11 Ağustos 17.39
Beni öptü.
Alican beni öptü.
Hâlâ bir rüyanın içindeymiş gibi hissediyordum. Gerçeklik algımı yitirmiş gibiydim. O anları düşündükçe kalbim hızlanıyor, yanakların kızarıyordu. Benden hoşlandığını söylemişti. Ciddi ciddi benden hoşlandığını dile getirmişti.
Dün o büyülü anlardan sonra yaklaşık bir saate yakın orada oturmuş ve sohbet(!) etmiştik. Eğer eve dönmemiz gerekmeseydi sabaha kadar orada otururduk muhtemelen.
"Adamı gözlerinle yiyip bitirdin resmen." Yanımda telefonuyla uğraşan Tanya komik şilvesi ile konuştuğunda duymamazlıktan geldim. Şu an bütün dikkatim Alicandaydı.
Üzerinde siyah bir gömlek vardı. Birkaç düğmesi açıktı ve ben delirmek üzereydim. Evet, uzun süredir Alicandan etkileniyordum ama dün olanlardan sonra kafamın içinde dönen düşünceler daha farklı bir şekle bürünmüştü.
İyi şeyler düşündüğümü söyleyemezdim.
Tanya telefonundan video gösterdiğinde dikkatim dağıldı. Bizimle ilgili atılmış komik videoya gülerken yanımdan ışık hızıyla geçen Alican koluma dokundu. Kafamı çevirdiğimde bakışlarıyla peşimden gel işareti yapan Alican'a karşı kaşlarımı çattım.
Birazdan çekim başlayacaktı. Nereye çağırıyordu beni?
Fazla sorgulamadan Tanya'ya hemen döneceğimi söyleyerek tıpış tıpış önden giden Alican'ın arkasından yürümeye başladım. Uzun boyu, geniş omuzları ile arkadan bile oldukça iyi gözüküyordu.
İnsanların daha az olduğu bir yere geldiğimizde merakla niye buraya geldiğimizi düşünüyordum.
"Alican, bir şey mi oldu?"
"Evet." Dedi ve beni önümüzde duran odanın içine doğru çekti. Bir yandan şaşkınlıkla ne olduğunu anlamaya çalışırken diğer yandan gözlerimin karanlığa alışmasını bekliyordum. Burası depo tarzı bir yerdi sanırsam.
Kulaklarıma dolan kilit sesinin ardından kollarını belime saran Alican kafasını boynuma doğru gömdüğünde yutkundum. Boynuma bıraktığı minik öpücükler yüzünden aldığım hazla ellerimi saçlarına doladım.
Kesik nefeslerimiz odada duyulan tek ses iken Alican'ın öpüşleri ağır ağır çeneme oradan da dudaklarıma çıktığında dünkü öpüşmemizin aksine daha serttik.
Alt dudağımı dişlerinin arasına aldığında ağzımdan çıkan inlemeler onu daha da hırslandırmış olacak ki hareketleri sertleşti. Hızına yetişmekte gerçekten zorlanıyordum.
Tişörtüm yukarı doğru kıvrıldığında soğuk elleri alevler içinde olan vücüdüm ile buluştu.
Bacaklarım vücudumu taşımıyor gibiydi. Belimdeki tutuşu olmasa çoktan zemin ile bütünleşmiş olurdum herhalde.
Nefessiz kaldığımda onu omzundan geriye doğru ittirdim. Zorlada olsa geri çekilen Alican mızmızlandığında dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum. Benimkiler gibi şişmiş dudakları o kadar tapılası duruyordu ki sabah'a kadar buna devam edebilirdim ama gitmemiz gerekiyordu.
İki gün önce aramızdaki ilişki sadece kısa sohbetler ibaret olan adamla bugün bu pozisyonda olmak çok tuhaf ve güzel geliyordu.
"Bulduğum her fırsatı değerlendirmek istiyorum." Diyen Alican tekrar dudaklarıma yöneldiğinde ona engel olmadım.
Çekimler biraz bekleyebilirdi herhalde değil mi?
•
"Kazanan takım kırmızı takımı!!!" Danilo şef bize dönerek sevinçle konuştuğunda kazanmanın verdiği mutluluk ile yanımda duran Çağatay'a tamamen anın etkisiyle sarıldım. Geri çekildiğimde alkış tutan takım arkadaşlarıma katıldım.
Tabağım geçtiği ve takım kazandığı için o kadar mutluydum ki içim içime sığmıyordu. Tabi bu mutluluğun içinde Alican faktörü de vardı.
Mavi takımın dokunulmazlık oyunu izlemek için balkona çıktık. Bulduğum ilk sandalyeye oturken Alican da yanıma oturdu.
"Kaptan Kalican gelmiş." Dedim sandalyemi ona doğru çevirirken. Suratındaki ciddi ifade yumuşadığında demirliklere yaslanıp onu izlemeye başladım. Şu an kameralar bizi çekmediği için bu kadar rahattım.
"Bütün sinirim uçup gitti."
"Sinirli miydin?"
"Çağatayla bu kadar yakın olduğunu bilmiyordum."
Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Kıskanç Alican hoşuma gitmişti.
"Sen kıskandın mı?"
"Ne alakası var?" Bir anda ciddileştiğinde daha çok gülesim gelmişti.
"Anlıyorum, ben biraz Çağatay ile sohbet edeyim o zaman." Kalkmak için yeltendiğimde kolumu tuttu ve dişlerini göstererek gülümsedi.
1 saat önce tamamen bambaşka olan bu adam şu an o kadar sevimli duruyor ki yanaklarını sıkmak istiyordum.
Bu kadar tatlı olmak yasaklanmalıydı. Keşke Alican'ı sadece kendime saklayabilseydim.
"Sana sushi nasıl yapılır anlatayım mı?"
Alican Adana dürümü kaybetti saka gibi psikolojim bozuldu bu yarışma beni 40 yil yaslandırdı delircemEn azından dokunulmazlik aldik cok sükür
Böyle bölümler yazmak cok zor ben kaos entrika insanıyım arkadaslar bu bölümlerim kiymetini iyi bilin valla
Umarim bölümü beğenmişsinizdir <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yes Chef | Alican Sabunsoy
Fanfic"And you know damn well For you, I would ruin myself A million little times." Taylor Swift-Illicit Affairs