Güne uykusunu almış bir şekilde başlasa da uyku uykunun mayasıdır sözünü kanıtlarcasına daha çok olan uykusunu, bu günün tatil günü olmadığının bilincinde hızla yerinden kalkıp yatağını topladı. Tuvalete gidip geldigi zaman toplanmış yatak güne başladığını anlatırken yatağı toplanmamış ise geri yatma isteği gün boyunca içinden gitmiyordu.
Evi yokuşun ortasında bahçeli müstakil bir evdi ve ona anne, babasından miras kalmıştı. Şu anki terzi dükkanı gibi. . Yokuş aşağı inip karşıya geçince köşedeki dükkanın 2 yan dükkanı onundu.
Üzerine yarım kol badisi ve yüksek bel pantolonu ve deri babetleri ile İzmir'in mayıs ayına uygun giyinmişti genç kız. Pantolunu da badiyi de kendi diktiği için tam kendi bedenine uygun rahatlıktaydı.
Giderken Şüheda'nın kendisinden önce dükkanı açtığına emin olmuş olsa bile vaktinden sonra orada olmak istemiyordu. Babasının dediği gibi erken kalkan yol alırdı. Rahmetli babasından kalmıştı terzi dükkanı ve bu alışkanlıklar. Zaten el becerisi de babasından kalmıştı da Nur Sultan el becerisinin üzerine bir de üniversite okumuş diplomalı terzi olmuştu. Hayali daha başka başka yerlerde olmak olsa da nasibi bu mahalleydi. Ve zaten Nur Sultan istese de bu mahalleden bir adım öteye gitmek istemez di. Annesinin babasını hatırası bir yanda olsa da bir de gitmesini istemede git dediği O vardı herkesi yüz üstü bırakıp giden O..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terzi
RomanceBir Terzi Nur Sultan ☆ Bir Marangoz Ali ☆ Bir küçük mahalle hikayesi.. ♡
