Holaaaa ben geldimmm :) Bunca zaman geçmesine rağmen bölüm bekleyen arkadaşlar varsa keyifli okumalar dilerimm :) Sık sık bölüm atacağım efenim :)
Düğün gününün üzerinden bir hafta geçmiş eski düzen eski hali ile devam ediyordu hayat.
Ali ile yine bazen karşılaşıyorlar Ali ona selam veriyor bir acayip sanki eskisi gibi gözlerine bakıyor ama selam vermekten daha fazlası ile hareket etmiyordu Nur Sultan'a karşı. Genç kız bazen sanki Ali ne yapmak istediğini bilmiyor kararsız mı kalıyor acaba diye düşünse de çoğu zaman Ali istediği gibi sanki biz o zamanları hiç yaşamamız gibi aldığı kararın arkasında durup bana sadece bi tanıdık bi arkadaş gibi yaklaşıyor diye düşünüyordu. Bir patlama vakti olacaktı Nur Sultan için ama genç kız o patlama vakti ne zaman gelecekti işte onu hiç kestiremiyordu.
----
Haziranın sonu Temmuz başı gelmesi ile İzmir sıcakları daha bir kendini belli ediyordu. Artık bazı geceler bile esmiyor insan ya sıcaktan eriyecek kıvama geliyor yada klimaya mecbur kalıyordu.
İşte sıcakların bu kadar artmaya başladığı vakit ile mahalle gençlerinin toplanıp bir aşağı sokaktaki parkta, çatılı piknik masalarında buluşmaları bu zamanlara denk geliyordu. Üniversitesi tatile girmiş olan, işleri hafiflemiş olan tüm mahalle gençleri bu zamanlarda buralarda olur bazı akşamlar buluşur sohbet muhabbet ederken bazısı güzel sesi ile şarkı söyler gece yarısına doğruda evlerine dağılır dağılmadan önce de bir daha ki buluşmaları için anlaşırlardı.
Böyle bi mahalle gençleri buluşmasından sonra açılmıştı Ömer, Nur Sultan'a aradan belki 9 yıl geçmişti ama hala o günler Nur Sultan için en tatlı günlerdi. Şimdi 27 yaşına gelmiş genç bir kadın olma yolunda ilerlese de o günler öyle güzeldi ki..
Onun yaşına gelen mahalle gençleri genel itibarı ile ya yeni evlenmiş ya da çoktan çoluk çocuğa karışmış olur olan yoğunluktan git gide buluşmalara katılamaz git gide de daha gençler katılırdı bir kaç istisna mahalle müdavimleri hariç. Nur Sultan arada katılırdı bu park buluşmalarına.
İki gün sonrası için buluşma ayarladıklarını ileten mahallenin neşeli gelini Leyla ile Nur Sultan çok mutlu olmuş mutlaka geleceğini söylemişti.
Kendinden 2 yaş küçük olan genç kadın 1 yıl önce gelin gelmişti mahallelerine Demir abiye eş kendine arkadaş olmuştu. Dükkana uğramış Şüheda'nın yaptığı demli çaydan içerken sipariş verdiği çan model eteği almış hem park buluşmalarını haber vermiş hem de Leyla gitmeden
" Şekercim o güzel patatesli börekten yapsan bir de o karışık meyve suyundan yapsan olur mu?. Herkes bir şeyler hazırlayacak sen de börek ve meyve suyu yaparsın dedim ben." Demiş sonra göz kırpıp " Hem elinin lezzetini özleyenler de olmuştur" demişti. Özledi mi onu bilemezdi ama geldiği ilk gün en sevdiği yemeklerden birini yemişti Ali zaten onun elinden.
Yüzünde buruk bi gülümseme ile Leyla'yı uğurladıktan sonra işlerine devam eden Nur Sultan akşam üzeri peş peşe iki araba sesi ile başını dükkandan dışarı uzatınca Ali'nin kendi arabasından indiğini peşi sıra da iyi bir marka olduğu belli olan araçtan güzelce kendi yaşlarında bir kadının indiğini gördü. Ali başını bile çevirmemiş onu görmemiş yüzünde tatlı bir gülümseme ile arabadan inen genç kadını imalâthane ye yönlendirmiş genç kadın ise aynı tatlı gülümseme ile içeri girmişti. Belki gelen müşteriydi ama Nur Sultan uzun zamandır Ali'nin kendisine böyle güldüğünü de görmemiş içine bir kurt düşmüştü.
Dükkânı kapatmış Şüheda'ya iyi akşamlar diledikten sonra eve doğru yokuş yukarı yürüyen genç kız tam Ali'lerin evinin önünden geçerken yine Ali'yi gördü. Bu sefer Ali ile göz göze gelmiş olsa bile Genç adam başı ile selam vermiş ve sabah gördüğü kişi ile aynı arabaya binip gitmişti. İste bu da gün sonunu hüzün ile bitirmesine neden olmuştu Nur Sultan için.
-----
Geceyi bin bir düşünce ile geçiren genç kız sabaha şişmiş gözler ile uyansa bile kendinden ödün vermeden çok güzel bir şekilde soğuğa yakın suda duş almış parmaklarına kırmızı ojelerini sürmüş sonra kendi diktiği pötikare elbisesini giyip altına da rahat deri beyaz ip sandaletlerini giyip evden çıkmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Önce terzihaneye gelmiş Şüheda ile boyozlu karpuzlu kahvaltı etmiş sonra sipariş için teğellediği iki askılı kendi elbisesine benzer elbiseleri dikip sahiplerine verilmek üzere paketlemiş ki bu sırada aklında hep o kız ve Ali dönüp durmuş en sonunda dayanamayıp dükkandan çıkmıştı.
Günlerden cumartesi semtte en yakın pazarın kurulu olması sebebi ile pazar yerine doğru hareket eden genç kız evde tek olmasından dolayı hep kalan meyveleri düşünüp az bi alışveriş yapmış canı çok çektiği için bir demet semiz otu almıştı. Yarısını hafta başı yemek yapmak için yarısını da hafta sonu salatasını yapmak için almıştı. Eve gelip hızla soğuğa yakın bir duş alıp kendine soğuk tost yapıp bir yandan yiyip bir yandan pazarlıları yerleştirip en sonda uygun meyveleri suyunu ayarlayıp ocağın üzerine koydu. Biraz kaynadıktan sonra şekerini katar şeker ile de bir müddet kaynadıktan sonra annesinden kalan ince demir elekten süzer soğumaya kaldırırdı.
Tüm işleri biten genç kız meyve suyu kaynarken yaptığı patatesli böreği de dilimleyip kenarı koydu. Hazır baklava yufkasından yapıyordu genç kız böreği böyle haşlayıp kavurduğu soğanlar ile karıştırıyordu. Mis gibi çıtır çıtır oluyordu böreği. Ve Ali çok seviyor tepsinin yarısını yiyordu..
İşte aklında bir sürü bazen hüzünlü bazen neşeli düşüncelerle ufak piknik sepetine gerekli malzemeleri koyan genç kız her ihtimale karşı Ali getirmez belki diye her şeyden iki tane koymuştu bile. Ev içi şort pijama takımını çıkaran genç kız askılı keten bi badi altına dizlerinde kot şortunu giyip saçlarını da iki yandan ördüğü zaman hazır sayılırdı. Böyle yaptığı zamanlarda küçük bir kız çocuğu gibi olsa da aslında koca eşek olmuştu da ruhu hala küçük bir çocuktu.
Ayaklarına deri renkli sandaletlerini giyerken içinde var olan duygu heyecan mı hüzün mü neşe mi emin olamasa da çokta aldırış etmeden dış kapıyı kilitleyip evden çıktı genç kız..
