6

1K 95 28
                                    

6 Ağustos 14

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6 Ağustos 14.23

Dünkü konseyde beklediğimiz gibi Alican potaya girdi. Ona verilen oylardan bir tanesi de bana aitti. Pişman mıydım? Hayır tabi ki, Alican da benim için buradaki herkes gibiydi. Tamam, belki herkes gibi değildi ama sonuçta rakibimdi.

Üçüncü dokunulmazlığı rahat bir şekilde kazanmıştık ve takım olarak haftayı galibiyetle bitirmiştik. Gönlüm 3-0 dan yana olsada mağlup olmadığımız için mutluydum.

"Eray etlere bak abi!" Barbaros bahçenin ortasında türkü söylemekle meşgul olan Eray'a seslendiğinde kahkaha attım. Eray onu duymazdan gelmiş ve türküye devam etmişti. Eda abla da ona katıldığında ortam daha da komik bir hâl almıştı.

Eda abla tiz sesiyle Eray'a eşlik ediyor bu sırada arkalarında olan Sefa da onlar için fon müziği yapıyordu.

Bugün çekimler erken bittiği için masterchef ekibi olarak mangal yapma fikri ortaya atılmıştı. Tahsin'in sunduğu bu fikir kabul edilince de gelmek isteyenlerle birlikte mangal yapmaya gelmiştik. Başta nerede yapalım tartışması olsada daha sonrasında erkeklerin kaldığı evin bahçesinde yapmaya karar vermiştik.

Sözleşme yüzünden istediğimiz yere elimizi kolumuzu sallayarak gidemiyorduk.

Açlıktan guruldayan midem ile masaya oturmuştum. Eray sürekli odağını başka yerlere çevirdiği için hâlâ yemek yiyememiştik. İşin komik tarafı kimseyi ızgaraya da yaklaştırmıyordu. Ara sıra Ayaz yanına gidiyordu, Eray da onu kovuyordu.

"Izgarıyı kafasına geçireceğim şimdi açlıktan midem bulanıyor burada." Tahsin komik bir sinirle konuşarak keyfi yerinde olan Eray'a doğru ilerlerken karşıma oturan Alican ile önüme döndüm.

Bugün onu genel olarak yorgun görmüştüm. Hatta doğru düzgün görememiştim bile. Çekimler sırasında bir kere bile ağzını açıp konuşmamıştı. Hiç keyfi yok gibiydi. Buraya da sanırsam Tolga ve Ayaz'ın ısrarıyla gelmişti. Belki de potaya girmek canını sıkmıştı ama potadan korkan bir insan gibi de durmuyordu.

"Moraliniz nasıl Alican Bey?" Potaya girmesini ima ederek konuştuğumda omuz silkti. Normal de her şeye manasız gülen adam bu sefer gülmüyordu. İster istemez benim de iki gram enerjimi çekmişti.

"Yorgunum biraz."

"Uyuyamadın mı?" Dediğimde olumsuz anlamda kafasını salladı. Sorun ne demek istiyordum ama rahatsızlık vermek de istemiyordum. Sonuçta o kadar da yakın sayılmazdık. Sana ne diyip kalkıp gitse bir şey diyemezdim yani.

"Önemli bir şey yok. Genel olarak yorgunum sadece."

Geçiştirerek konuştuğunda daha fazla üstelemedim. O an için konuyu değiştirmek daha mantıklı bir fikir gibi geldi.

"Oda arkadaşın yüzünden herkes açlıktan bayılacak galiba." Karnımı tutarak konuştum. Cidden açlıktan midem bulanmaya başlamıştı. Sabah doğru düzgün kahvaltı da yapamamıştım zaten.

Bu sırada Tahsin, Eray'ın eğlencesini bozarak etlerin başına dönmesini sağladı.

"10 dakikaya hazır arkadaşlar. Barbaros videoya çek beni kardeşim. Bütün Türkiye yeteneklerimi görsün." Eray sesli bir şekilde konuştuğunda Barbaros masanın üzerinden telefonunu alarak ilerledi.

"Senin parmağın nasıl oldu?" Bir an varlığını unuttuğum Alican kendini yeniden hatırlattı.

