Arın'dan
Vazgeçtim. Mesaj falan atmayacaktım.
Direk kaçıracaktım onu ordan.
Gece olduğunda hastaneye gittim. Çok zor oldu ama bi şekilde girdim içeri. Oda numarasını hatırlıyordum. 404.
Odanın kapısı kolay açılmıştı, tel tokayla 5 dakika da açmıştım.
Uyuyordu. En son gördüğümden günden beri daha da zayıflamıştı. Üstündeki beyaz, uzun, bol elbiseyle melekleri andırıyordu.
Yanına gittim, uyandırmamaya çalışarak kucağıma aldım onu. O sırada komodinin üstündeki uyku ilaçları dikkatimi çekmişti. Uyuyamıyordu sanırım o yüzden Hera'ya bunları veriyorlardı. Uykusu bu ilaçlar yüzünden mi ağırdı acaba?
Daha fazla burada kalırsam uyanacağını düşünüp hemen çıktım odadan. Kimse yoktu, bahçedeki güvenlik tuvalet molasına gitmişti. Sessiz bir şekilde ilerlemeye başladım. Kucağımda Hera olduğu için dikkatli yürüyordum, zaten zayıftı canını yakmamalıydım. Canımı yakmamalıydım.
Yaklaşık 5 dakika içinde çıkmıştık binadan. Yolun ilerisinde bi taksi beni bekliyordu, ona bindik ve evimin yolunu tarif ettim.
20 dakika sonra taksi evimin önünde durdu, ücreti ödeyip Hera'yı tekrar kucağıma alacakken uyandığını fark ettim, bana korkarak bakıyordu. Neden öyle bakıyordu?
"Hera, hadi güzelim gel evimize geldik. " dedim şefkatle.
"Sen kimsin?" diye sordu bana, taksiden inerken.
Unutmuş muydu beni? Korktuğum başıma mı gelmişti?
"Hera, sen beni hatırlamıyor musun güzelim?" ağlayacak gibiydim.
"Ben seni hiç tanımadım ki, neden bahsediyorsun?" diye sordu korkarak.
"Hera, eve geçelim öyle konuşalım olur mu?" dedim güçlükle.
"Bana zarar vermeyeceğini nerden bileceğim?"diye sordu.
Beni unutmuş olsa da hala çok akıllıydı güzel kızım benim.
İçimdeki yorgunluğun aksine gururla gülümsedim." Söz veriyorum Hera. Lütfen benimle gel, herşeyi anlatıcam sana,"neredeyse yalvaracaktım.
Biraz kararsız kalsa da yavaş adımlarla evime ilerledi benimle beraber.
Kapıyı açtım beline dokundum, geçmesi için izin vererek.
İçeri girdi ve küçük meraklı bir çocuk gibi evimi incelemeye başladı. Küçüktü evim, küçüktü derken tek kişi için gayet uygundu.
"Hera istersen şimdi biraz dinlen, benim odamda uyuyabilirsin. Sabah olduğunda sana herşeyi anlatırım. " dedim. Ben koltukta da yatardım. Sadece o rahat olsundu.
"Yorgunum. Uyumaya gidiyorum, ama önce kapının anahtarını verir misin? Sonuçta seni tanımıyorum bana zarar verebilirsin." dedi.
İç çektim ve "Ben bu dünyada sana zarar verecek son kişiyim Hera inan bana. Ama kendini rahat hissedeceksen anahtar kapının üstünde zaten." dedim. Sevdiğim kız bana inanmıyor, güvenmiyordu.
"Teşekkür ederim, yani yatağında yatmama izin verdiğin için," dedi.
"Ne demek sen rahat ol yeter." dedim. Yanakları kızardı, utanmıştı.
"Ben gideyim o zaman, iyi geceler sana." dedi.
Giderken arkasından umutla seslendim.
"Hera, Bay R'yi hatırlıyor musun? diye sordum hatırlamasın umarak.
Nolur hatırla, yalvarırım hatırla,
" O kim? "dedi.
O an içimdeki tüm umut ışıkları söndü,ağladığımı dudaklarıma değen tuzlu gözyaşından anladım.
" Boşver, senin için önemli biri değil. "dedim devam ettim" İyi geceler Hera. "dedim, buruk bir gülümsemeyle.
Hera'dan
Özür dilerim Bay R. Beni asla affetme. diye geçirdim içimden, içim ağlayarak odasına uyumaya giderken