0.4

518 54 201
                                        

"Mikage."

Boğuk bir ses uykusuna sızdı.

"Mikage.." bir kez daha fakat daha net.

...

"Mikage!"

Reo irkildi, ders kitabının üzerinden kafasını kaldırdı, tahtadaki sinirli bakışlarla göz göze geldiğinde anca kendine gelebilmişti.

"Mikage, soruya cevap verecek misin?"

Reo korku dolu bakışlarını kitabına çevirdi, hangi sorudaydılar ki? Hiç bir fikri yoktu.

Gözleri, onu izleyen sınıfta çekingen bir şekilde gezindi. Sessiz bir bekleyiş içindeki insanların, yargılayıcı bakışları onu öyle stres altına sokmuştu ki boğazında bir şey takılı kalmışçasına yutkundu. İstemsizce solundaki beyaz saçlı oğlana kaydı tedirgin bakışları.

"Nagi.." zihninde bu isim yankılandı.

Bu durumda olmasının tek suçlusu oydu. Şimdi o aptal boş bakışlarını kendisine dikmiş beklerken, sanki sınıftaki diğer herkes gibi Reo'nun ne kadar işe yaramaz olduğunu düşünüyordu.

Reo'nun zihni bulanıklaştı, dudakları titredi, elleri ve ayakları karıncalanıyordu. Terlediğini hissetti, her gün taktığı kravatı sanki boğazını sıkan bir halat hissiyatı veriyordu şu an. "Bu bir panik atak.." ellerine bakarken zihninden geçti. "Panik atak geçiriyorum.." göğsü hızla yükselip alçalırken, ağzından alıp verdiği nefesin sesi sınıfı doldururken kulaklarında öğretmenin sesi yankılandı.

"Mikage, kötüysen dersten çıkabilirsin. Revire git hemen!" 

Reo hızlı adımlarla sınıfı terk etti. Revirin yolunu seçebilecek durumda değildi, kendini en yakındaki tuvalete attı. Yalnız kalmasıyla bir nebze rahatladı, nefesini düzeltti fakat hala geçirdiği ilk atağın şok etkisini atlatamamıştı. Titreyen ve uyuşan kollarıyla lavabonun kenarlarından destek aldı, bakışlarını aynaya çevirmesiyle karşılaştığı görüntü öyle acınasıydı ki, kendini tanıyamadı.
Dağılan bakımsız saçlar, kızarmış ve torbalanmış bitkin gözler... Ne zaman bu hale gelmişti Reo?

Dün gece Nagi'yi düşünmekten uyuyamayınca sınıfta uyukladım...

Küçük bir panik atak geçirdim...

İlk defa böyle şeyler oluyor...

Korkunç gözüküyorum...

Bu ben değilim...

Ben... acilen toparlanmalıyım...

Kapının aralandığını duydu, gelenin kim olduğunu aynadan kontrol etti.

"Reo!"

Ah... yine o uyuşuk, ruhsuz tını. Ona en son iyi gelecek şeydi şu an. Nagi, ayna karşısında soğuk terler döken gencin yanına yaklaştı.

"İyi misin Reo?"

"İyiyim.. iyiyim Nagi."

Kahretsin, iyi değildi ki... neden böyle söylemişti? Neden gerçeği söylemek yerine ağzından tam zıttı kelimeler dökülmüştü?

Nagi, aynaya dönük Reo'yu omzundan tutarak kendine çevirdi. Uykulu, soğuk gözleriyle karşısındaki oğlanın biçimli, yakışıklı çehresini bir kaç saniyeliğine süzdü. O an, Reo'yu ilk defa inceliyormuş gibi bir hissiyata kapıldı, yuvarlak dudakları hafifçe aralandı.

Reo her zaman böyle yorgun mu gözüküyordu?
Ah, bilemedim...
Neyse...

Kendine geldikten sonra, bir süre süzdüğü çocuğun alnına dökülen mor tutamları nazikçe kenara çekti, elinin tersini hafif nemli tene bastırdı.

𝐒𝐭𝐨𝐥𝐞𝐧 𝐓𝐫𝐞𝐚𝐬𝐮𝐫𝐞 | 𝐍𝐚𝐠𝐢𝐫𝐞𝐨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin