9

767 61 61
                                    

yorucu antremandan sonra duşumu almış arabama gidiyordum. arabama geldiğim de kapıya yaslanmış bir şekilde beni bekleyen mesutu gördüm. etrafımı kontrol ederken "ne işin var senin burda?" dedim şaşkınca.

ezeli rakibinin antreman çıkışına gelmişti mal herif. "özledim." dedi omuz silkerek

mesutu arabaya bindirdiğim de kendim de bindim. birinin görmesini istememiştim. "ya sen kafayı kırdın herhalde amk?" dedim mesuta bakarak

mesut güldüğün de "kafamı senle kırdım. seni düşünmekten kırdım kafamı." dedi her zaman ki rahat tavırlarıyla

"sen ezeli rakibinin antreman çıkışına gelmeye nasıl cesaret ettin afedersin ama?" dedim kaşlarımı kaldırarak

"siz hep dersiniz ya, ezeli rekabet ebedi dostluk." dedi hala gülüyordu

"biz deriz, ama gören olsa sosyal medyaya düşsen ne bok yiyeceksin amk? adımızı çıkarmak istiyorsun heralde." dedim ona kızarak

"abartma nelsson, kim niye görsün beni? otoparka geldim alt tarafı. senin dışında hiç bir oyuncu kendi aracıyla gitmiyor zaten." dedi açıklayarak

"hem sen niye geldin ki? daha antremandan önce konuştuk." dedim arabayı çalıştırarak

"gelmeseydim yani? iyi indir o zaman beni." dedi yola çıktığım da

"ya saçmalama, öyle mi dedim ben şimdi? sadece demek istiyorum ki söyleseydin buluşurduk." dedim kendimi açıklayarak

"süpriz yapmak istedim çok mu şey istedim?" dedi kaşlarını çatarak

"tamam tamam özür dilerim, güzel süpriz. günüm şenlendi." dedim bende gülümseyerek

"harbi mi lan?" dedi heycanlı sesiyle

"harbi lan." dedim bende ona gülerek

"nelsson galiba bizden olacak." dedi dalga geçerek

"bizden olmayacakta kimden olacak başka. çok uyumluyuz." dedim bende dalga geçerek. mesut ve ben zıt karakterlerdik ama ikimizde birbirimizle vakit geçirmeyi seviyorduk işte.

"bak dalgasına söylüyorsan ben ciddiye alıyorum haberin olsun. allahıma salmam seni." dedi bana bakarak

"salma, salmanı isteyen kim?" dedim omuz silkerek

"ama sende bir öylesin bir böylesin, bir tersliyorsun bir yavşıyorsun amk." dedi kaşlarını çatarak

"töbehaşa, ben ve birine yavşamak. yavşamıyorum." dedim kafamı iki yana sallayarak

"sen kendini kandır anca." dedi onda güldüğün de. tamam belki biraz yavşıyor olabilirdim.

ona yüzümü buruşturduğum da bu hareketime gülmüştü. mesuta fikrini sormamıştım ama arabayı kendi evime sürüyordum. itiraz edeceğini de düşünmüyordum zaten.

"radyoyu açtığımda  çıkan şarkıyı sana armağan ediyorum." dedi mesut.

radyoyu açtığın da karşımıza çıkan şarkıyla gülümsedim. mesutta gülümsediğin de şarkıya eşlik etti "Bugünlerde bir şeyler oluyor bana, acep neden?
Yalnızlık geçiyor gönlümdeki ıslak caddelerden
Bakarsan buğulu penceremden
Dünyam kapkaranlık, neden bilsen
Aç kapıyı gir içeri gönlüm bekliyor seni..."

yüzüme baktı ve daha yüksek bir şekilde devam etti "Bana ne şu yalan dünyadan yanımda sen olmazsan
Gözlerim kapanmaz seni sinemde uyutmazsam
Sevmeyince hayat bomboş, dedin
Yaşamayı bana sen öğrettin.
Aç kapıyı gir içeri gönlüm bekliyor senii.." 

şarkı bittiğin de radyoyu kapattı. "ayarladın mı?" dedim gülerek

"kuranıma tesadüf." dedi ciddi suratıyla.

