Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
14 Ağustos 08.39
Kapalı olan pencere tıklatıldığında uyku sersemi halimle ayağa kalkıp perdeleri çekili olan cama ilerledim. Hangi ruh hastası kapıdan girmek yerine cama vururdu ki? Acaba saat kaçtı?
Kafamın içinde dört dönen soruları bir kenara atarak perdeyi çektiğimde bir adet Alican ile karşılaştım. Kaşlarım iyice çatılırken camı açtım.
Dağınık saçlarım, sarı renkli komik pijamalarım ve muhtemelen uyku yüzünden şişmiş olan yüzüm ile boş boş Alican'a bakıyordum.
"Alican, manyak mısın?"
Alican'a kısa bir bakış attıktan sonra hiçbir şey demeden yatağıma oturdum. Sanırım hâlâ rüya falan görüyordum. Şimdi uykuma geri dönecektim ve bu anlar hiç yaşanmamış gibi olacaktı.
Bu sırada camdan içeri atlayan Alican üstünü başını düzeltti ve yanıma geldi. Allahtan odada Tanya yoktu. Yoksa nasıl bir açıklama yapardım hiçbir fikrim yoktu.
"Çok şükür odan alt katta. Üst tarafta kalsaydın ağaca falan tırmanmam gerekecekti."
Bu haline gülerken kollarını belime sardı. Dokunuşları daha çok uykumu getirirken kafamı göğsüne doğru yaslayıp gözlerimi yumdum. Buraya gelme cesaretini nereden bulduğunu sormak istiyordum ama dudaklarımı aralayacak enerjim henüz yoktu.
Gün benim için daha başlamamıştı.
"İki gündür seni görmüyorum. Fazlasıyla özledim." Dedi belimdeki eli yavaş yavaş üzerimde olan askılıyı sıyırırken.
Yutkundum.
İki gündür birbirimizi görmüyorduk. Ben de özlemiştim.
Kafamı kaldırarak yüzünü baktığımda konuşmama izin vermeden dudaklarımızı buluşturdu. Yavaş yavaş uykumun açıldığını hissederken birine yakalanma korkusu ile geri çekildim.
"Ya Tanya geri dönerse?" Dediğimde omuz silkti. Bu kadar vurdumduymaz olmayı nasıl başarıyordu hiç bilmiyordum.
"Anın tadını çıkarsak." Kulağıma doğru fısıldayan bir ses tonuyla konuştuğunda çoktan etkisi altına girmiştim. Ona karşı duramıyordum. Gardımı anında düşürüyordum.
Bu sefer öpüşmeyi ben başlattığımda Alican yavaş hareketleriyle vücudumun yatakla buluşmasını sağladı. Üzerinde olan bol tişörtü çekerek üstüme düşmesini sağladım.
Burun buruna geldiğimde gülümsedi ve kafasını boynuma doğru yerleştirerek kısa kısa öpücükler kondurmaya başladı. Kısa öpücüklerin yerini zamanla daha sert ve tutkulu bıraktığında istemsizce ağzımdan ufak inlemeler çıkıyordu. Boynumun mosmor olduğuna yemin edebilirdim.
Boş durmayan elleri ile askılımı çıkardığında sütyenim ile kalmıştım. Şartları eşitlemek adına geri çekilerek üzerinde fazlalık yapan tişörtü çıkardı. Şimdi bütün kusursuzluğu ile karşımda duruyordu.