ÇIkmaz

183 107 47
                                    

Mars birdenbire vücudum alev alıyor,kalbim hızlı hızlı atmaya başlıyor ,içimde tarif edemediğim bir haraketlilik oluyor sanki bir anlığına zaman duruyor,elim ayağım titriyor,hatta dilim bile tutuluyor.Bu ne Mars ne oluyor bana?"

***************************************

Uzay,Güneş'in sarı saçlarından ellerini çekti.İlk defa birinin saçını taramıştı .Elektra'da bile Kendi saçını kolay kolay  taramazdı.Elektra da evli olmayan erkekler giyimine ,saçına çok özenirken Uzay tam tersi kendi havasındaydı.Giyim kuşam onun umrunda değildi.Siyah gözleri,siyah saçları bembeyaz da bir teni vardı.Bakışları ile Elektradaki kızları kendine aşık ederdi.Elektrada da aynı dünyadaki gibi bir aşk vardı.Fakat dünyada yaşanılan aşk bir başkaydı.Burada bir anda bedenini alevler sarıyor ve zaman sanki duruyordu.

Elektra böyle değildi.Orada aşk bir gülümsemeden ibaretti. Eğer genç bir erkek genç bir kızın gözlerine bakıp gülümserse ona aşık olduğunun anlamındaydı.Aşık olduğu kızın ailesinin kapısına nar koyardı.Eğer o narın yanına ertesi güne bir tane daha nar konulursa genç kızın da erkekde gönlü var demekti ve anlı şanlı bir evlilik yapılırdı. Eğer ki narın yanına bir tane elma konulursa bu da sen çok iyi bir gençsin fakat ben evlenmek için hazır değilim demekti.Bu mesele de kimsenin gönlü kırılmadan orada kapanır ve biterdi.

Evlenmek için de sevdikleri her kızın kapısına nar koyarlar ve onlara kim karşılık verirse onla evlenirlerdi.Evlendikten sonrada gözü hiç kimseleri görmezdi.Çünkü aşk insanın gözünü kör eder derlerya bu laf gerçek anlamıyla Elektra'lılara ait olmalıydı.Sevdiği dışında herkese kör olurlardı.Evli bir erkek ya da bir kadın dışarı süslenerek çıkmazlardı.Doğal halleriyle çıkardı.Bu da kadının kocasına erkeğin de karısına sadakatini gösterirdi .

Uzay ise dünyada olduğu süre boyunca aşk'ın ne olduğunu bir türlü kavrayamamıştı.Kaç defa sevgilisinden ayrıldığı için kendini öldüren,eşini aldatan,aşk acısı çekip kendini değersiz gören,her gün başka birini sevdiğini söyleyen,bir tane sevdiği varken başka birini seven kişiler görmüştü.

Bu nasıl bir aşktı.Ya da gerçekten buna aşk mı diyorlardı.Aşk sadece" seni seviyorum" demekten mi ibaretti.Yani insanlar bu aşk dedikleri şey yüzüne mi bu kadar mutsuz oluyorlardı.Aşk insanı mutsuz mu etmeliydi yoksa hiç olmadığı kadar mutlu mu? O hiç aşık olmamıştı.Eğer ki aşk dünyadaki gibi bir şeyse de hiç aşık olmak istemiyordu.Elektra'da her şeyin düzenli olduğu gibi aşkın da düzenli olduğu bir yerdi .Bir gün aşık olacaksa eğer oranın Elektra olmasını isterdi.Fakat şu sıralar içinde ki anlamsız duygunun aşk olmasından korkuyordu.Kraliçe'sine hayrandı ama bu asla aşk olamazdı.Aşkın ne olduğunu bilmediği için sevgi ile karıştırdığını düşündü.Derin düşünceleri bir kenara bıraktı.

Ayağa kalktı ve tarağı aldığı yere koydu.

-Söylesene Kraliçem en sevdiğin yemek ne sana ondan yapayım.

Uzay yemek yapmayı dahi bilmiyordu.Bu konuda Mars 'ın bir şeyler ayarlamış olacağını düşündü.Güneş düşünmeye başladı.Hafızasını kaybettiği için en sevdiği yemeğin ne olduğunu dahi bilmiyordu ama canının istediği bir yemeği söyledi.

-Abi buraya gelirken araba da bir tantunici gördüm .Mis gibi kokuyordu.Ben ondan istiyorum.

Uzay'ın adının dahi ne olduğunu bilmediği bir yemekti bu .Makarna, pilav, köfte gibi şeyler varken neden böyle bir şey istemişti şimdi. Gerçi o yemeklerden de istese nasıl yapacağı hakkında bir fikri yoktu.

-Tamam, Kraliçem isteyecekte ben ona tuntani yapmayacak mıyım hiç?

Güneş ellerini ağzına kapatarak kıs kıs gülmeye başladı.Neye dahi güldüğünü bilmeyen Uzay, Kraliçe'sinin gülüşünden gözünü alarak merakla sordu.

ELEKTRA:GALAKSİNİN KURTULUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin