Ahsen'in ziyaret için hastaneye bıraktığı adrese gittim. Kapıyı çaldım açan olmadı. Bir iki dolandım sonra evin karşısındaki kaldırma oturdum. Ahsen eve dönene kadar yerimden kımıldamayacaktım. Otura otura akşama kadar bekledim. Gelen geçen işkillenmeye başladı. Sonunda mahallenin delikanlılarından bir tanesi yanıma doğru yanaşıp:
- Hayırdır birader bir durum mu var? diye sordu.
- Yok. Birini bekliyorum sadece, dedim.
- Bir husumet mi var? Bak bu mahallede herkes birbirini tanır. Bir yanlış yapmaya kalkma.
- Ne husumeti? Ben şu binada oturan arkadaşımın eve dönmesini bekliyorum.
- Kimmiş bu arkadaşın?
- Ahsen, dedim. Dedim ama oğlana ayar olmaya başlamıştım. Oğlan Ahsen ismini duyunca yüzü düştü.
- Ne işin var ulan senin o kızla!
- Eh yettin ama he! Sen kimsin orospu çoçuğuuu! Muhtar mısın polis misin? dememle beraber oğlan yumruğu suratıma patlattı. Yere iki seksen uzandım. Oğlan tam karnıma tekmeyi basacakken ayağından kavrayıp çektim, o da yere düştü. Hızlıca doğruldum yerdeki oğlanın üzerine çullandım. Yer misin yemez misin! Oğlanı yumruklarken birkaç eleman peydah oldu. Onlarda bana saydırmaya başladı. Elemanlar topa teper gibi beni tekmeliyor bende altımdaki oğlanı sopalıyordum. Bir yediğin şiddeti arttı ve çocuk altımdan kurtuldu. Beni eşek sudan gelinceye kadar dövdüler. Yoruldular, kenara geçip sigara yaktılar. Olayı tartıştılar, bol bol bana küfür ettiler. Sigaralar bitince beni bir daha dövdüler. Bende gözlerimi açacak hal kalmamıştı. Baygın baygın yolun ortasında yatıyordum.
***
Ahsen gelene kadar kimse gelip kaldırmaya çalışmadı. Öylece yolda yattım. Ahsen geldiğinde kafasında siyah bir bere vardı. Eğildi bana baktı, tanıdı. Bense onu konuşana kadar tanıyamadım. Saçları, kaşları dökülmüş; vücudu çökmüştü.
***
- Neden gelmedin?
- Halletmem gereken işlerim vardı.
- Ben hep seni bekledim.
- Bende hep gelmek istedim.
- O zaman neden gelmedin?
- İşte hastalık, tedavi falan derken fırsat olmadı, dedi Ahsen.
Bir gül dalından kopunca nasıl solar bilir misiniz? İşte Ahsen öyle solmuştu. O çok sevdiğim saçları artık yoktu. Gözleri içeri çökmüştü. Önceden de çok kilolu değildi ama şimdi bir deri bir kemik kalmıştı. Onu incelerken bana döndü, göz göze geldik. Gözlerinde ölümü gördüm. Gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Ahsen, eliyle yanağımı okşadı. O böyle yapınca ben iyice kötü oldum. Tuttum yüzümde gezen elini, öptüm. O da ağlamaya başladı. Çektim kendime sarıldım. Ona ilk kez bu kadar yakındım. Ve bu yakınlığın sebebi Ahsen'in ölecek oluşuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE LALE DENEYLERİ
FantascienzaÇılgın zamanlardı... Kadınlar göt cebinde telefon taşıyordu. *** Hikayeyi 33 bölüm olarak tamamladım. Ancak takip eden kalmayınca son 3 bölümü yayımlamaktan vazgeçtim. Teşekkürler.