ayağımın ağrısıyla uyandığım da yerimde dikleşmeye çalıştım. tetikte bekleyen mesut yardım ettiğin de sırtımı yaslayarak doğrulmuştum.
"aşkım ben çok sıkıldım." dedim mesuta bakarak. yaklaşık bir haftadır yatıyordum. mesut beni asla yalnız bırakmıyordu. antremanlarına giderken de yanımda durması için arkadaşlarımızdan birisini ayarlıyordu.
"ne yapmak istersin?" diye sordu ilgiyle.
dudağımı büzdüğümde "bilmem." dedim
"film izleyelim?" dedi sorarak
"zaten bir haftadır aynı şeyi yapıyoruz." dedim mızmızlanarak. mesut beni nasıl çekiyordu bilmiyordum.
"çağırayım bizimkileri, değişiklik olur sanada. hem onlarda ziyarete gelmek istiyorlardı zaten." dedi fikir sunarak.
"tamam olur ama işleri varsa ısrar etme." dedim. işlerini aksatmalarını istemiyordum.
mesut bir kaç kişiyle konuştuktan sonra "gelemiyorlar, sadece icardi, mert ve zaniolo gelebilirmiş." dedi sinirle. gelmedikleri için sinirlenmişti.
kafamı salladığım da üzülmüştüm. bende onları görmek istiyordum. gözlerim dolduğun da mesuttan saklamaya çalıştım. burnumu çektiğimde "aşkım?" dedi mesut hemen yanımda yere çökerek
onu cevapsız bıraktığım da kafamı çevirerek gözyaşlarımı sildim. psikolojim yarrak gibiydi ve ağlamak için yer arıyordum.
"yavrum işleri varmış gerçekten, yarın gelecekler zaten." dedi bana açıklama yaparak.
kafamı salladığım da "sorun yok zaten." dedim ağlamamı durdurmaya çalışarak
"sorun yoksa niye ağlıyorsun yavrum?" dedi sorarak
"yok bir şey tamam." dedim burnumu çekerek
mesut bana sarıldığında "kötü hissettiğin de bana söyle, saklama benden." dedi ensemi okşarken
"kötüyüm mesut ama ağrılardan dolayı değil. ya hiç iyileşemezsem? eskisi gibi oynayamazsam? ya beni takımdan gönderirlerse?" dedim endişelerimi sıralayarak
mesut elimi tutarak benden ayrıldığın da "iyileşeceksin, eskisinden daha da iyi oynayacaksın. seni biraz tanıdıysam bunu da atlatırsın canım sevgilim benim." diyerek ellerime öpücük kondurdu.
ona gülümsediğim de "sen olmasan napardım ben?" dedim
"bensiz bir hayat bende düşünemiyorum." dedi gülerek.
onun bu tatlı haline güldüğüm de kapı çaldı. mesut kalkarak kapıyı açtı ve diğerleriyle birlikte içeri girdi. hepsi bana selam vererek oturdu. zaniolonun yanında ferdi de gelmişti.
"daha iyi misin?" diye sordu zaniolo
kafamı salladığım da "ağrılar azalıyor yavaş yavaş." dedim
"ben dedim abi, güçlü adam bu adam." dedi icardi gururla. ona güldüğüm de o da gülmüştü.
"aç mısınız? yemek söyleyeyim." dedi mesut onlara sorarak. ben zaten yeni yemiştim
aç olmadıklarını söylediler mesuta karşılık. mesut bana döndüğün de "aşkım? acıkmışsındır sen sana söyleyeyim." dedi
"saçmalama mesut daha bir saat önce yedik." dedim ona göz devirirken
"olsun yersin sen." dedi ısrar ederek
"mesut sakın söyleme yemek falan, yiyeceksen sen kendine söyle." dedim kesinlikle bir şey yemeyeceğimi belirtmek için.