Bölüm 13

458 32 3
                                    


                           Merhabalar.. :) Elimden geldiğince düzenli olarak bir hafta Terzi bir hafta Bizim Kız için bölüm yazmaya çalışacağım. Keyifli okumalar dilerim :)


                Tatlı tatlı gülümseyip başını salladı genç adam "Tamam Nur'um" deyip kahvaltısını yapmaya devam etti. İkinci bardak çayının son yudumunu içtikten sonra hızla ayağa kalkıp "Hadi beni işe yolcu etsene" dedi. Onu işe yolcu eden Nur Sultan'ın yanağına kokusunu çekerken de akşam için buluşmak için anlaşıp vedalaşırken de ikisi ne kadar güzel olduklarının farkındaydılar ve bu hali bozmayı içten içe hiç istemiyorlardı. Gelecek ikisi içinde git gide tatlı mı tatlı şeker gibi olacaktı..


--------------

                      Gün de yaşanan olaylar üzerinden bir haftaya yakın zaman geçmiş mahalle şöyle bir dedikodu ile çalkalansa da herkesin birbirini bildiği mahallede konu üzerinde çokta durulmadan kapanıp gitmişti. Herkes Nur Sultan ile Ali'nin nişanını daha mutlu olduğu günleri sessizce hevesle bekliyorsa da oda ayrı bir konuydu..

         Eylül ayının gelmesi ile düğünler yavaştan azalsa  da yine de Nur Sultan'a gelen işler fazlasıyla devam ediyordu.  

Tüm gün işlerini halletmiş artık eve dönmek için ortalığı toparken  kapının destursuz açılması ile genç kızın başını hızla kaldırması da bir olmuştu. Bu mahallede herkes nerede nasıl davranacağını bilirdi Güllü hariç. O ne destur ne üslup hiç bir insani davranıştan haberdar değildi işte bu yüzden onun bu hareketleri Nur Sultan'a garip gelmiyordu ama sıkılıyordu da artık. Bir gün saçını başını yolup meydan dayağı atacak hanımefendi çizgisinden çıkacaktı ama bakalım o gün hangi gün olarak naip edilmişti Güllü'ye işte oda Nur Sultan'ın sabrının sonunda belli olacaktı.

      Kızın suratında gördüğü şeytani ifadenin ben yeni saçma bir şey yumurtlayacağım demek olduğunu bilen Nur Sultan 

'Bakma şöyle salak salak yumurtla ne yumurtlayacaksan ben bıktım sen bıkmadın şu bölüm sonu canavarı gibi takılmaktan' 

Güllü ise o an için sonrasında başına geleceklerden bir haber çıkardı ağzındaki baklayı 'Sizin nişan işi yalan olmuş şekerim Ali yeni bir iş için İstanbul'a gidiyormuş?' Bu bildiği yada beklediği bir haber değildi genç kızın istem dışı şaşkınca 'O ne demekmiş ' diye soruverdi. Güllü'nün artık sınırı aştığının farkındaydı ama yalan mı doğru mu ayırt edememişti bir an onun Ali'si böyle bir şey yapmazdı yapmazdı demi? 

Güllü'nün kahkaha atıp 'Ay kıyamam senin haberinde yok. Konuşurken duydum da ben Ali babasına gitmeyi çok istediğini ama ne yapacağını bilemediğini söyledi de kulaklarımla duydum ayol sal şu çocuğu kene gibi yapıştın ' 

İşte bu o sabır sınırının aşılması için kurulan son cümle olmuştu. Bu kız salaktı hem de hakiki bir salaktı..

Kolundan tuttuğu gibi kapının dışına sürükleyen  Nur Sultan bir yandan da 'Senden ala kene mi var bu mahallede arsız yüzsüz kepaze!. Sana gösterdiğim sabır bitti' deyip genç kızı olduğu gibi yere attıktan sonra üzerine eğilip 'Bundan sonra olacaklara karışmıyorum benden günah gitti' deyip arkasında ki kızın şaşkınlık ve sinir halinde ne dediğini duymayıp bir hışım dükkanın kapısını kilitleyip hızla aklındaki yere doğru hareket etti. 

------------

Olaylar sürekli bu saçma döngü içerisinde dönüp duracak mıydı? İlk Ali gittiği zaman Nur Sultan ona bir yerde hak vermişti evet kızmıştı evet çok gönül koymuştu küsmüştü üzülmüştü ama içinin bir yeri biraz da olsa Ali'ye hak vermişti. Vermez olaydı!. 

Terzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin