uyandığım da üzerimde ağırlık hissettim. gözlerimi açtığım da nelssonun göğsümde olduğunu gördüm. çok masum uyuyordu fındık burunlum.
onu uyandırmadan komidinde duran telefonumu elime aldım ve bir kaç tane fotoğrafını çektim. gruptan bir sürü mesaj gelmişti.
ALLAHA ŞÜKÜR
OROSPU ÇOCUĞUYUZaltay; lan mesut nereye gittin amk
mert; nelsson ne alakaydı amk?
emre; kanziler salak mısınız numara mı yapıyorsunuz?
irfancan; ne alaka la
ferdi; ulan ben bile anladım amk
dzeko; neyi anladınız lan?
ryan; söylesenize ibneler
emre; kanka nelsson geldi sonra gitti. mesutta peşinden gittiğine göre?
tadic; bulmaca mı çözüyoruz lan anlatın doğru düzgün oçlar
ferdi; ya sevgililer herhalde amk işte
dzeko; ney? sevgili mi
tadic; duymamış ki hayatın da xd
dzeko; orospu çocuğusun
tadic; öyle mi olmuş :D
dzeko; piç herif.
mert; kesin tantanayı. yatın uyuyun yarın mesut anlatır.
mertin attığı mesaj üstüne kimse bir şey yazmamıştı. ferdinin en son attığı mesajı çekip :) şunu atmıştım sadece. telefonu kenara koyduğum da nelssonu izlemeye başladım. o kadar güzel uyuyordu ki kıpırdamıyordum uyanmasın diye.
bir süre geçtiğin de nelssonun gözleri açıldı. gözlerini bir bebek gibi elleriyle ovduğunda bana baktı kafasını kaldırarak "uyanmışsın?" dedi uykulu sesiyle
kafamı salladığım da "senin gül yüzünle uyandım." dedim ellerimi saçlarına atarak okşarken
dudağını büzdü ve kendini yukarı kaydırarak dudağımdan öptü. sabah sabah ne güzel gitmişti. "bal dudaklım." dedim tekrardan öperek
"bal dudaklın yer seni." dedi o da burnunu burnuma değdirerek. çok seviyordum.
"tek kelime edersem orospu çocuğuyum." dedim yükselerek
"lan dur sabah sabah." dedi o da kaşlarını çatarak.
doğrulduğun da esnemişti. "bugün işin var mı?" dedim bende dirseklerimin üzerinde durarak
"bugün yok. senin?" dedi o da bana sorarak
"senin yoksa benim hiç yok." dedim bende gülerek. bizimkiler akşam çağıracaktı kesin beni yine.
"öyle mi?" dedi cilveli cilveli. cilvesini yediğim.
"öyle." dedim bende onu onaylayarak
"o zaman kahvaltı?" dedi kaşlarını kaldırarak
"hadi." dedim bende kafamla hadi işareti yaparak.
kalktığın da dolabından kıyafetlerini alarak giyindi. manzaranın tadını çıkarttım bende o sırada. "hoşuna gitti sanırım?" dedi arkasını dönerek
"gitmez mi?" dedim bende gülerek
o da bana güldüğün de tuvalete giderek elini yüzünü yıkadı. bende aynı şekilde yüzümü yıkadığım da evden çıktık. nelssonun arabasına bindiğimiz de sürmeye başladı.