5. Bölüm 💚💚

13.6K 717 25
                                    


Medya: Asya'nın kıyafeti

Not:Bölüm hoşunuza gittiyse yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 💚💚💚

Asya'dan

"Alo? Orada mısınız Asya hanım?" Kulağıma gelen yabancı sesle kendime geldim. "Evet evet burdayım. Sadece bilirsiniz her gün bir hastane tarafından aranıp 'hastanede karışmışsınız' konuşması yapmıyorum bu yüzden şoka girdim sadece o kadarcık" dedim.

"Anlıyorum " dedi telefondaki kadın. Ufak bir kahkaha atıp "Anladığınızı sanmıyorum Hanımefendi bu arada tam vaktinde orada olacağım. Ne bir dakika eksik ne bir dakika fazla. Neyse size iyi günler dilerim. Gün içinde böyle bir telefon konuşması yaşamamanız dileğiyle" deyip aramayı sonlandırdım. Kafamı koltuğun başlığına yaslayıp biraz önce duyduklarımı sindirmeye çalıştım.

Ellerim direkt timimin hediye ettiği özel yapım çakıma gitti ve ben daha ne olduğunu anlamadan sol bileğimdeki damarın üzerindeki yerinde durdu. 'Kes, parçala, akıt bütün zehrini buraya' dedi içimdeki şeytan. Yavaşça gözlerimi kapadım.

Fakat kapadığım gibi yine onun koyu mavi gözleri geldi aklıma. Çakıyı bileğimden uzaklaştırıp gözlerimi açtım ve elimi yine göğüs kafesini parçalayacak kadar hızlı atan kalbimin üzerine koydum. "Bana bir şeyler oluyor. Anlamadığım şeyler. Aşk demiştim tamam ama bu şey her geçen gün daha da büyüyor. Allah'ım sen benim yâr ve yardımcım ol" diyip arabadan indim ve evimdeki -götüreceğim- eşyalarımı toplamaya başladım.

...

"Allah'ım şükür sağ salim Mardin'e geldik" dedim neşeli çıkan sesimle. Niye bu kadar mutlusun ki? Uçaktan daha yeni indiğimiz yetmiyor bir de direkt karargâha ugrayacağız sonra daha hastane işi var. Sahi sen bu kadar derdin varken neden mutlusun? Konuştu yine benim baş belam.

Ne yapabilirim ki ben? Düşününce başıma gelenler o kadar komik geliyor ki! Hadi hastanede karıştığımı ben zaten biliyordum da yirmi yıl sonra nasıl anladılar acaba çocukların karıştığını? Ya da daha doğrusu kim?

Ben bu soruları düşünmeye devam ederken çağırdığım taksiyi beklemeye başladım. Malûm benim güzelim bir kaç gün sonra burada olacak! Tabii bavullarda!

Gelen taksiye bindim ve "Selamün aleyküm amca" dedim samimi bir gülüşle. Amca ellili yaşlarda gayet tatlı ve kilolu bir amcaydı. Dikiz aynasından bana bakıp benim gibi içten bir gülüşle "Aleyküm selam güzel kızım. Yolculuk nereye acaba?" Dedi. Ben böyleyim işte tanımadığım bir insanda olsa bir kere kanım kaynadı mı susmak bilmezdim.

"Amcacığım karargâha nasıl gidilir biliyor musun ?" Dedim. Kafasını salladı ve "Biliyorum tabii anası her gün ziyarete gittiği için bizim oğlanı ezberledim artık. Sen de bir tanıdığını ziyarete gidiyorsun herhalde kızım?"

Gülümsemem daha da genişledi. "Hayır amcacığım tanıdığımı ziyarete gitmiyorum. Hem ben buranın yabancısıyım kimseyi tanımam etmem." Dedim. Amca'nın hafif kaşları çatıldı ve "O halde yanlış anlamazsan karargâhta ne işin var güzel kızım?" Dedi saf merak barındıran bir sesle.

Araba tam karargahın önünde durduğunda arkaya döndü cevap bekleyen bakışlarıyla. Pantolonumun arka cebinden cüzdanımı çıkardım. İlk önce alın terinin hakkını uzattım tatlı amcama. Bak şuna ya! Hangi ara senin amcan oldu adam acaba?

Şu andan itibaren hem sanane Cemile! Sonra da asker kimliğimi. Amca ilk başta çok şaşırdı ancak kısa süre sonra yüzünde mahçup bir ifadeyle "Kusura bakma komutan kızım aman komutanım" dedi ellerini ovuşturarak.

Ellerinin üstünü sağ elimle kapattım ve "Ne kusuru amcacığım asıl sen benim kusura bakma. Sana bir yanlışım olduysa affet beni. Ayrıca güzel kızım gayet iyi bana böyle seslenmeye devam edersen çok mutlu olurum. Bu arada senin oğlanın adı neydi amcacığım?" dedim.

----------------------------
544 kelime. Bence az fakat bende bugün geç yatıp yarın sabah 6 da kalkacak bir insancığım. Bu yüzden bu bölüm böyle oldu. Ben aslında uzun bölüm atmayı düşünüyordum ama çooooook yorgunum ve çooooook uykum var. Hepinizi yorganımla ve yastığımla birlikte kucaklıyorum bayyyy 😘😘😘

Deli Komutan :AsyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin