41. Bölüm 💚💚💚

5.7K 383 133
                                    

Not: Bölümü beğendiyseniz yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen bebetolarım 😇😇😇
Keyifli okumalarrrr 💚💚💚

Kaan' dan

Sevdiğim kadın gözlerimin önünde boğazına bıçak dayanmıştı. Ne düşünmüştü bilmiyorum ama beni düşünmediği kesindi. Yani göz göze gelene kadar.

Boğazından akan her damla kan benden bir parça götürürken Asya o kadar rahattı ki. Bir o kadar da ölü. O an bir şey aklıma dank etti. Kaan, sen hiç bu kadına neler yaşadı sordun mu?

Sormamıştım. Ben ona hiçbir şey sormamıştım.

Daha sonra Asya yanıma gelmiş ve "Gidelim mi?" diye sormuştu. Tam el ele ilerlemeye başlamıştık ki babası "Eğer buradan onunla ayrılırsan bil ki artık bir baban yok!" demişti.

Asya elimi daha sıkı kavrayıp babasına "Sorun değil Hüseyin bey. Karşınızda bir aileye hiç sahip olmamış bir kadın var. Bugüne kadar yaptıklarınız için minnettarım ancak artık soyadınızı istemiyorum." dedi.

Asya ön koltuğa oturduktan sonra bagajdan ilk yardım çantası aldım ve uzaklara dalan kadının saçının ucuna öpücük bırakıp omzundan geriye doğru nazikçe yerleştirmeye çalıştım .

Yarasını mikrop kapmaması için temizleyip küçük bir sargı beziyle çok sıkı olmayacak şekilde sardım.

Çok güzeldi Asya. Yaşadığı onca şeye rağmen o kadar güzel gözleri vardı ki. Hele bir de uğruna kurşun atıp kurşun yiyebileceğim kadar güzel  gülüşünü saymıyorum bile.

Asya çok güzeldi. Sanki bu dünyaya yanlışlıkla gelmiş bir melek gibiydi.

Kapısını örtüp ilk yardım çantasını yerine koymak için bagaja yöneldim.

"Bari bir kez öpseydim!"

Onunla ve hayatıyla ilgili ilk bombayı işte böyle öğrenmiştim...

Asya ; şimdiki zaman

"Oğlunuza yaşadığım sürece gözüm gibi bakıcağıma ve her defasında ona elimden geldiğince dönmeye çalışacağıma söz veriyorum Aybüke anne. Hem de Asena sözü"

Aybüke anneye söz verirken elim boğazımda sarılı olan sargıya gitti. Ben şimdi ne yapayım? Kaan yaramı sardığı için sevineyim mi yoksa hangi ara bu kadar yakınlaştıkta haberim olmadı ona mı üzüleyim?

Bari bir kez öpseydin!

...

Çalan telefonun sesiyle bakışlarımı Kaan' dan çektim zira çalan telefon ne yazık ki benimkiydi.

"Ne var Veledo?" diye sordum. "Şey biz seni merak ettik de nasılsın? " dedi Berk. "İyi olucam. Ne zaman bilmiyorum ama mutlaka olucam." dedim . Sonra "Olurum değil mi?" diye sordum cılız bir sesle. Duyduğundan bile emin değildim gerçi.

Oysa bu ben değildim. Ben yıkılan değil ya yıkan ya da ayağa kaldırandım.

Peki ne oldu bana?

"Yanına gelmemizi ister misin?" diye sordu Berk. "Gerek yok. Yarın okulunuz var yatın uyuyun. Ben bugün Kaan' da kalıcam" dedim.

Arkadan Kemal babanın "Açelya bir şey de Kaan olmaz" diyen sesi gelince yüzüme küçük bir tebessüm yerleşti ve yok olan keyfim koltuğuna kurulmaya başladı.

"Her neyse hepinize Allah
rahatlık versin. İyi geceler" diyip telefonu kapattım.

Rüzgarın saçlarımı havalandırmaya başlamasıyla "Niye camları açtın Kaan?" diye sordum. Kaan gömleğinin birkaç düğmesini açtı ve "Sıcak oldu da biraz " dedi.

Deli Komutan :AsyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin