BÖLÜM/9

20 3 0
                                    

Soru sormayı kes cevaplar sensin yaşa ve öğren

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soru sormayı kes cevaplar sensin yaşa ve öğren.


BÖLÜM/9 "KARTLAR ÇEKİLİYOR"

Işıklar, her insanın içinde küçük de olsa bulunan o küçük umut ışıkları durumdan duruma büyüklüğü değişen aşkın ışıkları veya heyecanın gösterdiği o ışık her insanda vardı.

Bende hangisinin olduğunu bilmesem de gözlerimi kapatıyordum. Yine de o karanlıkta bir silüet beliriyordu, yanıma doğru gelirken elinde bir gaz lambası ile karanlık yeri normale çeviriyordu.

Kapüşonlu adam bana doğru ilerlerken benim adımlarım geriye doğru ilerliyordu, en son onunla yan yana bulunduğumda bir cesedi kaldırdığımı unutamıyordum. Israrla üstüme yürüdüğünde derin bir nefes aldım "ne istiyorsun?" diye sordum.

Elinde buruşmuş kağıdı bana uzatırken "hadi ama ağzın yerinde farkında mısın?" diye tedirginlikle sorduğumda elime buruşmuş kağıdı bıraktı. Buruşuk kağıdı açtığımda büyük harflerle yazılmış kelimeler
direkt kendini belli etti. "BENİ TAKİP ET"

"Saatleri bırak kırk elli dakika sonra güneş doğacak ve sen bilinmeyen bir yere beni mi çağırıyorsun?" dediğimde bana bakmadan salonda ilerlemeye başladı. Arkasında oflayarak ilerlemeye başladığımda gece bitmeden ikinci aksiyona başlamış bulunmaktaydım.

Siyah kapüşonlu bir anda bileğime yapışıp beni odaya çekerken bekçiler salonda belirdi, nefesimi tutmuş şekilde ona bakarken yine maskesinden yüzü görünmüyordu "nereye gidiyoruz?" fısıltılı sesim onu bana döndürdü ve cam kenarına geçip yeni bir kağıda yazı yazmaya başladı.

"sonuçlarına bakmaya" yazan kağıda birkaç kez okusam da anlamamış şekilde ona bakıyordum, "lütfen bana benden gizli test yaptığını söyleme" dediğimde kağıda "ben değil baban" yazdı.

Gözlerim büyürken nefes alış verişlerim hızlandı, kendimi duvara yaslarken "şu aptal sarayda neler dönüyor" diye mırıldandım. O ise kolumdan çekip odadan çıktı, bekçiler çoktan gitmişlerdi. Sarayda bugün üçüncü kez koşarken üçünde hissettiğim gibi yine korkuyordum.

Sabah abimin, arkadaşlarımın öldüğü salona geldiğimizde adımlarım yavaşladı, abimin yüzü gözlerimin önünde canlanırken elimle yüzümü ovaladım. "ne vericeksen ver artık sesim gerektiğinden yüksekti. Tabloyu kaldırdığında gözlerim şaşkınlıkla büyürken testleri eline aldı. Birkaç saniye içinde "siktir" diye fısıldadığında yanına yaklaştım.

Sesini duymanın şokunu yaşarken bana döndü, duymadığımı düşünüyordu, oyununa devam ettim. Kendimi dalmış ve daha yeni kendime geliyormuşum gibi davrandığımda testi ve silahı yerinden alıp tabloyu yerleştirdi. Kolumdan tutup beni odamın yanına geri götürdükten sonra ikimizde odaya girdik.

Ateşin Gölgesi YokturHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin