3 Ağustos 21.32
"Burası kurtlar sofrası resmen." Barbaros yanıma oturken konuştuğunda olumlu anlamda kafamı salladım. Burası cidden tam bir kurtlar sofrasıydı. Egoların savaştığı bu yerde herkes birbirinin kuyusunu kazıyordu.
"Tebrikler boncuk." Sefa önümden geçerken göz kırptı. Bu çocuk gerçekten sevdiğim sayılı insanlardan biriydi. İçi dışı birdi. Pozitif enerjisiyle çevresindeki herkesi mutlu ediyordu.
Görevlilerden biri servislerin geldiğini söylediğinde herkes ayaklandı. Barbaros'a kısaca görüşürüz dedikten sonra L koltuğun üstüne attığım çantama uzandım.
Çantamı omzuma taktıktan sonra bizi ortak kaldığımız eve götürmek için bekleyen servise yöneldim. Bugün buradaki ilk günümdü ve ben şimdiden yorulduğumu hissediyorum.
Barbaros ve Sefa dışında pek kimseyle muhabbet etmemiştim çünkü buradaki insanların niyetini bilmiyordum. Tek bildiğim şey Sergen ve koyun sürüsünün geldiğim ilk andan beri beni potaya sokmak istemeseydi. Alican, Barbaros ve kıvançtan sonra sıra bana gelmişti sanırım.
"Selin kolyeni düşürdün." Birisi omzuma dokunurken konuştuğunda irkilerek arkama döndüm. Ani temaslardan hoşlanmazdım.
Karşımda duran Alican bir eliyle kolyemi tutuyor diğer eliyle de ağır gözüken çantasını tutmaya çalışıyordu. Hızlıca kolyemi elinden aldım. Bu kolyeyi bu hafta içinde üçüncü düşürüşümdü. Artık çöp olmuştu ama benim için önemli olduğundan çıkartma girişiminde bulunmuyordum.
"Çok teşekkür ederim Alican." Dedim yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirirken. Arkamdan Talya artık servis'e binmem konusunda uyarıda bulunduğunda göz devirmemek için kendimi zor tutmuştum. Şurada iki dakika konuşma fırsatı bulmuştum.
Nedenini bilmediğim bir şekilde Alican ile daha çok konuşmak istiyordum.
"Rica ederim." Bir süre durdu. Bir şey söylemek istiyor gibi duruyordu ama söyleyip söylememek konusunda gidip geliyordu. Bunu mimiklerinden anlayabiliyordum.
"İlk günün olmasına rağmen bayağı iyiydin. Tebrik ederim yaptığın yemek gerçekten güzeldi."
"Güzel olduğunu nereden biliyorsun tadına mı baktın?" Tek kaşımı havaya kaldırırken konuştuğumda gözleri kocaman açıldı. Bu hâline istemsizce kıkırdamıştım.
"Mehmet şef övdü yemeği sürekli. Kaptanlık da kazandın. O yüzden öyle dedim." Kendini tatlı bir şekilde ifade ederken Talya tekrar seslendi.
"Gitmem gerek. İyi dinlen yarın oyun var. Ya kazanacağız ya kazanacağız." Diyerek arkamı döndüm ve koşar adımlarla servis e ulaştım. Servise binmeden tekrar arkamı dönerek gülümsedim.
"Ayrıca teşekkür ederim."
arkadaşlar aklimda hiçbir konu yok. İçimden geldiği gibi yazıyorum umarım hoşunuza gidiyordur <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yes Chef | Alican Sabunsoy
Fanfiction"And you know damn well For you, I would ruin myself A million little times." Taylor Swift-Illicit Affairs