| My Pretty Boy - TaeKook |

22.

İyi okumalarr!

Bölümleri erken yazmaya çalışıyorum, ama bakış sayı çok az.. Lütfen destek olabilir misiniz?

--->Taehyung'tan:

Gözlerimi yüzüme vuran güneş ışığıyla araladım. Esneyip gözlerimi kırpıştırdım ve üzerimde uyuyan bedene baktım. Gülümseyerek saçlarında parmaklarımı gezdirdim. Dün duş aldıktan sonra uyumuştuk, aklıma geldikçe utanmadan edemiyordum. Zorla da olsa altından çıktım ve banyoya geçtim. İşlerimi halledip çıktığımda yatakta gözlerini ovalıyordu.

"Günaydın hayatımm."

"Günaydın güzelim."

Kollarını açtığında gülerek kolları arasına girdim. Saçlarıma kondurduğu öpücüklerle mayışmıştım.

"Ağrın var mı?"

Kafamı sallayarak göğsüne sokuldum.

"Birazcık.."

"Hadi uzan, ağrı kesici krem süreyim."

"O-olmaz!"

"Utangaç bebek, itiraz istemiyorum."

Beni yatağa uzatarak çekmeceden krem aldı, oflayarak yüzüstü uzandım ve yanan yüzümü yastığa gömdüm. Altımdaki boxeri indirmesi için belimi kaldırarak yardımcı oldum. Kalçamda hissettiğim sıcak dudaklarıyla gülümsedim. Soğuk kremi deliğimde hissetmemle kısık sesle inledim. Boxerimi düzelterek kremi çekmeceye koydu ve elindeki kremi peçeteyle sildi. Dönerek yatağa yayıldım. Yanağıma kondurduğu öpücükle gülümseyerek saç tutamlarını okşadım.

"Banyoya gidiyorum ben."

Kafamla onayladım, gittiğinde kalkarak aşağı indim. Mutfağa geçip kahvaltılıkları çıkardım. Malzemeleri çıkarıp karıştırarak pankek yapmaya başladım.
Belimde hissettiğim ellerle irkilip arkama döndüm.

"Korktum ya, neden sessizce geliyorsun?"

"Korkma korkma."

Boynuma sokulup öpücükler bırakmaya başladı, saçlarını okşayıp mırıldandım.

"Pankekler yanacak hayatım."

Omuz silktiğinde göz devirdim, saçlarından çekiştirip kafasını kaldırdım. Ayrılmama izin vermeden dudağıma yapışıp kucağına aldı. Daha ne olduğunu anlamadan, beni tezgaha oturtmuş, alt dudağımı sertçe emmeye başlamıştı. Omuzlarından iterek zorla ayrıldım ve kaşlarımı çattım.

"Azgın şey seni!"

"Bana diyene bak."

Burnuma kötü koku gelmesiyle etrafa bakındım, eyvah! Pankek simsiyahtı, yanmıştı.. Tezgahtan inerek altını kapattım.

"Of yaa."

"Olsun bebeğim, ben de seni yerim."

"Dünden hazırsın sen de."

Güldüğünde göz devirerek yanmış pankeki çöpe attım. Kahvaltı masası hazırdı zaten. Oturarak Jeon'un da gelmesini bekledim. O da oturduğunda tabağıma birkaç kahvaltılık alarak yemeye başladım. Sessizce yemeğimizi yiyorduk ki, telefon sesiyle Jungkook'a baktım. Aramayı açarak hoparlöre aldı.

"Jeon, naber?"

"İyi hyung, siz?"

"Hiç, oturuyoruz. Bana gelsenize, diğerleri de gelicek."

Bana baktığında gülümseyerek kafamla onayladım. Güzel olurdu Yoongi hyung'larla zaman geçirmek, evde sıkılırdık zaten.

"Olur, bir saate falan çıkarız."