"şaka yapmıştım zaten az sakin olsana." dedim gülerek

"aç kapıyı gir içeri gönlüm bekliyor seniii." dedi şarkının sözlerini söyleyerek

"daha çok bekler." dedim bende onu sinir etmek için.

tripli bir şekilde önüne döndüğün de "mahvet ama anı tamam mı?" dedi sinirle

"şakaydı ya." dedim bende ona bakarak

beni cevapsız bıraktığın da "şaka yaptım lan." dedim kaşlarımı çatarak

"şakanı sikerim şimdi senin, gerizekalı." dedi mesut sinirle

"abartmasan mı? şaka yaptım diyorum." dedim bende yumuşak sesimle

"gerçekten ben anlamıyorum ama seni, bir ümit veriyorsun, diyorum ki tamam bu da istiyor. bir şey yapıyorsun şüpheye düşürüyorsun. en kötüsü de sana gittikçe bağlanmam." dedi kaşlarını çatarak.

evin önüne geldiğimiz de arabayı durdurarak mesuta baktım. "kötü bir şey yapmadım ki." dedim üzgün çıkan sesimle. mesutun dediği gibi yapıyorsam bile farkında değildim.

mesut oflayarak bana döndü ve "şu ses tonuyla konuşma." dedi bana bakarak

"hangi ses tonuyla?" dedim sorarak

"suçlu bir ses tonuyla. kendimi kötü hissediyorum." dedi sesi sakinleşmişti.

"tamam konuşmam." dedim kabul ederek.

mesut sıkıntıyla iç çektiğin de "çok seviyorum ulan." dedi derin derin bakarak

anlık gelen sesli itirafıyla birlikte bir kaç saniye kaldığım da yutkundum. bir cevap veremediğim de "hadi geçelim eve." dedi arabadan inerek.

bende arabadan indiğim de mesutu takip ettim. anahtarımı çıkartarak kapıyı açtım ve mesutun geçmesi için bekledim. içeri geçtiğimiz de yukarı çıkıp üstümü değiştirdim ve hızlıca mesutun yanına indim.

koltuğa mesutun yanına oturduğum da kolumu omzuna attım. "sinirli misin hala bana?" dedim dudağımı büzerek

eliyle dudağımı büzdüğün de "sen bana şirinlik mi yapıyorsun?" dedi kafamı iki yana sallayarak

ona güldüğüm de "sinirli kalabilir miyim ben sana?" dedi bana bakarak

"kalamaz mısın?" dedim bende ona karşılık

sakalımı okşamaya başladığın da iç çekerek burnunu boynuma getirdi kokladı ve "cennetin kokusu." dedi

elimi ensesine atarak orayı okşadığım da "cennetin kapıları açık sana." dedim flörtöz bir sesle.

boynuma neredeyse hissedilmeyen bir öpücük kondurduğun da "girmezsem ayıp olur o zaman." dedi ve tekrardan öptü.

boynumu öperken bende ona izin veriyordum. bu aşamaya ne ara gelmiştik bilmiyordum ama sorgulamak istemiyordum çünkü mutluydum.

mesut boynumu öpmeyi bırakarak emmeye başladı. bu hareketle mest olurken kısık bir sesle inlemiştim. boynumda gerilen dudaklarından anladım güldüğünü.

"gülme." dedim ciddi sesimle ve kafasını daha çok bastırdım boynuma. emmeye devam ettiğin de "cenettin meyvesini mi yiyorum ben şuanda?" dedi gülerek

onu geri çektiğim de "biraz da cennetin meyvesi seni yesin." dedim ve ellerimi ensesinden çekmeden boynunu öptüm.

sıcak nefesimi kulak memesinin oraya verdiğim de "ister misin?" diye fısıldadım. ellerimi göğüs kaslarında gezdiriyordum.

"istemez miyim?" dedi o da tahrik olmuş sesiyle

ona güldüğüm de boynuna inerek yaladım. öpücük kondurduğum da eli enseme gitti ve kafamı bastırdı. emmemi istiyordu ama ben oynamak istiyordum.

yalamaya ve öpmeye devam ettiğim de "hadisene." dedi sabırsız sesiyle

emmeye başladığım da gözleri kapandı. elleri ensemde ki saçlarda gezerken mesutta inlemişti. kısa bir süre aynı şeyi yaptığım da kapının zili duyuldu.

kendimi geri çektiğim de kaşlarımı çattım. "kim bu saate amk?" dedi mesutta şaşırarak

"açsana lan it!" dedi zaniolo kapının ardından. zaniolonun sesinden sonra diğerlerinin de sesi duyulurken mesuta baktım ve "şimdi sıçtık işte." dedim.


işi ilerlettim vallahi

ama illa ki birileri bascak. rahat edemiyorum amk agahagah

MESUT GECE-nelssonxmesutözilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin