3. Bölüm

230 41 45
                                    


Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ben iyi değilim o yüzden iyi olmak için bölüm yazdım ben iyi değilsem bari siz olun diye. Dua edin freak kitabında değiliz onda felsefem daha farklı.

Ondaki felsefem şu. "Ben iyi olabilirim ama siz olamazsınız, ben kötüysem siz sıçtınız." Ondaki felsefem bu.

Neyse çok konuştum iyi okumalarr.


Bunu atıyorum ve bölümü beğenmenizi diliyorum♡



|••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••|

Manjirou avcuna aldığı suyu içti. Akan ırmak tertemizdi, su berrak gibiydi. Bu ormanda geçirecekleri ilk gün olacaktı. Atlar çok yorulmuştu, yorulan atlardan başka kişilerde vardı tabi. Baji sırtını ağaca yaslamış ve öyle uyuya kalmıştı. Ran ın sırtı da, Baji gibi ağaca dayalıydı, dizlerini uzatmıştı, Rindou da abisinin dizine kafasını koymuş uyuyordu. Draken ve Sanzu da yanan  ateşin başında duruyor ve haritayı inceliyorlardı. Manjirou iki dizinin üstünden kalkıp yavaş, uyuşuk adımlarla haritayı inceleyen iki gencin yanına geçti.

"Tamam planınız nedir?"
Manjirou bu soruyu sorarken Draken in sol tarafına oturmuştu. Harita Drakendeydi. Draken in sağ tarafında da Sanzu vardı. Draken, Manjirou nun sorusuyla Haritayı çimlere koyup, işaret parmağıyla, harita nın üzerine çizdiği yerlerin üzerinden geçmeye başladı.

"Herhangi bir açıklıkları var mı diye baktım ama açık yok. Doğa krallığı öyle iyi korunuyor ki! Açıklık bulamadım. Ormanın içinden gizlice geçmeyi düşündüm ama şunu farkettim, Doğa kralı ormanlık olan her yerde kulağı oluyor."
Manjirou kaşlarını çattı. Sanzu iç çekti ve Draken in yarım bıraktığı cümleyi devam ettirme kararı aldı.

"Mikey sen nasıl ateş gücüne sahipsen, Doğa kralının da gücü bu. Hatta, Draken ile tahminlerimize göre bizim oraya geleceğimizi biliyor, ağaçların ona söylediğine eminim yani gizli gizli girebilme gibi bir imkan yok elimizde."
Manjirou çatık kaşlarıyla çevresindeki ağaçlarda gözünü gezdirdi.

"Bizi iyi karşılasan iyi edersin Doğa kralı. Seni yenmeye geliyorum."

İki çift mavi gözün onları görebildiğinden bihaberdiler tabiki. Siyah, sarı karışık saçları olan oğlan sarışın, kendiyle kıyasla ince olan oğlana baktı. Sarı saçlı oğlam masum bir şekilde gülümsüyordu.
"Efendim ne yapalım?"
"Bırak gelsinler. Koskoca Kara kralı benim ayağıma geliyor. Bir de beni yenmek için... Yensin yenebilirse."
"Diğerlerine yaptığınız sınavı Kara kralına da mı yapacaksınız efendim?"
"Neden yapmayım? Kara kralının diğerlerinden farkı nedir Chifuyu?"
"Öyle demek istemedim-"
Sarı saçlı genç kıkırdamaya  başladı. Chifuyu anında başını eğdi.
"Özür-"
"Sadece dalga geçiyorum Chifuyu germe kendini lütfen."
"Peki efendim. Bir sorum daha var."
"Dinliyorum."
"Efendim, eğer testi geçerse?"
"O zaman sopayı alıp gidebilir Chifuyu."
"Bu kadar kolay mı cidden bu?"
"Evet, Chifuyu bu kadar kolay testi geçerse sopa Kara kralınındır"
Chifuyu eğildi ve odadan çıktı. Sarı saçlı genç gözlerini açtı ve ellerini ağaçtan çekti.
"Teşekkür ederim."
Demiş ve ağaca gülümsemişti.

Manjirou uyuyamıyordu. Herkes yatmıştı ama Manjirou gözünü kapatamıyordu bile. Gözü sürekli olarak ya çevresindeki ağaçlara kayıyor ya da yanı başındaki haritaya gidiyordu. Eğer o sopayı alırsa halkı artık mutlu bir hayat sürebilirdi ve bunlar hal olduktan sonrada Manjirou evlenecekti. Gelenek böyleydi. Kraliyet kanı taşıyan asil bir kadınla evlenmesi gerekti. Hatta babası evleceği kişiyi seçmişti bile. Akashi, Senju Akashi. En yakın arkadaşlarından birinin kardeşiyle evlenmesi uygun görülmüştü. Akashi ailesinin de kanında kraliyet kanı vardı ama Manjirou, Senju yu her zaman Emma ile bir tutmuştu asla ona farklı bir gözle bakmamıştı Bakamazdı da! Bu Senju içinde geçerliydi. Sanzu onun için ne ifade ediyorsa, Manjirou da öyleydi.

Ama her yerde olduğu gibi büyükler önceden karar vermişti. Bu karar Senju doğduğu gün verilmişti. Manjirou o zamanlar iki yaşında bir çocuktu. Her ne kadar aileleri zorlasa da ikisi de asla birbirlerine o gözle bakamamıştı. Manjirou geri döndüğünde de nişanlanacaklardı. Bu durumdan memnun olmayan Manjirou ve Senju dışında bir kişi daha vardı. O da Sanzuydu. Sanzu oldum, olası bu durumdan memnun değildi. Çünkü Senju kendisini Sanzuya ağlayarak açıklamıştı. Sanzu kız kardeşinin tek bir damla göz yaşı için krallığı yakabilirdi. Ailesiyle çok büyük kavga etmişti. Tekeomi de, Sanzu destek olmuş ama buna rağmen babasını ikisini de susturmuştu. Tabi Sanzu asla böyle bir şeye izin vermeycekti, sadece zamanın gelmesini bekliyordu.

Manjirou bunları düşünürken göz kapakları yavaşça kapanmış ve uykunun sıcak kollarına atmıştı kendini.

King Of FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin