6.Bölüm

13.4K 711 46
                                    

Bölümü beğendiyseniz yıldıza basmayı ve doğum günü bebesi için - yani ben - bol bol yorum atmayı unutmayın 🥰 keyifli okumalar

Medya: 'Kutay komutan' ( sonlara doğru anlarsınız kim olduğunu)

Asya'dan

"Ersin Sarı güzel kızım" dedi Hasan abi. Kafamı sallayıp "İyi günler Hasan abim dikkat et kendine" dedim ve arabadan indim. Kapıdaki nöbetçi asker yanıma gelip "Bekleme yapma bacım burada duramazsın" dedi.

Gülümseyip "Sebep?" Diye sordum şakayla karışık. Acaba asker olduğumu öğrenince nasıl bir tepki verecek? Ben bunu düşünürken yakasındaki soyadına kaydı gözlerim. 'Sarı'

Asker seslice oflayıp "Çünkü yasak sebebi bu! Oldu mu bacım?" Dedi. Elimdeki asker kimliğimi avucumun içinde sertçe sıkarken "O üslubuna dikkat et! Karşında her şeyden önce bir kadın var! Ayrıca be-" lafımı bitirmeme izin vermeden araya girdi nöbetçi asker.

"Bacım bak inan seninle uğraşamam! Yürü git! Seni son kez uyarıyorum yoksa kolundan tuttuğum gibi atarım seni buradan!" Dedi ve işte bende o zaman şalterler attı, mavi gözlerim siyaha boyandı, nefes alış verişlerim hızlandı ve kulaklarım kızardı. Bağırarak "Ne yaparsın ne!?" Dedim ve karşımdaki askere sert bir yumruk attım.

Benim yumruğumla yere düşen asker burnundan kanlar akarken acı acı inlemeye başladı. Ve tabii ki kaçınılmaz olarak etrafı üniformalı askerler doldurmaya başladı. Hay maşallah! Aslanlarımıza! Dedi Cemile. Maşallah maşallah da ben şu an orta boy büyüklükte bir bok yemiş bulunmaktayım ya hani Cemile o yüzden şimdi bunun sırası mı!

Napim? Bana mı sordun yumruk atarken? Hadi hadi kendi düşen ağlamazmış Asyacığım diyen Cemileye içimden göz devirip sana sorsam ne diyecektin sanki Cemile hanım? Tabi ki vur diyecektim ama senin attığın yumruk gibi değilde belindeki beylik tabncanla! Bu nalet askere az bile senin yaptığın! Go girly ben yanındayım!

Oldu Cemile sonra da artık askeri mahkeme falan filan derken meslekten ya atılırdım ya da uzaklaştırılırdım değil mi? Salak salak konuşup beni daha fazla sinirlendirme! Ooooov! Birileri baya baya çok kızmış. Ee oldu o zaman bana müsade diyerek beni içine düştüğüm bu boktan durumda yalnız bırakan Cemileye sövmeyi sonraya bırakıp önümdeki bana çatık kaşlarla bakan askerlere gülümseyerek "Selamün aleyküm a dostlar!" Dedim.

Biri öne çıkıp burnunu tutan askere "Emrah iyi misin?" Dedi. Ooh bizim Ersin değilmiş Asya! Çok şükür bizim hasan abinin böyle bir oğlu olsaydı adama ne diyeceğini şaşırır insan! Hayır ne diyeceksin ki 'abi kusura bakma senin oğlanı bir kaşık suda boğdum mu?' diyen Cemileye doğru söze ne denir ki deyip gözlerimi burnunu tutan Emrahtan çektim.

Yalnız o burun kırılmadıysa ben de bir şey bilmiyorum!

Gittikçe kalabalıklaşan askerler birbirine bakıp sonra tekrar bana bakarken arkadan bir kalın bir erkek sesi geldi ardından da postallarıyla yeri inleten sert adım sesleri. "Ne oluyor burada?"

Tam önümde uzun boylu, iri yapılı , sarı saçlı yeşil gözlü, her bakanın bir daha bakmak isteyeceği kadar yakışıklı bir adam durdu. O da bir süre beni baştan aşağı inceleyip en son her zaman dudaklarımda olan gülümsememde durdu gözleri.

O hala olayları anlamaya çalışırken çünkü bir yerdeki burnunu tutan askere bir de bana bakıyordu ben de "Boyun bence 1.98" dedim. Adam tek kaşını kaldırıp " Hanımefendi bir askerime durduk yere yumruk atmışken oturup benim boyumu mu konuşacağız?" Dedi yumuşak çıkarmaya çalıştığı sesiyle.

" Dua etsin yavaş vurdum! Ayrıca ne demek durduk yere? Kime göre? Neye göre? Bak yine sinirim tepeme çıkıyor! " dedim. Gözlerim adamın rütbesinde takılı kalmışken "Madem durduk yere değil neden vurdun o zaman benim askerime ayrıca yavaş mı? Ulan adamın burnunu kırmışsın!" Dedi Soyadının 'Kutay' olduğunu öğrendiğim binbaşı. Ben demiştim kırık diye! Ah bir kere de yanıl be Asya!

Arkalardan biri "Komutanım karşınızda cennetten buraya 'yanlışlıkla 'düşmüş bir melek var lanlı lunlu konuşmasanız mı acaba?" Dedi . O askere bakıp kocaman gülümsedim ve en kibar halimle "İltifatın için çok teşekkür ederim tatlım" dedim.

"O az önce bana tatlım deyip gülümsedi mi?" Dedi aynı asker. Yanındaki asker sol omzuna vurup "Saçmalama burada ben varken sana? Haah! Mümkün değil!" Dedi. Onun yanındaki asker de onun kafasının arkasına vurup "Salak salak konuşmayın! Timde komutanımdan sonra en yakışıklı benim tabi ki bana gülümsedi" dedi.

Kutay binbaşı- çünkü adını henüz bilmiyorum -arkasındaki üç askere ölümcül bakışlar atıp "Teriniz soğumadan tekrar içtima yapmak istiyorsanız durmayın devam edin beyler!" Dedi ve yine bana bakmaya başladı. Binbaşının az önce dedikleri aklıma geldiği için sinirim tekrar başımı ağrıtmaya başladı bu yüzden de gülümsemem hızla soldu.

Öne doğru bir adım attım ve komutanın gözlerinin içine bakmaya çalışarak- çünkü boyum 1.78- " Senin askerinse benimde askerim ister severim istersem döver! Gerçi bu saatten sonra onu sevebileceğimi pek sanmıyorum bu yüzden al senin askerin olsun ama bir daha karşıma çıksın daha beter döverim! " dedim.

"Askersin yani?" Dedi Kutay Binbaşı. Tam elimdeki asker kimliğimi uzatacaktım ki tanıdık bir yüz göründü.

"Ooo ! Deli Yüzbaşımız da gelmiş nihayet" dedi Cahit albay. Sonra etrafa göz gezdirip "Ulan daha uçaktan ineli yarım saat olmadı be Yüzbaşı" dedi. Etraftan fısıltılar yükselmeye başladı. Umurumda mıydı? Tabii ki hayır!

Hemen asker selamıyla tekmil verdim. "Yüzbaşı Asya Korkmaz/ İzmir emredin komutanım"

"Rahat Yüzbaşı 5 dakika içinde odamda ol. Odanın yerini birine sorma,kendin bulacaksın bu da senin cezan olsun. Bu arada 5 dakikayı bir saniye bile geçerse süre olacaklardan ben sorumlu değilim. Anlaşıldı mı Yüzbaşı?" Dedi Cahit albay.

"Anlaşıldı komutanım" dedim kafamı sallayıp. Sonra Cahit albay kapıdan içeri girdi ardından kapı büyük bir gürültüyle kapandı. Tam içeri girecektim ki kapının önündeki asker bana "Komutanım albay benden size ' kapının kilidinin bozuk' olduğunu iletmemi istedi" dedi. Bunu zaten beklediğim için kafamı tamam anlamında salladım ve tebessüm ederek " Albayın emrini ilettiğin için sağol aslanım" dedim.

Bana iltifat eden asker bir adım öne çıkıp "Komutanım 3 dakika 55 saniyeniz kaldı. Kapıdan değilse nereden geçiceksiniz? Cahit albayın işkenceleri aman eğitimleri diyecektim meşhurdur da" dedi.

Elimi sağ omzunun üstüne koyup gülümseyerek "Merak etme zoru sever imkansıza bayılırım" dedim ve önümdeki kapıya tırmanmaya başladım. Düz duvara tırmanmayı küçükken öğrenmiştim daha doğrusu öğrenmek zorunda kalmıştım bu yüzden yaklaşık on yedi saniyede kapının tepesine tırmanıp kafamı arkaya çevirdim.

Ufak bir kahkaha atıp bana ağızları açık bana bakan askerlere " Öyle bakmayın! Canına yandığımın bordo beresini sırf rengi güzel diye mi verdiler sanıyorsunuz ?" Dedim. Ve kendimi aşağıya bıraktım.

"Bu manyak adam yüzünden bir gün bok yoluna gidecem diye ödüm kopuyor ya" diye söylene söylene ellerimi birbirine vurup avucuma bulaşan toprağı temizledim.

Sırtımda hissettiğim gözlerle arkamı dönüp bana bilmem kaçıncı kez şaşkınlıkla bakan askerlere göz devirip "Niye öyle bakıyorsunuz? Ben dışımdan söylemediğim hiç bir şeyi içimden geçirmem! içim neyse dışımda odur benim! Tabii şu anda resmi olarak göreve başlamamanın verdiği inkar edilemez bir rahatlığı da olabilir üstümde. Neyse son 2 dakika 7 saniyem kaldı bu yüzden herkese iyi günler dilerim "

-----------------------------
Ooof! Acaba ana erkek karekteri değiştirsem mi değiştirmesem mi çok kararsızım yaaaaa

Neyse gelelim en önemli konuya ;
İkizimle birlikte nice mutlu, huzurlu ve sağlıklı yeni yaşlar geçiririm inşaallah amin 🤲

Hepinizi öptüm bayyyy💋





Deli Komutan :AsyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin