"Al.. Bak dinlemiyorsun.. " Lütfen fevri hareket etmeyelim." dese de Ali sanki hiç Nur Sultan konuşmuyormuş gibi
"Ne demek olmaz gül güzelim. Bak sen de istiyorsun ben biliyorum. Hem fırsatını da bulmuşuz. Hemen evleniriz."
Ne demek fırsat. Böyle aceleye gelecek iş miydi evlilik. Sırf tehdit altında oldukları için hem de. Ama bu tehdit bertaraf edilirdi. O insanların zararı da dokunamazdı kendilerine.
"Ali.. Ali'm.. Böyle fırsat ne demek. Hem biz seninle böyle konuşmamıştık. Her şeyi düzene koyacaktık. Sen bana bunun sözünü de vermiştin."
"Ben diyeceğimi dedim " dedi Ali "Ya kabuk edersin ya da.." derken cümlesini tamamlayamadı genç adam.
Tamamlamasa da anlamıştı Nur Sultan anlayacağını. Hırsla genç adamın göğsüne iki eli ile vururken
"Etmezsem ne Ali!. Etmezsem ne olur Ali!. Bırakır mısın beni, bitirir misin aşkımızı etmezsem ne Ali!"
----------------
İşte böyle başlamıştı her şey.. Sonra da inat inadı kavga kavgayı getirmiş ve Ali arkasını dönüp alıp başını gitmiş her şeyi herkesi en çok da aşklarını yarım bırakmıştı.
Şimdi ise sanki o yılları birbirlerine veren, aşkları bütün olan onlar değilmiş gibi arkadaş olarak kalalım demek ne demekti. İşte bir bunu sindirememişti Nur Sultan. O bakışlarını görmese bakışlarını okumasa bunu canı gönülden kabul ederdi ama Ali'nin bakışları da o Ali'ye git derken ki gibiydi. Dili ayrı gözleri ayrı söylüyordu. Ama yine de bu Nur Sultan'ın gönlünün bin parçaya ayrılmasına engel değildi. Madem huzur istiyordu Ali bu var olan tüm huzurun içinde ona huzursuzluk vere vere. İşte o zaman Nur Sultan da ona huzur verirdi ama onun yaptığı gibi huzursuzluk vere vere..
Yüzünde ki hin sırıtma aklındaki düşünceler ile kumaş dükkanına girdi genç kız. Bazı müşteriler kumaşları kendileri getirirken bazı müşteriler tüm malzemeyi Nur Sultan'a bırakıyordu. İşte bu sebepten biriken tüm siparişlerin kumaşları alan genç kız hızla dükkana geri gelip son işleri ayarlayıp Şüheda ile buluşmak üzere anlaşıp eve geçti genç kız.
Mahallerinden Münevver evleniyordu. Doktor çıkmıştı genç kız. Sonra da üniversite de tanışıp aşık olduğu Alp ile evlenme kararı alıp anca şimdiye evlenebilmişlerdi. Ne badire atlatmışlardı da bir birlerinin ellerini hiç bırakmamışlardı. Tüm zor anlarında iyi anlarında hep yanlarındaydı Nur Sultan. Ne iyi gelmişlerdi bir birlerine..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İç çekip hızla duşa giren genç kız saçlarını kurutup kıvır kıvır kabarttıktan sonra sade temiz şık bir makyaj yaptıktan sonra hızla giyinmek üzere içeri geçti. Elbette kendisi için şık bir kıyafet dikmişti. O tanıdığı Ali'yi kudurtacak sinirden köpürtecek kadar şık! bir kıyafer dikmişti.
