jeon Jungkook...

Ona karşı olan hislerim öyle büyümüştü ki durdurmaya çalışmıyordum artık. Fakat karşılık görememem ve onun dengesizliği sevgimi acıya dönüştürüyordu. O kadar aptaldım ki gel dese her şeyi geri de bırakır koşarak kollarına giderdim.

O gece beni öyle güzel öpmüştü ki aklım uçmuştu. Sanki aşıkmış gibi öpmüştü beni..

Kafamı iki yana sallayarak kendime gelemeye çalıştım. Bu son olacaktı. Onun için ağlayacağım son gece olacaktı. Sevgimi kalbime gömecek ve Taehyung'la yoluma devam edecektim. O beni çok güzel seviyordu ve bu yaptıklarım ona karşı haksızlıktan başka bir şey değildi.

Hemen ayaklanarak banyoya gittim ve kendimi soğuk suyun altına attım. Güzelce yıkandıktan sonra üzerimi giyinmiş nemli saçlarımı düzeltmiştim. Şimdiyse 'sevgilimin' yanına gidecek ve bundan sonra ona hakettiği değeri verecektim. Düşüncelerim arasın da gülümsedim ve mutfağa indim. İkimiz için de birer içecek hazırlayıp hızla odasına doğru ilerledim. Hava yavaş yavaş kararıyordu ve bu saate odasına uğramam onu şaşırtacaktı.

Yüzüm de ki tebessümle kapıya hafifçe vurdum. Ancak ses gelmediğin de aldırış etmedim ve bir kaç kez daha vurdum. Açılmayan kapıyla uyuya bileceği aklıma gelmişti. Hızla üzerim de ki sarı şortumu düzelttim ve saçlarımın da iyi olduğuna emin olduktan sonra kapıyı yavaşça açtım.

Ancak yatakta deli gibi öpüşen iki çıplak beden ve Yoongi'nin için de haraket eden bir Taehyung beklediğim son şey bile değildi. O kadar dalmıştılar ki kapıyı çalmamı bile duymamıştılar. Taehyung ellerini onun beyaz bedenin de gezdiriyor ve ne kadar mükemmel olduğundan bahsediyordu. Dudaklarını dudakların dan hiç ayırmıyor elleri aşağı kayarak kalçalarını kavrıyordu. Beyaz kalçalarını güzelce avuçlayarak öyle zevkle sıktı ki ikisi de yüksek sesle inlemişti.

" Benim için gel bebeğim. Dün yaptığın gibi adımı söyleyerek boşal".

Duyduğum kelimelerle daha çok beynimden vurulmuştum. Ne sesimi çıkara biliyordum ne de haraket ede biliyordum. Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarım sessizce süzülüyordu sadece.

Yoongi'nin sesli bir şekilde gelmesiyle Taehyung dudağına bir buse kondurmuştu.

" Seni seviyorum bebeğim".

Ve bu kelime tüm vücudumun titremesini sağlamıştı. Parmaklarım uyuştuğu için elimde ki bardakları daha fazla tutamadım. Elimden kaydığı gibi iki bardakta yere düşmüş ve paramparça olmuştu. Gürültü yüzünden iki beden de hızla dönmüş büyük bir şokla beni izlemiştiler. Taehyung hızla Yoongi'nin üzerinden kalkıp üzerime doğru gelmeye başladı.

" S-sevgilim? Bak açıklaya bilirim-".

" Dur! Yaklaşma!".

" Ama Jimin-".

" Yaklaşma dedim sana".

Bağırmam onu durdurmamış hala üzerime geliyordu. O yaklaştıkça geri adımlıyordum. Ellerimle saçlarımı çekiştiriyor kafamı iki yana sallıyordum. Bu kadarını haketmemiştim.

Which İs True Love? // Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin