İyi OKUMALARR ÇİÇEKLERİM:*
.
.
.
.
.Yazardan.
Jungkook'un uçaktan inip, arkadaşlarıyla geceden sabaha kadar konuştuktan sonra okula gidesi pek gelmemişti. Ama arkadaşı jimin'in ısrarlarına dayanamayan jungkook sonunda ayaklanmış ve uykusuzlukluğun verdiği yorgunlukla bile ne kadar yakışıklı olduğunu bilmeden arkadaşlarının onun için aldığı hediye olan beyaz sade gömleği kaslı ve dövmeli kollarından geçirmiş simsiyah omuzlarına dökülen arasında hafif grilerin bulunduğu saçlarını kendi halinde bırakıp arkadaşlarının gelmesini dışarıda, piercingli dudaklarını ısırarak kapının önünde beklemeye başlamıştı.
Çok sürmeden gelen arkadaşlarının konuşmalarını dinleyerek ilerlemeye başladı. Jungkook düşünceleriyle boğuşurken Hoseok'un sesini duydu. "Hey! Jungkook bizi duyuyor musun? Sana konuşuyoruz.Neden etrafına bakıp çevreye göz atmıyorsun?" aslında dedikleri bir bakıma doğruydu ama Jungkook öyle yorgundu ki okula gittiği an sırayla yakından temasa girip uyumak istiyordu.
Yinede arkadaşını kırmamak için etrafa kısaca göz gezdirmiş ve ne kadar çok şeyin değiştiğini görmüştü bir anda burnuna gelen kokuyla gözlerini yumdu ve yavaşça geri açtı.
Sonbaharı seviyordu saçlarının arasından sızan rüzgarı, yağmur yağarken sıcak acı bir kahve içmeyi kitap okumayı çok severdi. Ama en çok nefes alırken burnuna hafifçe dolan kiraz çiçeklerini severdi şuan olduğu gibi.
Namjoon, Jungkook'un sakince gülümseyen yüzünü görünce o da gülmüş ve arkadaşına yanaşmış ve konuşmaya başlamıştı "şuna bakın ya sanki on yıldır hapishanede kalmışta ilk defa güneşi görmüş gibi" Namjoon'un onunla uğraşması ile iyice keyifi yerine gelmişti Jungkook'un.
Yanında kolunu omuzuna atmış olan arkadaşına söyle yandan bir bakış atmış ve feromonlarını arkadaşının üzerine yoğunlaştırıp yüzünün renginin anbean değişip suratının ekşimesi ile diğerleri neler olduğunu, Jungkook'un hafifçe burunlarına gelen ıslak toprak, kahve ve amber kokusuyla ve Seokjin'in nefesinin kesikleşmeye başlamasıyla,Namjoon için dualar okumaya başlamışlardı bile.
Jungkook ise gülümsemesini arttırıp kahkahalar atarak feromonlarını geri çekmişti zorlukla yutkunan Namjoon Jungkook'un yanından koşa koşa sevgilisi Seokjin'in yanına varmıştı. Bu şekilde birbirleriyle uğraşıp gülüşen arkadaş grubu sonunda Kore'nin en başarılı öğrencilerinin bulunduğu okula giriş yapmış ve tüm gözlerin üstlerine çekilmesine sebebiyet vermişlerdi.
Jungkook fazla ilgiden her zaman hoşlanmış biriydi böylelikle egosunu tatmin ediyor ve özgüven depoluyordu. Ama bunu hiç belli etmeden kirazdan daha kırmızı olan dudaklarına ufak bir gülücük kondurmuş ilerliyordu.
Okuldaki herkesin onlara bakması ile gerilen Jimin, sevgilisine sığınmış ve kolları altına girmişti Hoseok ise bu duruma hafifçe tebessüm edip sevgilisini daha sıkı sarmalamıştı.
Onların bu haline özenen Namjoon sevgilisine yaklaşmış yumuşacık kahverengi saçlarına öpücükler sıralayıp kolları altına almıştı. Ortada sap gibi duran Jungkook'un gülüşü sekteye uğrasada bunu umursamadan iki yanına bakmış iç çekmiş ve yürümeye devam etmişti.
Sakin bir şekilde bahçede yürümüş insanların bakışlarını üzerlerine toplamışlardı sonunda okulun içine giriş yapmış ve sınıflarına ayrılmışlardı dersin başlamasına az kalmıştı Jungkook ve Namjoon aynı sınıftalardı sınıfa giriş yaptıklarında,daha demin cama yapışmamış gibi olan insanlara dönüp bakmamış olsada feromonları yüzünden ona bakan insanlara tepki vermeyip, Namjoon'un en arkadaki cam tarafına bakan sırada oturmuş ve sonunda etrafa göz atmıştı.
Ona bakan herkese tek tek sabırla bakmış ve hiçbir şey demeden kafasını sıraya gömmüştü. Yanına oturan Namjoon yine rahat durmamış ve konuşmaya başlamıştı " Jungkook! buraya uyu diye getirmedik seni kaldır kafanı yukarı bir sürü güzel-yakışıklı fark etmeden sana bakıyor ve sen kafanı sıraya koyup uyuyacak mısın cidden?" Jungkook hafif sinirle kafasını kaldırmış yavaşça başını Namjoon'a çevirip bakışlarıyla susmasını sağlamıştı hoca gelene kadar biraz kestirmiş hoca gelince ayağa kalmış ve hocanın sorduğu 'İsmin nedir sorusu ile kısaca kendini tanıtmış ve hocanın derse dönmesi ile kafasını sıraya tekrar gömüp uyumaya başlamıştı.
Arada uyandığı sırada Namjoon'un erkek bir omegayla konuştuğunu görüyordu. Tahaf olan şuydu bu omaga hiçte kibar bir omega değildi. Kaşının bir parmak üstünden başlayıp gözünü geçen ve yanağına ulaşan bir yara izi vardı bu onu daha da belalı gösteriyordu üstüne üstlük yüzü yaralarla kaplıydı ince dudakları, kaşı ve burnu hatta ve hatta ellerinde bile olan bu yaraları takmadan arada gülüştüklerini de duyduğu olmuştu. Arada uykusu hafiflediği sırada ise küfür eden omegayı duyup daha da şaşırıyordu.
Bu sırada sevgilisiyle tuvalette gizlice öpüştükleri için geç kalmış olan hocadan hemen sonra girmiş hocadan şişmiş ve kızarmış dudaklarıyla özür dilemiş duvar tarafında en arkadan ikinci sırasına yerleşmeye giden Jimin, hemen sıra arkadaşı Taehyung'a bakmış ancak Taehyung'u sırada görememiş aklına gelen şeyle duraksama yaşamış arkadaşının kızgınlıkta olduğunu hatırlamış hüzünlü bir şekilde sırasına oturmuştu.
Aslında sevgilisinin yanında oturmayı çok isterdi ama çok konuşup gülüştükleri için hocanın bunu sorun edip ayırmasına sinir olmuştu ne vardı otursalardı zaten konuşmaları bittiğinde susup hocayı dinliyorlardı.
Ondan üç sıra önde oturan sevgilisine şöyle bir bakmış onunda şişmiş dudaklarına bakıp dudaklarını kapatıp sessizce gülmeye çalışmıştı sanki bunu hisseden Hoseok sevgilisine dönmüş onun minik ellerini dudakları üzerinde gözleri kısık bir şekilde onun dudaklarına baktığını görmüş yalancı bir sinirle kaşını çatmış ve kötü kötü bakmaya başlamıştı.
Hocanın onları ikaz etmesi üzerine Jimin hemen gülüşünü durdurmuş Hoseok ise önüne dönmüştü bunu Hoseok'un sol çaprazında izleyen Seokjin tebessüm ederek kafasını iki yana sallamisti sanki "bunlar asla büyümeyecek" gibiydi kafa sallaması. Dersler su gibi akmış - ki bu sadece Jungkook için geçerliydi çünkü öğle tenefüsü dahil tüm gün boyunca uyumuştu- okul bitmiş yine aynı bakışlarla okulu terk etmişlerdi günleri oldukça sakin geçmişti özellikle Jungkook için.
.
.
.
.
.
.
.
..
.
.
.
.
.
.
.AY SUKUR BİTTİ PARMAKLAEİMİ JİSSETMİYORUM ARKDASLAE
Bu bölüm sikici geçmiş olabilir ama asla diğer bölümleri öyle dusunmetyin dostlarimm !!!! İng klavyeden başka klavye yazmak çok zor 😭😭😭😭😔🥺Bu arada hemen karakterlerimizin feromon kokularını soyleyeyim ki aklimiz karışmasın
Jungkook : ıslak toprak kahve ve amber kokusu
Namjoon: nane ve bitter çikolata kokusu
Seokjin: yasemin ve lavanta kokusu
Hoseok: karamel ve misket limon kokusu
Jimin: manolya ve portakal kokusu
Yoongi: mandalina ve tarçın kokusu
Ve bir set daha
Jungkook Namjoon yoongi ve san in yaşları diğerlerinden büyük bu yuden bir üst siniftalar (Kore sistemi üç yillikmis kafanız karışmasın diye turkiye sistemini uyarladim) yani on ikinci sınıflar jim jin hobi tae san wooyoung ise on birinci siniftalar (Kore'de yaş sistemi de farklı olduğu için yaşları büyük) umarım kafanız karismamistir eğer karistiysa yorumlarda belirtin ki detaylıca dusgunce anlatayim
DİGERLERİNİn FEROMONLARİNİ SONRA SOYLİCWMKİ MERAK EDKN AHAHHAAHHA
GORUSURKM 💜💗💜💗💜💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akina 'tk
FanfictionJungkook deltasını yönetebilmek için gittiği Fransa'da eğitimini tamamlamış, Kore'ye, evine geri dönmüştür. Delta: Jungkook Omega: Taehyung Text/düzyazı