Arabaya binmiştik ilerliyorduk. Denizin gözleri bir bana bir de dilaraya bakıyordu. O kadar yorgundum ki başımı cama yasladım ve aklıma olanlar gelince oflayarak yerimde kımıldadım. Ne ara denizin elleri dilaranın bacaklarını okuyordu orası da ayrı bir meseleydi ses ile gözlerimi oradan aldım.
"Güzelim çok yorulmuşsun belli gözlerinden gel bacağıma yat"
"Yok sen yol yorgunusun asıl gel sen yat"
"Hanımlar ve beyler ben size bir çözüm buldum edacığım o bagaj kımıldanıyor onu biraz çek biriniz bacağa birinizde yastığa yatmış olursunuz olur mu?"
Hızlıca Burak başını salladı çok yorgundu belli yoksa kimsenin yanında yatmazdı. Arkada ki barajı biraz çektim ve Burak direkt bacağıma yattı ellerini de karnında birleştirdi. Beni ne kadar iyi tanıyordu.
"Eda maşallah Hemen yaptın bagajı"
Başımı sallamak ile yetindim bilmiyordu ki evleneceği adamdan öğrenmiştim. Midem acayip bir şekilde bulanıyordu. Alkoldendi galiba diyerek kimseye bir şey demedim ama bir yandan da korkmaya başladım çünkü deniz 5 kez birlikte olduk ve 4 kez içime 1 kez de ağzıma boşalmıştı.
Midem daha çok bulanınca araba hareket etmesine rağmen hızlıca kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi.
Denizle ilişkiye girerken de kapıları kilitlemişti. Burak hızlıca bacağımdan kalktı. Ne oldu der gibi baktı bana bende sadece bakmıştım ama o bakışımdan ne anladı bilemiyorum.
"Durdur arabayı hemen durdur edanın midesi bulanıyor şu siktiğim arabayı durdur!"
Ah Burak çocukluk aşkım...
Hemen araba durmuştu bende hemen koşarak bir yerde durmuş kusmaya başlamıştım. Serbest kalan saçlarımı da burak tutuyordu. Kendime az da olsa geldiğim zaman Burak ile konuşmam gerektiğini anladım.
" Burak yürüyerek gidelim zaten saat 07.30 olur mu?"
"Olur güzelim ben çantanı alayım sonra geleyim olur mu?"
"Bende geleyim seninle"
Yavaş adımlarla arabaya doğru ilerledik denizinde dilaranın da gözlerin de endişe vardı. Denizi hadi anladım da dilaranın endişesi ne alaka onu anlamamıştım.
Burak direkt konuşmaya başladı.
"Kusura bakmayın biz yürüyerek gideceğiz size de ayıp oldu ama eda ve benim için önemli tekrardan kusura bakmayın. Şey edamın çantasını alabilir miyim?" hemen Dilara arabaya girmişti çantamı, telefonumu vermişti. Sağ olasın be Dilara özür dilerim keşke seni daha erken bilseydim.
"Teşekkür ederim Dilara özür dilerim de Dilara iyi eğlenceler size" diyerek yanlarından ayrıldım arkamdan da hemen Burak geliyordu. Bir elini belime gider eliyle de çantamı tutuyordu.
"Burak sana bir şey diyeceğim"
"Dinliyorum güzelim ama çok kendini yorma"
"Burak ben ilişkiye girdim"
"NE DEDİN SEN?"
"Ben ilişkiye girdim dedim de bağırma dilaralar bize bakıyor"
"KİMİNLE BİRLİKTE OLDUN?"
"Şey"
"NEY EDA"
"Deniz ile birlikte oldum."
"ŞAKA YAPMA ARTIK OYUNUN BOKU ÇIKTI"
"Ciddiyim"
"Ah be edam o adamın sevgilisi yok mu bilmiyordun demi. Neyse ne olan olmuş ağrın var mı? O yüzden sen doğru düzgün oturamıyordun bende mal gibi Bacağına yattım özür dilerim güzelim. Ağrın var mı?"
"Hemde çok var yürüyemiyorum bile"
"Ehh o zaman iş başa düştü desene tut bakalım şu çantayı telefon çantanın içinde. Haberin olsun."
Çantayı tutmam ile beni kucağına alması bir oldu.
