sabah mesutun kokusuyla uyanmak en iyi şeydi. mesut kendini kollarıma bırakmış bir şekilde masumca uyurken onun suratını izledim uzun bir süre.
mesut kıpraşmaya başladığın da alnından başlayarak her yerine öpücükler kondurdum. dün çok yormuştum güzelimi.
"günaydın." dedi enerjik sesiyle
"günaydın aşkım." dedim bende dudağına öpücük kondurarak.
"kokuna bayılıyorum." dedim kokusunu içime çekerek
"oyyy aşkım." dedi dudağımı büzüp kafamı hafifçe sallarken
"hadi kahvaltı edelim." dedim kalkmamız gerektiğini söylerken
"evde mi edeceğiz?" diye sordu tek kaşını kaldırarak
"sen nerde istersen orda." dedim bende yataktan kalkarken.
"evde edelim o zaman." dedi bana bakarak
"tamam önce bir duş alalım." dedim bende gülerek. dün duş bile almadan uyumuştuk.
"ilk sen gir." dedi hadi dercesine.
"aşkım beraber?" dedim kaşlarımı çatarak.
"nelsson!" dedi uyarırcasına ve kafasıyla hadi işareti yaptı.
oflayarak havlumu aldım ve banyoya ilerledim. 10 dakika sonra çıktım ve odaya geçtim. mesut hala yatakta yatıyor telefonuyla oynuyordu.
ona havlu verdiğim de o da duşa girdi. altıma baksırımı geçirdiğim de eşofmanımı da giymiştim. üstümü çıplak bırakmayı tercih ettiğim de aşşağı indim.
dolabı açarak kahvaltılıkları çıkarmaya başladım. mesut yaklaşık bir yarım saat sonra aşşağıya indiğin de ben de çayları dolduruyordum.
"beni niye beklemedin? beraber hazırlardık." dedi kaşlarını çatarak
çayları masaya bıraktığım da mesutun yanına giderek ellerinden tuttum ve kendime çekerek masaya yürüttüm onu. karşımda kalan sandalyeye oturttuğum da saçlarına öpücük kondurarak "bugün senin günün." dedim gülerek
"ağzına sıçtığım!" dedi yaptığım imayla birlikte.
"ne var ya? ne dedim?" dedim anlamamış gibi yaparak
"dün siktin diye dime lan bütün bunlar?" dedi o da sinirli bir ses tonuyla
karşısına oturduğum da "saçmalama lan! evet dün biraz yormuş olabilirim seni ama seni sevdiğim için bütün bunlar." dedim yumuşak çıkarttığım sesimle
"niye sen siktin ki?" dedi küçük bir çocuk gibi
"sen istedin?" dedim bende kaşlarımı kaldırarak
"bende seni sikeceğim ama yaz bunu bir kenara." dedi çattığı kaşlarla. muhabbete bak amınakoyayım.
"hehe aşkım tamam sikersin, hadi kahvaltını et." dedim yemeye başlarken. mesutta kahvaltısını etmeye başladığın da arada onun da ağzına veriyordum bir şeyler.
"aşkım bir şey soracağım?" dedi mesut ağzında ki lokmayı yutarken
"sor bebeğim." dedim bende ona bakarak.
"sizin bu icardi var ya?" dedi
devam etmediğin de "ee?" dedim devam etmesi için
"bizim merte yanaşıyor olabilir mi?" dedi sorarcasına
kaşlarım çatıldığın da "ne alaka? niye böyle düşündün ki yavrum?" dedim merak ederek.
"bilmiyorum işte öyle gibime geldi. belki sana söylemiştir diye sordum." dedi omuz silkerek
"öyle bir şey varsa da bilmiyorum vallahi aşkım." dedim dudağımı bilmiyorum anlamında büzerken
"birde şey diyeceğim, arkadaşlarımıza söyleyecek miyiz?" dedi bana bakarak
lokmamı yuttuğum da gelen soruyla birlikte mesuta baktım. gözlerimi kaçırdığım da "bilmem." dedim kısık sesimle.
"söylemek istemiyorsan söylemeyiz, gerçi benim arkadaşlarım biliyor ama." dedi kaşlarını kaldırarak
"sorun yok." dedim bende ona karşılık. ilişkimiz daha yeniydi ve söylemek ne kadar doğru olurdu bilmiyordum. verecekleri tepki kötü olmazdı ama ben çekinirdim.
"söyleyecek misin yani?" dedi tek kaşını kaldırarak
boğazımı temizlediğim de "söylerim de, daha erken değil mi?" dedim korka korka. yanlış anlar diye korkuyordum.
kafasını salladığın da "sen bilirsin." diyerek yemeğine geri dönmüştü. yemek boyunca kafasını kaldırıp bana bakmamıştı ve sorduğum sorulara kısa kısa cevaplar vermişti.
kahvaltıyı bitirdiğimiz de mesutu salona oturtarak bulaşıkları topladım. salona geçtiğim de asık suratıyla telefonuyla oynayan mesutu gördüm. yanına giderek oturdum ve kolumu omzuna doğru attım.
kafasını kaldırmazken telefonuyla uğraşmaya devam ediyordu. "aşkım?" dedim ilgisini çekmek için.
"noldu?" dedi konuşmak istemezcesine
"yavrum niye böyle yapıyorsun?" dedim onu kendime çekerek
"bir şey yapmıyorum nelsson." dedi hala bana trip atarken
elimle çenesinden tutup kafasını kendime çevirdiğim de "mesut noldu söylesene?" dedim yumuşak sesimle
"bir şey olduğu yok. ne olabilir?" dedi sesi tripli çıkıyordu.
"erken olduğunu söylediğim için mi kızdın bana?" diye sordum.
gözlerime bakarken cevap vermemişti. sorunun bu olduğunu biliyordum zaten. "hayatım kötü amaçla söylemedim ki. arkadaşlarıma söylerim bunda bir sıkıntı yok. ama ben şuana kadar hiç bir sevgilimi gidip anlatmadım ki onlara. bu yüzden garipsiyorum biraz bu durumu. tabii ki illa ki öğrenecekler ama dediğim gibi, bir anda söylemeye çekiniyorum." dedim kendimi açıklayarak
"aramızda ki şeyden utanıyorsun yani? ilişkimizden?" dedi kaşlarını kaldırarak
"saçmalama mesut, niye utanayım." dedim kaşlarımı çatarken
"söyleyemiyorsun, utanıyorsun işte." dedi önüne dönerek. kafamı sikselerdi de söylemeseydim öyle amk.
telefonumu çıkarttığım da mesut yan yan bakıyordu ekrana. bütün arkadaşlarımın olduğu gruba girdiğim de 'mesutla sevgiliyiz.' mesajını gönderdim.
mesut bunu gördüğü için şaşırmıştı. "bak gördün mü? ne senden ne de ilişkimizden utanıyorum." dedim gözlerinin en derinine bakarak
o da gözlerime derin derin bakarken dayanamayarak öptüm onu. elleri enseme gittiğin de beni kendine daha da çok çekerek öpüyordu.
öpüşmemiz derinleşirken benim de ellerim mesutun beline gitmişti. öpüşme seslerimiz salonda duyulurken anlık olarak ayrılarak mesutun tişörtünü çıkarttım. kendi tişörtümü de çıkarttığım da mesutun dudaklarına tekrardan yapıştım.
koltukta onu yatar pozisyona getirdiğim de dudaklarında biraz daha oyalandıktan sonra boynuna indim. boynunda izlerimi bırakırken yavaş yavaş aşşağıya inmeye başladım. göğüsünün ucunu ağzıma aldığım da mesut derince inleyerek kafamı daha çok bastırdı.
bir süre daha göğsünü emmeye devam ettiğim de aşşağıya doğru indim öpücüklerle. elim kemerine gittiğin de zil sesi yankılandı. benim umrumda olmazken mesut beni durdurarak "birini mi bekliyordun?" dedi nefes nefese
kafamı iki yana salladığım da "çalar çalar gider." dedim ve işeme devam etmeye çalıştım.
mesut beni durdurduğun da kapıdan ses geldi "açsana it!" zaniolonun sesi kulaklarıma dolduğun da "hay ananızı sikeyim!" diye isyan ederek bağırdım.
sevişirken arkadaşlar tarafından basılmak...
bütün hikayelerim de olmazsa olmaz bölüm.