Kraliçe Sahra pişmanlıklarından dolayı yataklara esir olduğu zaman artık Elektra için saatin durmasını ve Elektra'nın yok olmasını engelleyecek bir temsilci gerekti.Bu ise sadece Kraliçe'nin varlığından dahi habersiz dünyadaki kızı Güneşti.
Güneş'i...
Uzay yaklaşık 4 aydır dünyada yaşıyordu. Henüz dünyaya ayak uyduramasada burada neyin nasıl olduğunu nasıl döndüğünü artık çözmüştü. Mars'ın verdiği bütün görevlerin üstünden başarıyla gelmişti.
Artık zenginler onu usta bir hırsız olarak bilirken muhtaçlar fakirlerin kahramanı olarak biliyordu. Herkesçe tanındığı için Kraliçe'nin isteği yerine gelmiş ve en sonunda Polis memuru olan eşi Emir'i de peşine takmıştı. İşlediği suçlar yüzüne defalarca bilerek kendini gözaltına aldırmıştı. Fakat bir kaç saat sonra parmaklıklar ardından kaybolmosu ile herkesi daha da çok şaşkına çevirmişti. Bunu yapma sebebi ise Emir polisin daha fazla dikkatini çekmekti.
Artık dünyadaki ilk görevi başarıyla bitmişti. Mars sıradaki en büyük görevi Uzay'a iletmişti bile. Saatine gelen bildirim üzerine Mars, Uzay'ı yine bir heyecanın içine sürüklemişti.
"Uzay, Kraliçe ile senle gurur duyuyoruz. Bu zamana kadar tüm görevlerin üstesinden başarıyla geldin.Şimdi Küçük Kraliçe ile tanışma vakti. Sana attığım konumda onu bulacaksın. Senden isteğimiz Küçük Kraliçe ile tanışıp onun hayatında yer edinmen. Sana resmini ve bilgilerini gönderiyorum. Böylelikle onu daha kolay tanıyacaksın."
Uzay Mars'tan göndereceği resmi bekledi ve saatin titremesiyle birden kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı. Çünkü Kraliçe'nin kızı kimdi gerçekten çok merak ediyordu. Saati eline aldı ve açtı. Resimdeki kızı görmesiyle şaşırdı.Gözlerine inanamadı. Kendi kendine konuştu.
"Vay canına! Bu kız resmen Kraliçemizin ikizi. Aynı onun gibi yeşil gözleri sarı saçları var. Kraliçe'den sonra Elektra'yı ancak böyle güzel bir kız temsil edebilirdi zaten."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uzay şaşkınlığını bir kenara bırakarak Mars'ın Elektra'dan gönderdiği parlak beyaz ve mavi ışınlar yayan lüks bir motora bindi. Siyah deri ceket, deri pantolonla ve markasının ne olduğunu hiç kimsenin bilmediği motorla herkesin dikkatini çekmeyi başarıyordu. Boynundaki köstekli saati motorun ön kısmına tuttu. Motorun çalışmasıyla beraber Uzay'ın konuma gelmesi sadece 5 dakika sürmüştü.Elektra'lılara ait bu motor ultra hızlı ve oldukça esnek bir özelliği ile kolayca daracık yerlerden geçebiliyor ve istenilen yere en kısa zamanda ulaşıyordu.Üstelik otomatik yönlendirmesi ile de kaza yapma riski hiç yoktu.
Motoru Güneş'in bulunduğu yetimhanenin önüne park etti. Önünde bulunan yetimhaneyi incelemeye başladı. Dökük saçık boyası, çatlak duvarları, büyük ama bir o kadar da eski bir yapıdaydı. Elektra'nın kurtuluşu, saatin yeni temsilcisi, Kraliçe, yıllardır rutubet kokusu gelen bu eski binanın içinde mi kalmıştı. Uzay'ın içi bu duruma cız ederken Kraliçe Sahra nasıl olurda böyle bir şeye izin verebilirdi? Yetimhanenin etrafında dolandı durdu. Ön ve arka kapısında iki tane güvenlik vardı. Onları kolay bir şekilde atlatacağını düşünürken, o kadar kızın içinde nasıl Küçük Kraliçe'yi bulacağının planını yapıyordu? Bulsa bile Kraliçe'ye kendisini ne diye tanıtacaktı? Görünmez olup her ne kadar yetimhanenin içine girip Güneş'i aramak istese de burada tüm kalanların kız olduğunu bilmesi onu geriye çekti. Bu yakışık kalmazdı. Üstelik hepsi genç kızdı ama içinde de bir yandan girip yurtta kalan kızları görme isteği vardı. Neden böyle bir istek vardı bilmiyordu ama bunun kötü bir niyet olduğunu farkettiğinde düşüncelerini susturdu. Ne yapacağına dair kararsız kaldı.