Ah burağım Ah...
Arkama baktığım da Dilara şaşkın deniz ise kızgındı beni öyle görmesi ile Dilarayı arabaya itti ve öpüşmeye başladılar.
Kaç saat oldu da ben evdeydim bilmiyorum ama aşağıdan sesler geliyordu. Aşağı inmeyi düşündüm ama ağrı girince geri yattım sağıma döndüğümde burağın bana yazdığı bir not vardı.
"Güzelim ben aşağıda olacağım. Kalktığın da ağrı olacağını düşündüğüm için çok güçlü bir ağrı kesici bıraktım oraya eğer daha çok ağrın olursa bana de hasteneye gideriz. Sakın üzülme göz bebeğim demek ki olacağı varmış olmuş. Seninle konuşmamız lazım...
Seni seven burağın..."
Gerçekten yanımda ilaç ve su vardı hızlıca içtim ve aşağıya inmeye başladım. Geceliklerimle beraber. Aşağı indiğim de ilk fark eden deniz olmuştu sonra da Burak. Deniz beni baştan aşağı süzdü. Burak ise sadece ama sadece yüzümü inceledi.
"Günaydınn güneşimmm"
"Günaydın Burak ve günaydın ev halkı"
"Günaydın kızım. Yarın mert abinin evine taşınıyoruz kızım haberin olsun." Tam tamam diyecekken o kadar kuvvetli bir sancı vurdu ki karnıma bağırmadan duramadım. Ben bağırınca da hızlıca Burak yanıma gelmişti. Onun arkasından da annem. Deniz ise sadece uzaktan bakıyordu...
Çocukluk aşkım yanımdayken, sevdiğim adam ise uzağımdaydı...
"Canan abla korkma sen iyi edam. Canan abla sen ona bir kahve yapar mısın ben onu bir yukarı götüreyim."
Annem hemen başını sallamıştı ve yanımızdan ayrılmıştı. Burak onun oğlu gibidir ona çok güvenir.
"İyi misin güzelim? Bıraktığım ilaçı içmedin mi?"
"İçtim geçmişti ama bir anda oldu"
"Tamam güzelim biz bir hasteneye gidelim sonra eve gelir dinlenirsin olur mu bir tanem"
Başımı yavaşca salladım ben nasıl uyumuştum daha götümün üstüne oturamıyordum. Mert abi de annemde mutfaktaydı. Can bugün evde yoktu. Deniz ise hâlâ kahvaltısını yapıyordu. Midem o kadar bulanıyordu ki hızlıca ayağı kalktım ve lavaboya girip her şeyi çıkardım. Neden midem bulanıyordu ki? Gögüslerim de çok ağrıyordu.
"Güzelim iyi misin? Girebilir miyim? Müsait misin?" o gelmeden ben lavabodan çıkmıştım ve odaya doğru ilerlemiştik oraya ilerleme sebebim de deniz nasıl diyeydi. Ama deniz hâlâ rahatlıkla yemek yiyordu.
"Burak hamilelik testi almam lazım"
Ben bunu sesli mi dile getirmiştim? Bunu demem ile denizin boğazında ki yemek takılmıştı gözleri o kadar büyümüştü ki anlatılamazdı. Bir anda deniz konuşmaya başladı.
"Sen doğum kontrol hapı içmedin mi eda?"
"Hayır"
"İyi bok yedin eda"
"Kes sesini lan! Kız senin yüzünden bu halde eğer ki edaya böyle davranmasaydın eda şuan mutluydu! Onu bırak siktir olup git! Edayı üzersen bu defa da ben seni daha çok üzerim bunu bil!"
Siz Burak hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce Burak edayı mı seviyor?
Deniz neden sevgilisi olduğu halde eda ile ilişkiye girdi?
Lütfen yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayınnn. Öpüldünüz canlarım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Abim (+18) (DÜZENLENİYOR)
General Fiction[+18 VE ŞİDDET UNSURLARI İÇERMEKTEDİR.] İyi okumalar Sanki bu an bitecekmiş gibi o kadar sert ısırıyordum ki. Babamlar her an gelebilirdi ama umurumda değildi. Bir elim kalçasını sıkarken bir elim de gögsüne gitti uçları o kadar dikti ki hemen dudağ...
