5. Bölüm

211 41 15
                                    


Medya istenilen sopa = Takemichi nin sopası.

İyi okumalarr

İyi okumalarr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


••••••••••••

Manjirou nun dili böyle bir güzel oğlan karşısında tutulmuştu. Oğlanın elinde gördüğü sopayla, bu oğlanın kral olduğunu anlamıştı. Souya ve Nohoya ağacın arkasından hızlı adımlarla çıkıp, ikiside diz çöktü.

"Teşekkür ederiz kralım."
Sarı saçlı oğlan gülümsedi ve başını salladı. Sopayı yere vura vura ağaçtan indi. Sopanın boyu sarışın oğlanın boynuna kadar geliyordu. Oğlan fazla uzun değildi. Manjirou ondan varsa yoksa beş santim falan uzundu ama cüsse olarak Manjirou daha kalıplıydı hatta fazlasıyla kalıplı kalıyordu.

Güzel oğlan Manjirou ya doğru yürüdü ve aralarında 4 adımlık mesafa olacak şekilde Manjirou nun önünde durdu. Manjirou giydiği ayakkabıdan dolayı, güzel oğlandan daha uzundu. Güzel oğlanın ayağında ayakkabı yoktu. Buradaki kimsenin ayağında ayakkabı yoktu bunu daha yeni farketmişti.

"Konuşmayacak mısın?"
Sarı oğlan kendisi gibi, bakışları da çok güzeldi. Manjirou ne diyeceğini bilemiyordu resmen.

"Doğa kralı sen misin?"
Güzel oğlan sadece başını salladı ve sağ elini Manjirou ya uzattı.

"Takemichi, Hanagaki Takemichi."
Manjirou, Takemichi nin uzattığı eli sol elinin arasına aldı ve el sıkıştılar.

"Ben Sano Manjirou. Kara kralıyım."
Takemichi sadece gülümsemiş ve başını sallamıştı.

"Biliyorum neden geldiğinizi de biliyorum."
Manjirou anlamıştı. Tahminleri doğru çıkmıştı, Takemichi nin her şeyden haberi vardı onları izlemişti.

"Benimle gelin."
Takemichi siyah elbisesinin önlerini tutarak yürümeye başladı. Takemichi birden durunca Manjirou nun göğüsü Takemichi nin sırtına çarptı evet bu beden onun bedenine kıyaslayınca küçük oluyordu. Takemichi nin gözleri Souya ya gitti.

"Souya, fuyu ya haber et. Endişelenmesin."

"Emredersiniz kralım."
Diyip bir kere daha eğildi Souya. Sonrada ayağa kalkıp ağaçların içinde kayboldu. Takemichi nin gözleri Nohoya ya gitti.

"Nohoya, Marimaya söyle bu ağaçları düzeltsin."
Nohoya da aynı Souya gibi eğilip ayağa kalktı ve ağaçların arasında kayboldu.

"Az önceki güç neydi lan?"
Ran hala şoktaydı. Takemichi sadece kıkırdamıştı.

"Bana hizmet eden sayılı kişiler vardır. O kişilerinde güçleri olur. Nohoya nın gücü kılıcını savurarak havayı bir bıçak gibi kullanabilmesi. Benim dışımda gücü olan sadece dört kişi var. Nohoya da onlardan birisi."
Gruptakiler hala şaşkındı ama sadece Ran "hmm" sesi çıkarmıştı.

Takemichi bir mağaraya girmesiyle diğerleri ilk başta tereddüt etmiş ama sonrada mağara girmişti. Mağaranın içine girdiklerinde gördüğü görüntüyle hepsinin nefesi kesilmişti.

Takemichi taşların üzerinden atlayarak ağaca doğru yürümeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Takemichi taşların üzerinden atlayarak ağaca doğru yürümeye başladı. Arkasına baktığında diğerlerinin gelmediğini gördü. Elini Manjirou ya doğru uzattı.

"Kara kralı, senin cesur birisi olduğunu duymuştum, gelmiyor musun?"
Takemichi nin yüzündeki gülümseme hiç düşmüyordu. Manjirou yutkundu ve Takemichi nin ona uzattığı havada kalan ele baktı, sonra da Takemichi nin gülümseyen yüzüne bakıp havadaki eli tuttu.

"Doğru duymuşsun ben cesur birisiyim doğa kralı."
Takemichi kıkırdadı ve elindeki asayı bırakmadan ilerlemeye devam etti. Diğerleri gelmiyordu ama her an bir şey olabilir diye tetikte bekliyordu.

İkili en sonunda ağacın altına gelmişti. Manjirou kafasını yukarı kaldırdı ve gelen güneş ışığına baktı. Takemichi da kafasını yukarı kaldırıp gözlerini kapattı. Manjirou kafasını Takemichi ye çevirdi, güneş ışığı sarı saçlarını patlatıyordu, hafif esen rüzgar saçlarını okşuyordu, yüzündeki masum gülümseme Takemichi ye güzel ve masum kılıyordu. Manjirou inanamadı bu çocuğun o kadar kişiyi öldürdüğüne, o kadar kişiyle savaştığına inanamadı.

"Asa için geldiğini biliyorum."

"Onu almadan gitmeyeceğim."

"Al o zaman."
Diyip asayı Manjirou ya doğru fırlattı Takemichi. Manjirou farkında değildi ama hala el ele tutuşuyorlardı. Takemichi bunu farkedince hemen elini çekip geriye doğru adımladı.

"Al asayı."

"Ne?"
Manjirou anlamamıştı yerdeki asaya baktı. Bu kadar kolay olamazdı değil mi?

Manjirou asayı yerden aldı ve iki eliyle asayı tuttu. Asağının başındaki mavi toptan ışıklar çıkmaya başlayıp büyük bir patlama oldu.

King Of FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin