Marvel Imagines ♡

Clint Barton, Tis the season

Anne Natasha Romanoff x ergen okuyucu x Clint Barton

Uyarı: Hawkeye 1. bölümden sahneler, Natasha'nın ölümünden bahsetme
Özet: Annen öldükten sonra Clint seni New York'a, ailesinin yanına alır.
Kelime sayısı: 722

Noel, yılın en sevdiğin zamanıydı. Sen ve annen her yıl birbiriniz için süslemeler ve hediyeler almaya giderdiniz. Yapmak istediğin buydu ama şimdi, o gittiğinden beri, bundan korkuyordun. Onsuz, normalde yaptığın tüm tatil etkinliklerini yapamazdın. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Thanos yenildiğinde ve herkes geri döndüğünde, Clint gidecek hiçbir yerin olmadığını biliyordu ve seni yanına almayı kendine görev edinmişti. Seni kızı gibi gördü ve kendi çocuklarının seni dördüncü kardeşleri gibi sevdiğini ve Laura'nın da seni sevdiğini biliyordu. Laura, Natasha'nın ölümünden sonra Clint'in ne kadar üzüldüğünü bildiği için senin nasıl hissettiğini hayal bile edemiyordu. İki yetişkin, hayatına kaldığın yerden devam etmen için ellerinden gelenin en iyisini yaptı.

Noel'den kısa bir süre önce herkesi New York'a göndermek Laura'nın fikriydi ve başlangıçta sen de onunla kalacaktın ama Clint seni onlarla götürmeye ikna etti. Evden çıkıp aileyle eğlenmenin yardımcı olabileceğini düşündü. Nasılsa artık onların bir parçasıydın, birkaç gün içinde toparlandın ve New York'a giden bir uçağa bindin.

Kendini annene olan özleminden uzaklaştıracak kadar eğleniyordun ama farkında olsan da olmasan da bu hep aklının bir köşesindeydi. Clint hepinizin bir şeylerle oyalandığından emin oldu. Geceleri huzur ve sessizlik olsun diye bunu hepinizi yormak için yaptığını inkar etti ama sen ve Lyla biliyordunuz. Öte yandan çocuklar daha kayıtsız kalamazdı.

Sen ve Lyla neredeyse tüm zaman boyunca birlikte kaldınız. Bundan önce de ikiniz çok yakındınız. Senin yaşına yakın olan tek arkadaşın oydu ve seni her zaman istediği ama asla sahip olamadığı kız kardeşi olarak gördü. Anne babanız birer avenger olduğundan ve birbirleriyle çok yakın olduklarından, ikinizin birçok ortak yönü vardı.

Şehirde bulunduğun süre boyunca Nate, Rogers müzikali için tabelalar ve posterler görüyordu ve müzikale gitmek istiyordu. Müzikallerle pek ilgilenmiyordun ama herkes gitmek istediği için ve yalnız kalmak istemediğin için gittin ama kısa sürede bu tercihinden pişman oldun.

Annenin şovda ne kadar yer alacağını tahmin etmemiştin. İlk başta çok fazla değildi ama ne zaman anneni oynayan oyuncu sahneye çıksa, bir an onun o olduğunu düşündün. New York Savaşı sahnesine kadar fena değildi. Onu yakından izledin, sadece bir aktris değil de gerçekten annen olmasını diledin. Onu çok özledin ve onu geri kazanmak için elinden gelen her şeyi yapardın.

Lyla senin dalıp oyuncuya odaklandığını gördü ve dikkatini dağıtmak üzereydi ama gözlerin dolmaya başladı ve babasının bununla ilgilenmesi gerektiğini biliyordu. Dikkatini çekmeye çalıştı ama elini yüzüne sallayana kadar işe yaramadı.

"Baba?" diye fısıldadı, Clint kulağına uzanırken sordu, "İşitme duyunu mu kapattın?"

Clint ona bakmak için döndü, "Evet yani, oradaydım ve ne olduğunu biliyorum."

"İyi misin?" Natasha'nın aktrisine de odaklandığını fark ettiği için sordu.

"Evet, evet iyiyim," dedi, Lyla'ya dönerek, "Her şey yolunda mı?"

Clint senin sahneye bakıp ağlamaya başladığını görebilsin diye Lyla koltuğuna yaslandı. Sana ulaşmak için kızının üzerinden eğildi ve omzunu hafifçe salladı.

"Hadi, biraz hava alalım," dedi, seni tekrar sarsarak, "Haydi evlat," dedi biraz daha yüksek ama yine de gösteriyi bozmayacak kadar yumuşak bir sesle. Hareket etmedin, bu yüzden nazikçe kolunu tuttu ve seni oturduğun yerden kaldırarak uzaklaştırdı. Kolunu senin omzuna doladı ve seni salonun dışına çıkardı.

Dışarı çıkar çıkmaz Clint hafifçe eğildi ve ellerini omuzlarına koydu, "Y/n? Benimle misin?"

Ağlıyor olmana rağmen yine de başını salladın ve birkaç kelime söylemeyi başardın, "Onu çok özledim Clint," diye hıçkırarak ona doğru eğildin ve sarıldın. Nasıl hissettiğini anladı ve geri sarıldı.

"Ben de onu özlüyorum Y/n. Gerçekten özlüyorum," dedi usulca, "Keşke hala senin için burada olsaydı ama sen güvende olabilesin diye kendini feda etti. Diğer herkesin de öyle olabilmesi içindi ve biz de bunu kabul etmeliyiz. "

Başını salladın, "Biliyorum ama keşke yapmasaydı. Onsuz yaşamaktansa onunla ölmeyi tercih ederim."

Clint kendini geri çekti ve gözlerinin içine baktı, "Hey," dedi sert bir şekilde, "Bunu söylemen Nat'e ne hissettirir? Biliyorsun, senin ölmene izin vermektense cehennemde sonsuza kadar kalmayı tercih eder, tamam mı? O yüzden bu saçmalıklardan herhangi birini duymak istemiyorum. Hayatını yaşamaya devam et ve anneni gururlandır. Onun tek istediği buydu."

Bir şeyler söyleyecektin ama Cooper, Nate ve Lyla sinemadan çıktılar, sen de hemen gözyaşlarını sildin ve her şey yolundaymış gibi davranmak için elinden gelenin en iyisini yaptın.

"Beğendiniz mi çocuklar?" Clint çocuklarına sordu.

Nate, Clint'e yaslanarak, "Sıkıcıydı," dedi.

Cooper, "Evet, hiç beklediğim gibi değildi," dedi, Lyla da aynı fikirdeydi.

"Pekala," dedi Clint, "Caddenin aşağısında harika bir yemek mekanı biliyorum. Bu gösterinin geri kalanını atlayıp yemek yemeye gidelim. Y/n, kulağa hoş geliyor mu?"

Başını salladın ve diğerleri de kabul etti, böylece hepiniz Clint'in deyimiyle "şehirdeki en iyi yemeği" almak için caddede Clint'i takip ettiniz.