Herkes aklında bu bölüme başlarken şöyle bir soru olduğuna üniversitede yalnızlık mı? O nasıl olabilir. Diyorsunuz. Çünkü çoğu kişi böyle duydu. Ama her yerde olduğu gibi orda da yalnızlar var. Belki üniversitenin içindeyken yalnız değiller. Ama üniversiteden çıktıktan sonra sosyal mi yalnız mı bunu kim bilebilir. Bu bölüme başlarken daha üniversitenin ikinci haftasındaydı. En başta onun aklında yalnız olacağı vardı. Çünkü ilk gün sınıfa falan geldiğinde öyle gözüküyordu. Biraz zaman sonra birkaç kişi tanıştı. Ama onlarla sadece aynı dersleri vardı. Diye arkadaş olduğunu düşünüyorum. Çünkü furkan bildiğiniz gibi zararlı maddeler kullanan herkesten teker teker ayrılmıştı. Ondan bunlar da onlara en azından birazcık benziyordu. Ondan fazla alışması gerekmiyordu. Sonra ikinci haftanın perşembe günü bir katıldığı grubun tanışma toplantısı vardı. Perşembe günü ders bittikten sonra eve gitmek varken onun yerine buluşmanın olduğu yere gitti. Ve bunu yaparken içinde değişik bir his vardı. Vardıkdan sonra biraz erken gelmişti o yeri aramak yerine biraz oturduktan sonra yeri bulmak için yola çıktı. Ama 15-20 dakika üst katta aramaya başladı. Ve sonunda birisine sormaya karar verdi. Sonra orda çalışandan öğrendi ki. Oranın aşağı katı varmış. Ve aradığı yerin aşağı katta olduğunu öğrendi. Ve orda içinden keşke gelmeseydim. Demek geçti. Ama bunu demedi. Ve bu ileri zamanı değiştirebilir mi? Buluşmaya geldi. Ve ip uzun bir masa vardı. Ve her yer doluydu. En başta o grubun başkanıyla tanıştı. Sonrasında ilk boş bulduğu yere oturdu. Ondan sonra herkes sırasıyla birbirini tanıttı. Furkan geldiği için o kadar pişmandı ki. Ama sonrasında değişti. Herşey bir zamandan yanına gelip oturan birisi sayesinde tüm oraya gelirken harcadığı saate değecek. Deselerdi. Hiç inanmazdım. Dersiniz dimi? Ama her zaman sürprizlere hazır olmalıyız. Aslında ilk geldiğinde 15 dakika sonra hemen çıkarım. Diye düşünüp otobüs saatlerine bile bakmıştı. Ondan sonra tam öylesine bakarken işte o kişi yanına oturmuştu. Piskoloji 2 sınıf öğrencisiymiş. İlk başta bir önceki dergi sayısından bahsetti. Aşk konulu bir dergi çıkarmışlar. Ve kendisinin uzak olduğu bir konu olduğu yazı çıkarmamış. Ve bu yüzden çok kötü olmuş. Konuşma devam ettikçe farklı insanlarda konuşmaya katıldı. Ve öyle bir saat geçti. Başta 10 dakika kalmayı düşünmeyen birisini bir saatten fazla orda kaldı. İşte hayat karşına ne çıkaracağı bilmezsiniz. Bu yüzden her zaman umutlu olmayı unutmayın. O gün furkan'ın hayatında unutulmayacak kadar güzel olanlardan bir tanesiydi. Şuan furkan okulun üçüncü haftasında biraz değişik haftalar geçiriyor. Sanki hala lisede gibi insanlar saçma konularda tartışıyorlar. Sanki yaşamın temel anlamını anlayamamış gibiler. Onlar gibi insanlarla tartışmaya girmek kazanma şansı yok gibi birşeydir. Aslında haklı olan sensin ama onlar hep kendini haklı bulurlar. Ondan yapacak fazla ne diyorlar desinler bir kulaktan girer, öbür kulaktan çıkar. Hiç öyle insanlarla tartışmadım diyemem. Çünkü küçükken tartıştığım kişilerin nasıl düşündüğünü hiç bilmiyorum. Ama şuan öyle birisiyle tartışmak nasıl birşey yaşamdan biliyorum. Çünkü kendileri bu hayata bir kaç yıl önce geldikleri için onlara saygılı ve onlarla hiçbir konuda tartışma yapamayız, Gibi geliyor. Aslında öyle bir şey yok. İnsan olan herkes insan olan herkes tartışabilir. Sen ne kadar büyük sen o da o kadar küçük sen de ona saygı duyman lazım onlar gibi bakarsan. Ama bence saygı kazanılan birşey mesela yeni bir insanla tanıştığımda ona 5 saygı puanıyla başlar. Sonrasında ise yaptığı hal ve hareketleri insanın 5 in altına yada 5 in üstüne çıkarır. Ve bunlar senin o saygıyı hakkettigin için sana verildiğini gösterir. Yaptığımız şeyler bizim irademiz de olduğu için saygımızı belirleyebilir. Ama ne zaman doğacağımız bizim irademiz de olmadığı için o yaş yüzden bana saygılı olmalısın diyemeyiz. Bence saygı böyle olmalıdır. Üçüncü haftanın son günü olan cuma günü bir kulüp etkinliği vardı. Ve furkan'ın dersi de 5 te bitiyordu. O günün başlangıcı kötü olsa bile sonrası güzelleşti. Eğlenceli bir gündü. Çok fazla demek isterdim. Ama sonu hiç öyle olmadı. Okul bittikten sonra bir grup etkinliği vardı. Ve ona gitti. Ve orda herkesin gelmesini bekledi. Sonrasında ise grup etkinliği başladı. Etkinliğin olayı sanat terapisi bir resim yapılıyor. Bu resimden önce bir meditasyon yapılıyor. Sonrasında aklındaki sorunlarla ilgili bir resim çiziyorsun. Sonrasında bu resmi devam ettirmesi için yanındaki arkadaşına veriyorsun. Böyle resim tekrar sana gelene devam ediyor. işte meditasyon yapıldı resimlerde çizildi. Resimler dönerken furkan'ın annesi aradı. Nerdesin diye furkan aslında haber vermişti. Nereye gideceğini ama sanki hiç haber vermemiş. Gibi soruldu. Sonra nerde olduğunu söyledi. Tamam geç kalma gel dedi. Sonrasında resim olayına devam etti.
Sonra bir mesaj geldi. 9 da evde ol geç kalma zaten saat 8 ve oturdukları yerden yazdıkları anda kalksa bile eve 9 da varamaz. O da hemencecik kalktı. Çok güzel zaman geçirirken bir mesaj herşeyi bitirebilirmiş. Hayatı boyunca önemsenmeyen birisiydi. Büyüyünce neden önemsenmeye başlandı. En güzel kimsenin onu düşünmüyor olmasına çokta alışmıştı. Birden furkan değere bindi. Şimdi aklınıza geldi. Bir çocuğunuz olduğu yada bir arkadaşınızın olduğu şimdi mi anladınız. Tüm bunları furkan büyüyünce mi anladınız. O kadar sene lazım olan önemsenmekti. Ama siz gerekmediği zaman beni önemsediniz. Bu çocuğun böyle olma sebebi belki de onu önemsemediginiz içindir. Küçük bir çocuktu. Ne suçu olabilirdi. Sadece sevgi bekleyen bir çocuktu. Her çocuğun hakkettigi şeyleri o da hakkediyordu. Ama hakkettigi hiçbir şeyi bulamadı. Onun için hazırlanan hayat bir karanlıktan ibaretti. Ve kimse o hayata bir renk vermedi. Aslında insanlar o hayatı daha ne kadar karanlık yapabilirim diye düşünüp yaptılar. Eve gitmek için hızlıca otobüse gitti. Sonra inip öbür otobüse yetişti. Ve Yolda gelirken kendine dedi ki. Ben onlar için canlı kalmaya çalışıyorum. Ama onlar ise benim ölme mi ister. Gibi davranıyorlar. Furkanı sanki yaşamasın. Kendi canına kıysın. Diye yapıyorlar. Bu çocuğunda mutlu olma hakkı var. Ama kimse onu mutlu etmek yerine onu istemiyor gibi davranıyorlar. Furkan da kendine beni istemiyorlarsa bende onların istediği gibi yaşarım onlar için enerjimi bir daha boşa kullanmayacağım dedi. Eskisi gibi ölü gibi yaşıyacam. Bakalım nolacak dedi. Öyle yaşamayı beceremedi. Çünkü bu yaşantıya alışmıştı. Ve napacagını bilmiyordu. Çok enerjik biriydi. Ama kimse bunu sevmiyor gibiydi. Nasıl olursa olsun. Sevilmeyi hakketmiyordu. Yalnızlık onun kaderine yazılmış. Ve silinmeyen tek şeydi. Belki değişir. Hiç öyle durmuyor. Haftalar geçerken bu üniversite arkadaş anlamında hep iyi mi geçecek. Diye düşünüyordum. İşte o 4 üncü hafta geldi. İşte furkan'ın bu zamana kadar neden arkadaşlıklarını bitirdiğini ve neden yalnızlığa kaldığını anlayacaksınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Yaşam 2
Teen FictionYalnızlık yaşamanız gereken birşeydir yalnızlıktan kaçmayın iyi gelecek size