Hikaye, küçük yaşta ailesini kaybeden prensesin amcası tarafından bir laboratuvara hapsedilmesiyle başlar. Bu laboratuvar, prensesin hayatını sonsuza kadar değiştirecek olayların merkezi olur. Orada, prensesin yolu suikastçıyla kesişir.
Suikastçı, p...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Krallar, soytarılar, burjuvalar ve din adamları her birinin istediği kadar parası olsun sonunda girdiği toprak aynı, hepsi birer insan ve her insan gibi hepsinin hataları var.
* Merhabalar * İlk başta hikayede geçen kanglıçın kelimesinin anlamını belirtmek isterim kanglıçı at arabasını süren kişiye denir.
Kurgumu beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar Oy vermeyi unutmayınız.
* * * *
BÖLÜM/1 "YOLCULUK"
Faytonun içinde beklenmedik sürpriz kralı öldürmek isteyen kardeşinin de içinde olmasıydı.
Nick babasının ona dediklerini içinden geçirirken küçük kardeşinin saçlarıyla oynuyordu, daha fazla sessizliğe dayanamadı. "Amca" sesi titriyordu dokuz yaşında küçük bir çocuk için bunlar ağırdı ancak biliyordu ki her şey bitecekti.
Küçük kardeşine bir kez daha baktı sessizce ağlıyor ve göz yaşlarını minik elleriyle silmeye çalışıyordu, faytonlardan korktuğunu biliyordu. "ne var Nick?" amcasının sert sesine karşın çenesini dik tutmaya çalışarak "Iris faytonlardan korkuyor biraz yavaş ilerlesek?" Yeni kral başını elleri arasına aldı ve ovalamaya başladı, "Umurumda değil senin küçük kardeşin ayrıca söyle şuna ağlamayı kesmezse ilk öldürdüğüm çocuk adında tarihe geçer."
Nick gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, amcasının nasıl bir insan olduğunu gayet iyi biliyordu ne ilk öldürdüğü çocuk Iris olabilirdi ne de sonuncusu. Albert doğduğu günden beri tek bir amaçla büyümüştü tahta sahip olmak, bunun için abisini öldürmüş ve şimdi de yeğenlerini öldürmeye gidiyordu.
Iris yeşil gözlerini amcası üzerinde tuttu ve elini suratının ortasına tutup "bic" diye bağırdığında Nick gözlerini hızla aralayıp Iris'i susturmaya çalıştı.
"Babam seni öldürecek!" Iris'in son sözü Albert'i sinirlendirmeye yetmişti. Küçük prensesin kolundan hızla çekip çenesini sıktığında Nick'in elleri titriyordu. "Babanız öldü." Yeni kralın sesi faytonda yayılırken Iris tekrar ağlamaya başladı, Nick ise zamanın geldiğini yavaşça anladı. Babasına verdiği sözü tutma zamanı gelmişti, derin bir nefes aldı ve beline sakladığı hançeri çıkartıp amcasının beline soktu.
Albert'in gözleri yavaşça büyürken inlemesi yüzünden kanglıçı onlara döndü, Nick amcasından çıkarttığı hançeri kanglıçın boynuna sapladıktan birkaç dakika sonra fayton bir ağaca çarpıp durdu. Nick bir yandan titrerken Iris'in elinden tutup faytondan inmesini sağlarken diğer yandan ne yapması gerektiğini düşünüyordu.