"Daha iyi. Yakında çıkar dikişlerim herhalde."

"Sevindim." Aramızda kısa bir sessizlik oldu. Modu yerinde değildi. Sanki silah zoru ile buradaymış gibiydi. Durum böyle olunca benim de pek konuşasım gelmemişti bu yüzden ayağa kalkarak salataları getirmek için yürüyen Çağatay'ın peşine takıldım.


"Yarın görüşürüz." Sefaya el sallayarak bahçeden çıktım ve yan tarafta kızlarla kaldığımız büyük eve doğru yöneldim. Talya ve Gamze abla önümden yürüyorlardı.

"Ne kadar hızlı yürüyorsun sen öyle!" Nefes nefese konuşan Alican yüzünden korkuyla arkamı döndüm. Ne ara yanıma geldiğini anlamamıştım. Bir hafta içinde beni ikinci korkutuşuydu.

"Napıyorsun Alican?"

"Sana yetişmeye çalışıyordum. Evden ne ara çıktığını anlamadım. Bir baktım yoksun, ben de peşinden geldim."

"Neden? Bugün pek benimle konuşmak istiyor gibi durmuyordun?" Dedim kollarımı göğsümde birleştirirken. Yorgun olmasını anlıyordum ama bunu bana yansıtmasına gerek yoktu. Sonuçta yorgun olmasının sebebi ben değildim.

"İşte onun için geldim."

Bütün dikkatimi ona verdim. Bu sırada Gamze abla ve Talya içeri girmişti. Şu an sokakta bizden başka kimse yoktu. Hafiften esen rüzgar tenime çarpıyor ve üşümeme sebebiyet veriyordu. Sabahki bunaltıcı havadan sonra bu çok iyi gelmişti.

"Sana karşı tavrım için kusura bakma. Bu sabah küçük bir sağlık sorunu yaşadım ve bunun etkisi tüm gün devam etti. İster istemez de etrafımdaki insanlara yansıttım. Yanlış anlamını istemiyorum."

Kurduğu uzun cümlelerin içinde takıldığım tek bir nokta olmuştu.

Küçük bir sağlık sorunu.

"Hasta mısın?" Dedim endişeli bir tavırla.

"Hayır, yani evet ama öyle üşütmek gibi bir şey değil. Bunu pek dile getirmeyi sevmem ama kalıtsal bir kan hastalığım var. Stresli olduğum zamanlarda bana baya bir problem yaşatıyor."

Kalıtsal kan hastalığı mı? O zaman neden bu sektörün içindeydi? Neden masterchef gibi sinir stres sahibi olabileceği bir yarışmaya katılmıştı? Kafamın içinde bir sürü soru vardı ama bu soruların hiçbiri sesli bir şekilde dile getirmedim

Anlatmak isterse anlatırdı.

"Neden sürekli güldüğümü de merak ediyorsundur. Sebebi bu işte. Stresten uzak durmaya çalışıyorum. Ciddiyetsiz bir insan değilimdir."

Çocuğa ciddiyetsiz demiştim. Hakkında neler neler düşünmüştün. İnsanları tanımadan yorum yapmamam gerektiğinin bir kez daha acı da olsa farkına varmıştım.

"Özür dilerim." Mahçup olmuş bir şekilde konuştuğumda gülümsedi.

"Sorun değil, bilmiyordun."

Ve bu konu şimdilik kapandı. Bahsederken yüzü düştüğü için daha fazla uzatmak istemedim.

Bir süre havadan sudan sohbet ettik. Saatin nasıl akıp gittiğini fark etmemiştik. Alicanla sohbet ederken zaman fazlasıyla hızlı geçiyordu ve ben bu sohbetlere doyamıyordum. Sabaha kadar otursak hiç sıkılmadan onu dinlermiş gibi hissediyordum.

Ona yavaş yavaş kapılıyordum ve bunu durdurmak için elimden hiçbir şey gelmiyordu.

Yeni bölüm!!!

Asklar kafamda belli bir sınır var ve gelen oylar bu sınırı geçince yeni bölüm yazıyorum bu kadar hızlı okumayın yetişemiyorum size :(

Umarım bölümü sevmişsinizdir <3

Yes Chef | Alican SabunsoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin