Peter Parker, Feelings

344 13 1
                                    

Peter Parker x okuyucu

Uyarı: fluff, minnacık angst
Özet: Peter ile boyunuz bacak kadarkenki zamandan beri arkadaşsınız, şimdi ikiniz de yirmilerinizdesiniz, hayatını yönlendirmekle meşgulsün. Doğrusu ikiniz de umutsuzca birbirinize aşıksınız.
Kelime sayısı: 1422

May halanın her zaman ikinize dair umutları vardı. Dürüst olmak gerekirse, bunun olacağını bir mil öteden görebiliyordu. Peter'ı o büyütmüştü ve konuşmaya başladığından beri sürekli Parker'ların evinde olduğun için senin üzerinde de çok emeği vardı. Senin ve Peter'ın arkadaşlığının gelişmesini, okulda birbirinize destek olmanızı, zorbalarla, aşklarla ve sınavlarla başa çıkmanızı izledi. Peter'ın ilk kız arkadaşını kaybetmesini ve senin Gwen'in kaybı sırasında ona destek olmanı izledi. İlk ilişkin kargaşa ve gözyaşlarıyla sona erdiğinde oradaydı. İkinizin de iş bulmasını ve üniversiteye yerleşmenizi izledi; ikiniz de meşguldünüz ama yine de birbirinizi görmek için çaba harcıyordunuz. Siz farkına varmadan izlemeye devam etti ama ikiniz de aşık olmaya başladınız. Aranızda bir şeylerin olacağını her zaman biliyordu.

Peter on yedi yaşındayken ona rehberlik etmeye yeltenip söylemeye çalışmıştı ama Ben amca ona yeğenlerinin hayatına karışmayı bırakmasını söylemişti. "Bunu zamanı gelince kendi çözecektir May." Böylece May hala bunu bıraktı ve ikinizi her görüşünde gizli bir gülümsemeyle kenardan izlemeye devam etti.

Çalışırken Peter'ın bacakları titriyordu ve bir türlü yerinde oturamıyordu, "İyi misin, Parker?" İkiniz de üniversitedeki ayrı dersleriniz için makale yazmakla meşguldünüz ama her zaman birlikte çalışmaktan hoşlanırdınız. Küçüklüğünden beri birlikte ödev yapmayı ve benzer şeyleri severdin. Onun varlığıyla ilgili bir şeyler vardı; seni sakinleştiriyor ve odaklanmana yardımcı oluyordu.

Peter yorgun bir şekilde gözlerini ovuşturdu, son birkaç gündür tıraş olmayı ihmal ettiği için uzayan kirli sakalı çok hoşuna gidiyordu. Umarım o sakalı kesmez, belki biraz daha uzatır. Kendini bunu düşünürken yakaladığında kaşlarını çattın. Tamam, tuhaf. O senin arkadaşındı - en iyi arkadaşın - ne fazlası ne azı. "İyiyim," diye içini çekti Peter, seni düşüncelerinden kurtararak, "Ama açım... Öğle yemeğine çıkmak ister misin?"

Güldün, "Akşam yemeğini mi kastediyorsun?" dedin telefonundaki saati göstererek. "Saatlerdir makale yazıyoruz." diye dalga geçtin.

"Kahretsin, gerçekten mi? Vay be... May halamı arayıp iyi olduğumu haber versem iyi olur. Ne kadar endişelendiğini biliyorsun."

"Akşam yemeğine gelip gelemeyeceğimi de sorabilir misin-"

"Geliyorsun." kesin bir tavırla söyledi.

"Merhaba May hala. Ben ve (y/n) sabah 11'den beri çalışıyoruz, makale yazıyoruz ve şimdi saat neredeyse akşam 5!" Peter'in yüzü buruştu, "Ne? Hayır. Makale yazıyorduk - sadece makale yazıyorduk."

Konuşmasını bitirdiğinde çantanı hazırladın, "Sert bir şeyler içmiş olmalı," dedi Peter telefonu kapatırken, "Kendi kendine çalışmadığımıza ikna olmuştu. Başka şeyler yaptığımızı, seviştiğimizi ya da onun gibi bir şey yaptığımızı ima edip durdu! Delice, değil mi?!" Peter'ın kahkahası yüksekti ve bunun neden bu kadar acı verdiğini bilmiyordun. Düşüncesi bile bu kadar kötü mü? Senin için hiç çekici değil miyim? Bu düşünceler kafanın içinde dönerken zorla güldün, "Yani bu çok çılgınca, değil mi?"

"Kesinlikle." Başını salladın, çantalarını alırken gülümsemen düştü. Neden bu kadar önemsiyordun? Hiçbir fikrin yoktu. Onun yorumlarından neden bu kadar incindiğini bilmiyordun. Peter senin arkadaşındı, hepsi bu... Elbette ortada başka bir şey yoktu, değil mi? Boğazını temizledin, "Ah, biliyor musun, bugün ailemle akşam yemeği yemeyi planladığımı unutmuşum Pete." Bu bir yalandı ve Peter bunu anlayabiliyordu. Ne zaman yalan söylediğini bilmek için gelişmiş duyulara ihtiyacı yoktu, seni tanıyordu.

Marvel Imagines ♡ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin