34. Bölüm 💚💚💚

7.6K 475 82
                                    

Not:Bölümü beğendiyseniz yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen bebetolarım 😇😇😇😇😇😇😇

Asya'dan:

Bu mal Kenan ne yapıyordu? Neden yapıyordu? Nasıl yapabiliryordu? İnanın zerre anlamıyorum. Hayır yani ilk defa Kaan komutanım bana kendisi sarılmış. Şimdi onun yaptığına bir bakın!

Sinirli ve sesli bir şekilde nefesimi dışarı verip beni Kaan' la ayırmakla yetinmeyip birde o koca poposuyla önüme geçen koca kafalı, boş beyinli yaratığın dizine sert bir tekme attım.

"Ah! Bana bak cadı" diye söylenmeye başlayan orangutanı kesin bir dille uyardım. "Eğer bir daha böyle bir aptallık yaparsan gözünün yaşına bakmam seve seve sana ikinci bir travma hediye ederim ona göre!"

Kenan karşımda sertçe yutkunup kafasını hızlı hızlı tamam anlamında salladı. " keşke olmasaydım ama dua et de gören benim Asena" dedi çatık kaşlarıyla. Omuz silkip " Karargâhta senden  başka densiz mi var Kenan abiciğim?" diye sordum masum masum.

Sinsice sırıttı ve bana aynen şöyle söyledi. "Burası kurtlar sofrası Asenam. Burada senin babanı" ,  Kaan' ı göstererek " onun babasını geçtim" ardından işaret parmağını kendine çevirip "artık benim, bizim babamız da var. Ona göre davran yani abiciğim" dedi .

Hay anassını!!! Bu beni şimdi, Kaan'ın yanında Akif babaya söylemekle mi tehdit etti? Dur! Akif baba burada mı!
"Akif baba burada mı? Yalan söylüyorsan bu sefer geberdin Kenan!" dedim gözlerimi kısarak.

Bu mal, bu salak, bu aptal daha çok gülerek " Ne yalan söylicem be Deliye bak!" dedi ve Kaan' a dönüp "Ayrıca bu iş burada nah biter komutanım. Arkanı iyi kolla bundan sonra Gündoğdu " dedi ve bizi yalnız bırakıp dışarı çıktı.

Kaan' la aynı anda "Sıçtık" diyince göz göze geldik. Sonra onun omzuna yumruk atıp "Sen nasıl ben daha sevgili miyiz sorusunu cevap bulamadan benden habersiz bana sarılırsın? Bari bir işaret falan verseydin " dedim.

Kaan tam bir şey söylicekti ki telfonum çaldı. Telefonu açtım, hazırola geçtim ve tekmil verdim zira arayan Kemal Albay'dı. "Yüzbaşı Asya Korkmaz/ İzmir emredin komutanım "

"Yüzbaşı timinle derhâl toplantı odasına vakit yok bu yüzden acele edin" dedi ve ben cevaplayamadan  aramayı sonlandırdı.

Kaan zaten anlamıştı fakat yine de "Acil operasyon emri. Gitmeliyim ama bu konuyu geldiğimde konuşucaz ona göre" dedim ve telefondan Ali'yi arayıp hemen toplantı odasına gitmelerini emrettim.

...

Hepimiz toplantı odasında oturmuş yüzümüzden kendini belli eden tiksintiyle projeksiyondan  yansıtılmış itin fotoğrafına bakıyorduk." Bu seferki itin adı 'Altın'  " dedi Kemal albay.

Ali sırıtarak "Altın mı? Oysa bir kuruş etmiyor şerefsiz köpek" dedi. Deli timim ve ben   sırıtırken Kemal albay devam etti. "Bu adam bizim için bir kuruş etmese bile onlar için çok değerli bu yüzden adı Altın" dedi.

" O zaman sağ lazım?" diye sordum. Albay kafasını salladı ve "Ancak çok dikkat edin bu it diğerleri gibi basit bir kukla değil " dedi.

Gülümseyerek " Kukla değilse kurduğu oyunu bozacağımız itlerden biridir. Merak etmeyin komutanım ben hayatta olduğum sürece askerlerimin burnu bile kanayamaz" dedim.

Kemal albay suratı asık, kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Yine ne yapmış olabilirim ki? Daha sonra " Hazırlanmanız için 10 dakikanız var Deli timi" dedi. Onun bunu demesiyle de ben ve timim aynı anda ayağa kalkıp hazırolda "Emredersiniz komutanım" dedik.

Deli Komutan :AsyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin