Kardeşlik denilen şey yalnız kan bağı ile değil kalp bağıyla da ortaya çıkar.

Bölüm/2 "Üç Kardeşiz"
Tünelden koşarken arkalarından kimse gelmiyordu. Nick bu durumdan ilk endişelenmesede tünelin sonuna yaklaştıkça yavaş yavaş endişelenmeye başlamıştı. Iris yorulduğunu belli ederek elini duvara yasladı ve "Abi yoruldum ben" Dedi.
O sırada tünelin sonundan bir ses geldi, bir feryat , canı yanan bir insanın sesi. Nick kardeşinin kolunu çekip oradan uzaklaşmak için arkasına dönsede Iris , Nick'in elini bırakıp merakla sese doğru koştu. tünelin sonunda Nick yaşlarında bir çocuğun kanlar içinde olduğunu gördüğünde korkuyla çığlık attı. Kan ile ilk defa karşılaşıyordu küçük prenses.
"Iris dur " Diyerek kardeşini yanına çekmeye çalışan Nick'e kardeşi dönerek "çanı mı yanıyor" diye sorup çocuğun koluna dokundu. Çocuk sessizce inlediğinde Iris abisine koşup sarıldı "ben onu üzdüm mü? " Diye sorduğunda çocuk ağlamaya başladı. Iris korkuyla abisine dönüp "abi onun çanını yaddım" Deyip ağlamaya başladığında kanlar içindeki çocuğun sesi kesildi.
Iris onun susması ile yanına oturdu. "Elini yusunu yıkayalım annem kirlendigimde bana heb böle der" Dediğinde Nick çocuğun kalkmasına yardım etti. Iris abisini izlerken çocuğa dönüp "bad benim abim karslı senin karsın var mı? " Diye sordu. İki çocuk da buna güldüler ancak fazla sürmeden çocuğun canı yandığı için tekrar sessizliğe gömüldü.
Nick çocuğun elini ve yüzünü yıkarken çocuğa Iris'ın duyamayacağı seste "nereden geldin bilmiyorum ama kardeşime zarar verirsen seni bu halden daha kötü hâle sokarım anladın mı" Dediğinde çocuk ilk Iris'e baktı.
"Heras" Nick çocuğa anlamaz gözlerle bakarken Iris hızla çocuğa sarıldı. "Bende Iris biliyor musun ben bir brensesim" Sonrasında abisini gösterip "bu da durbaga" Dediğinde Nick kaşlarını çattı. "Iris" Diye sinirle ayağa kalktığında Heras onları gülerek izliyordu.
Iris, Heras'a bakıp hızla onun yanına geçti. "Sen neden beni kovalamıyorsun bana küsdün mü? " Dediğinde Heras hayır anlamında kafasını iki yana salladı. "O zaman sen de beni kovala Heras abi" Diyen Iris gülümseyip Heras'ın kafasına vurup koşmaya başlayınca Nick ve Heras gülerek kızı kovalamaya başladılar.
Fazla sürmedi. Sadece beş dakika içinde Iris'in bir bekçiye çarpması ile herşey durdu.
Nick çığlık attı kardeşinin peşinden koştu, Iris ağlamaya başladı ağzından abi beni bırakmadan başka bir şey çıkmıyordu. Heras, Nick'in kolunu tuttu "kardeşini kurtarıcağız" Dediğinde Nick kardeşine döndü. Kız bu sefer Heras diye bağırdığında çocuğa döndü "kardeşimizi" Dedi.
15 Yıl Sonra
"5 numaralı odadaki kızı getirin" Yüksek sesle gözlerimi kapattım. Anlamayacaklardı değil mi? Ölsemde istediklerini vermeyecektim. Yanımdan geçen böceği hızla ezerken yıllarca kaldığım odaya baktım. Duvarlar nütübetten kararmıştı, oda karanlıktı, ortada bir masa vardı ve şu an oturduğu yayları çıkmış bir yatak, yerdeki böceklerde ekstraydı. Cidden gerçek bir prenses odasıydı.
19 yaşıma girmeye birkaç gün kala ne kadar da heyecanlıydım değil mi? Tahminim her zamanki gibi laboratuvardaki iğneler de hediyem olacaktı.
İçeriye ufak güneş ışınları gelince sinirli ifadem ile bekçiye döndüm. "Ne oldu sevgili kralınız bulamadı mı anahtarı" alayla dediğim şey ile bekçi sertçe kolumdan tutup kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşin Gölgesi Yoktur
FantasíaHikaye, küçük yaşta ailesini kaybeden prensesin amcası tarafından bir laboratuvara hapsedilmesiyle başlar. Bu laboratuvar, prensesin hayatını sonsuza kadar değiştirecek olayların merkezi olur. Orada, prensesin yolu suikastçıyla kesişir. Suikastçı, p...