İlk Bölüm

40 2 1
                                    

On yedi yaşında olan daha hayatının  baharında,gençliğinin başında olan Kübra.  Hayalleri hedefleri olan o küçük masum kız. Lise yıllarında olan okuma isteği fazla yoğun olan o kız.. o işte bendim. On yedi yaş benim en son ki küçük kaldığım yaştı çünkü ben bir acıyla büyüdüm. İçimdeki çocuk hep on yedi yaşındaydı. On yedi yaşından sonrası sarmadı...
     Beş kişilik çekirdek bir ailem vardı. Annem,babam,ben ve iki erkek kardeşim. Anne ve babamın tek hedefi bize güzel bir gelecek sunabilmek ve vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirebilmekti. Kardeşlerim futbol için eğitim alıyorlar ve babamın en büyük hayallerinden biriydi gelişimleri. Futbolcu olmalarınıda çok istiyordu. Harika koşullarımız olmasada hepimizin bir arada olması yeterliydi. Aile bu hayattaki en kıymet verilmesi gereken bir bağdır.
      Bir pazar sabahı kahvaltıya oturduk. Herkes ayrı bir neşeliydi. Espriler,muhabbetler,kahkahalar... İyiki dedim ailem mutlu. Onlar benim en kıymetlilerimdi. Babam varya babam ahh babam! Benim ilk aşkım,ilk sevdam. Ona ayrı bir bağım vardı. Benim kahramanım,dağım. Gölgesi yeter dedikleri olsa gerek. Çınarımdı. Bizi bu yaşlara didinerek zor şartlarda getirdiler. Anne ve baba hakkı asla ödenmez biliyorum. Ödenilmez.
          Her seneye ailecek girerdik. Bir yılbaşı gecesi "Rusya'da işime devam edeceğim." dedi babam. Annem sordu ardından" Neden?"
Babam burada çok fazla kazanamadığını bu yüzden birkaç ay sonra gitmesi gerektiğini söyledi. Anlaşılmıştı babamsız geçecekti günler. Ama zorundaydı. Çalıştığı şirket oraya taşınacaktı. Babam tır şoförüydü. Yıllardır bu meslekteydi ve gitmeliydi. Aylar geçti o gün geldi çattı. İlk defa babamdan ayrı kalacaktım. Ne zaman geleceği bile belli değildi. Annemle birlikte hazırlıklar yaptılar. Gözlerimden yaşlar süzülürken"Ne zaman geleceğini bilmiyorum ama en azından yaşadığını bileceğim. Ya ölse? Ne yapardım? Ne yaparım?" dedim içimden. Sahi! Babam ölse ben ne yapardım? Kimin küçük prensesi olacaktım? Kim onun gibi sevecekti beni? Kim benim dağım olacaktı? Kimin gölgesinde yürüyecektim ben? Bir babam var diye nasıl göğüs gerecektim yaşadıklarıma? Kime yaslanacaktım? Kim okşayacaktı saçlarımı? Kiminle dertleşecektim? Kim "Güzel kızım" diyecekti? Kim onun yerine doldurabilirdi? Kim onun gibi mis kokabilirdi? Yuva kokuyordu benim babam. Güven kokuyordu. Ben babamın kızıydım o bana güçlü olmayı öğretti. Sonrasında kendi kendime "Saçmalamayı kes Kübra! Sadece iş için gidiyor ve dönecek." dedim. Babamı yolcu etmek için hepimiz aşağıya indik. Babaanemle sarıldılar ilk. Babam çok düşkündü annesine. Bende babama. Sonrasında hepimiz sarıldık tek tek. Gitme vakti gelmişti. Ne zaman döneceğini bilmediğimiz ve sadece telefondan görüşebileceğimiz babamı göndermiştik. Eve çıktığımda ev bana çok boş geldi.  Hemen babamı aradım.
"Baba."dedim. "Seni çok seviyorum mamim." dedim. Ben babama sebebini bilmiyorum ama hep "mami" derdim. "Bende seni seviyorum kızım neden ağlıyorsun? Ağlama. Ben seni böyle güçsüz yetiştirmedim. Sen benim kızımsın. Senin baban benim. Güçlü kal kardeşlerine sahip ve çık anneni üzmeyin." dedi.
       Saatler geçti. Tekrar aradım ama açan olmadı. Gece yarısıydı. Evdekiler uyumuştu. Babamla en son konuşan annemdi. Ben daha sesini duymamıştım. Sesini duymadan uyumazdım. O gece ilk defa babamsız evimdeydim. Aradım defalarca ama açmadı. Çok korktum. Hemen kafamda senaryolar dört döndü. Dudaklarımdan "Öldü mü?" kelimesi süzüldü. Yine kendime geldim ve "Ne saçmalıyorsun sen Kübra?" dedim. Sabaha kadar oturdum. Sabah aradı beni. Telefonuma gelen çağrıda "MAMİM" diye kayıtlıydı. Dünyaları verseler bu kadar sevinmezdim herhalde. Açtım ve konuştuk. Uyumuş ondan açamamış. Her gece babama ağladım. Ama ona hiç söylemedim. Üzülsün istemedim. İki sene babamı görüntülü konuşma harici görmedik. İki sene ayrı kaldık dağımızdan. Her gece konuşur uyurduk. Birgün zil çaldı. Kapıyı açtım ve gelen babamdı. O duyguyu tarif edemem. Sarıldım doya doya. Annemin haberi varmış ama bize sürpriz yapmış. Birdaha gitmez diye düşündüm. O uyurken onu izledim. Bizimle bir ay kaldı ve geri döndü. O bir ay boyunca uyurken odalarına girer babamın nefesini kontrol ederdim. Hep ölecek korkusuyla yaşadım. Babam yeniden gittiğinde içimde çok boşluk oluşmaya başladı. Onu çok özlüyordum. Fotoğrafı telefonumun arkasındaydı. Odamda duvarımda fotoğrafları  doluydu. Farklı bir aşktı benim aşkım. Babam benim için çok başkaydı...
       Bir aşkım daha vardı. Babam kadar kimse olamazdı. Onuda seviyordum. 8 aydır tanışıyorduk. Herşey güzel gidiyordu. Babam daha yurtdışına gitmemişti o zamanlar. Nasıl tanıştık? Onuda anlatayım.
        Arkadaş vesilesiyle sadece birbirimizin adını bildiğimiz ve birkaç kere fotoğrafını gördüğüm biri vardı. Yine günlerden birgün kuzenlerimde kaldım. Oturdukları yer evime yakındı. Bir tepe vardı oraya giderdik hep özellikle gece manzarası harikaydı. Küçük bir restaurantı vardı oranın. Oraya giderdik veya çardaklarda oturur sohbet ederdik. Sabah kalkıp kahvaltımızı ettik içimde sebepsizce bir neşe vardı. Bu duyguyu kuzenlerimle paylaştığımda "Hadi bakalım hayıra çıksın inşallah." dediler. Hazırlandık ve tepeye çıktık. Başıma kırmızı bir bandana takmıştım. Kuzenim fotoğrafını çekmemi istedi. Sıra sıra birbirimizi çektik. Sonra birinin bize baktığını farkettim. Üstünde beyaz bir gömlek altında siyah kumaş pantolon olan biri. Kimdi bu? Simasıda aşırı tanıdık geliyordu. Yaklaşmak istedim çünkü sürekli izliyordu. Sonrasında vazgeçtim ve oturmaya gittik. Ama farketmiştim orada çalışıyordu. Kıyafetlerinden ve gömleğinin üstündeki yaka kartından belliydi. Oturduğumuzda bana sosyal medya üzerinden" Kırmızı bandanalı olan sensin dimi Kübra? diye bir mesaj geldi. Evet bu o çocuktu. Beğenmiştim. Hemen "Evet benim sanırım sende orda oturandın?" diye yanıt gönderdim. Gelen mesajda "Çok güzelmişsin" yazıyordu. Çok etkilenmesemde mutlu eden bir cümleydi benim için. Cevaplamadan sadece mesajını beğendim. Sonrasında eve geldiğimizde kuzenlerime anlattım. "Tepede neden bize söylemedin?" dediler. Nedenini bende bilmiyordum. Sahi neden eve gelince söylemiştim? Kuzenlerimden biri " Sana bakmaz çocuk afet gibi" dedi. İnatçı bir kişiliğe sahibim. İşte benim aşk hayatım orada başladı. İddia üzerine başlayan bir kara sevda.
   

KAVUŞAMAYAN İKİ KULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin