15 Ağustos 18.34
Azerbeycan işi haftaya ertelendiği için şu an kendi evimde oturmuş boş boş televizyon izliyordum. Stüdyo da yaşanan bir problem yüzünden bugün tatildeydik.
Bir tarafım kalk dışarı çık arkadaşlarınla buluş diyorken diğer tarafım yat dinlen diyordu ama ben yatıp dinlenmeyi seçmiştim.Sabahtan beri yarın oynanacak olan eleme oyununu düşünüyordum.
Belki de bu hafta elenen isim ben olacaktım ve haftaya gidilecek olan Azerbeycan hayalim gerçek olmayacaktı. Beynimi işgal eden pota korkusu kapının çalması ile son buldu.
Pijamamı düzelterek kapıya doğru yöneldim. Kısa süreliğine dağınık olan salona göz gezdirdim. Muhtemelen gelen kişi kız kardeşim Meral olduğu için etrafın nasıl gözüktüğü önemsemedim ve kapıyı açtım.
Keşke önemseseymişim.
"Özür dilerim böyle çat kapı geldim ama aramalarıma dönmedin. Mesajlarıma da bakmadın. Hasta olmuş olabileceğini düşündüm ve endişelendim. Adresimi nasıl buldun diyecek olursan da Sefa'dan aldım."
Soluksuz konuşan Alican şu an odak noktam bile değildi. Tek düşündüğüm şey dış görünüşüm ve muhtemelen 10 saniye sonra içeri davet edeceğim adamın göreceği manzaraydı.
Şarja takmaya üşendiğim telefonum bana nelere sebep olmuştu böyle...
Dağınık topuzumdan çıkan saçlarımı kulağım arkasına doğru atarken boğazımı temizledim. Kapıyı suratına kapatıp iki dakika içinde bütün işlerimi halletme ihtimalim acaba kaçtı?
Saçmalama Selin ve çoçuğa mal mal bakmayı bırakıp bir şeyler söyle.
"Sana da merhaba Alican." Kendimi zorlayarak konuştuğumda Alican kollarını belime sararak bedenlerimizi buluşturdu. Sarılışına karşılık verdikten sonra içeri girmesi için isteksizce geri çekildim.
"Müsait değilsen gidebilirim. Hiç sorun değil dediğim gibi iyi olduğundan emin olmak istedim sadece."
Allahım bütün şansımı bu çocuktan yana kullanmıştım sanırım. Annem bile benim için bu kadar endişelenmezdi.
"Saçmala Alican. Bu kadar yolu beş saniyeliğine beni görmek için mi geldin?"
Evime girmeye dünden razı olan sevgilim ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Peşinden ilerlerken arkasında kaldığım için salonuma verdiği tepkiyi göremiyordum.
O kadar da dağınık değildi aslında. Bir iki kıyafetim koltuğun köşesinde duruyordu. Sehpanın üzerinde dün geceden kalma sipariş ettiğim boş pizza kutusu ve teneke kutu vardı. Güya aşçı olacaktım ama gidip dışarıdan yemek söylüyordum.
Para batıyordu galiba.
"Ev için kusura bakma." Mahçup olmuş bir şekilde konuşurken boşları toplayıp mutfaktaki çöp kutusuna attım. Bu sırada Alican L koltuğa oturdu. Hâlâ evimin içini incelemekle meşguldü. Duvarda asılı olan fotoğraflara bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yes Chef | Alican Sabunsoy
Fanfiction"And you know damn well For you, I would ruin myself A million little times." Taylor Swift-Illicit Affairs