4-

1.8K 117 11
                                    

OKUMALARR ASKBAHCELERİMM💖💞✨🌟 yıldızlar gibi parlayinn

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Taehyung's pov.

Biten kızgınlığımla derin bir o çekmiş ve üç gündür gidemediğim okuluma gitmek için hazırlanmaya başlamıştım. Üstüme kırmızı renginde bir ceket almış içime beyaz düz bir tişört giymiş altıma ise bir kot pantolon çekmiştim. Tırnaklarıma gümüş ojeler sürmüş gerdanımı kolyeler parmaklarımı ise yüzüklerle doldurmuştum.

Sırt çantamın içine defterlerimi cüzdanımı koymuş beyaz spor ayakkabılarımı dolabın içinde bulana kadar ise vaktim bir hayli azaltmıştım. Kahvaltı etmeye vaktim kalmadığı için mutfağa hızlıca girmiş buzdolabının içinden meyvelik bölümünü açmış bir muz çıkarmıştım. Hızlıca vestiyerin üstünden anahtarlıkğımı almış, ağızımda muz,tek ayağımın üstünde seke seke ayakkabımı giyip koşmaya başladım.

Sonunda durağa varmıştım nefes nefese beklerken otobüsün geldigini gördüm ve önümde durmasıyla binip kartımı basıp arkalara doğru yürümeye çalıştım ki bu oldukça zordu ve ayakta otobüsün kalkmasını beklemiştim.

Oldukça zor geçen otobüs maceramı sorunsuz şekilde bitirmiş, okulun önünde arkadaşlarımı bekliyordum. San ve ben ilkokuldan beri yakın arkadaşlardık ona her şeyi anlatır derdime derman olmasını beklerdim nitekim bunu oldukça başarılı bir şekilde yapıyordu onun sayesinde çok zor durumlardan tereyağından kıl çeker gibi kurtulmuştum.

Wooyoung ile ortaokulda tanışmıştık san ile, ancak Woosan çifti arkadaşlığı bir hayli yanlış anlayıp birbirleriyle sevgili olmuştular. Ben ise büyük bir şokla onları ortaokulun son döneminde kütüphanenin kör noktasında fazla yakın temaslarda öpüşürlerken görmüştüm bir iki hafta konuşmayıp onları süründürmüş etrafımda pervane olmalarını sağlamıştım.


Aklıma gelen anılar ile küçük bir kahkaha atmış bana doğru gelen arkadaşlarım ile sarılmıştım. Beraber konuşarak ki bunların çoğu delta hakkındaydı. Onların sayesinde deltayı daha da merak etmiş ama çekindiğim için deltanın sınıfına gidememiştim. Ancak sınıfının önünden geçerken aldığım feromonları ile dizlerim titremesi beni oldukça korkutmuştu.

İnsanlar sürekli deltanın hakkında konuşuyordu giydiği şeylerin oldukça yakıştığını okul idaresinin buna bir şey dememesini konuşuyorlardı açıkçası ne giydiğini oldukça fazla derecede merak etmiştim ama demiştim size korkudan gidememiştim görmeye nasıl olsa öğlenleyin yemekhanede görecektim.


Dersler son hızla devam etmiş öğle tenefüsüne girmistik. Ben ise öğlene kadar sınıftan çıkmamıştım sebebi aç olmamdı sanırım. Neyseki matematik dersinide yazdığımız notları sonunda bitirmiş, hızlıca arkadaşlarımın yanına gitmiş ve acil bir şekilde yemek yemek istediğimi nerdeyse ağlar şekilde söylemiştim.

Arkadaşlarım beni ikiletmeden kalkmış en alt kata yemekhaneye ilerlemeye başlamıştık. Sonunda geldiğimiz yemekhanede ilk geldiğimiz kişiler olduğumuz için hemen kaplarımızı kapıp diğerlerinden hızlı bir şekilde yemeklerin yanına koşmuştum arkadaşlarım bu halime gülmüş san ise konuşmaya başlamıştı. "Şu koşarak giden yavru ayıya bir bakın" diğerleri buna kahkahalar atarak yere düşerken ben onlara bakmadan yemeklerin hepsinden biraz fazla biçimde alıp her zaman ki yerimize doğru ilerlemeye başlamıştım.

Oturduğum zaman kaşık ve chopstick'iğmin olmadığını görmüş onları almak için hızlıca yerimden kalmıştım. Sonunda ihtiyacım olan her şeyi olmuş yerime dönerken ellerimi kalçamın üstüne koymuş masama doğru gülerek gidiyordum. Arkamdan jimin'in sesi duymuştum. "Hey! Taetae çok ağır gözüküyor yardım ister misin?"diye sormuş,ilk başta ne demek istediğini anlamadığım için öylece durmuş sonra gülerek arkama dönmüştüm. Tam konuşacakken ağır feromon kokusuyla gülüşüm yüzümde donmuştu. Bu koku oldukça tanıdıktı. Amber kokusuyla birleşmiş acı kahve ve ıslak toprak kokusu başımı döndürmüş, ellerimi yani tutunmak için yanımda bulunan duvara koymuştum.

Akina 'tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin