Yalnız Yaşam 2

10. bölüm: yalnız aşkın devamı

Çoğu insan biyografilerinde çok sevilen aşk hikayesine hoş geldiniz. Aşk herkesin yaşaması gereken bir duygu mu sizce? Bence öyle hayattaki her duyguyu bence yaşamalıyız. Ama bu duyguları yaşadıktan sonra nefret edip köşeye atmayalım. O duygular ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Belki ozaman hayat güzel oluyordur. İnsanlar hep duygulardan nefret etti. Ve sonunda istedikleri hayatı yaşayamadılar. Ve sonunda kendisine verilen hayat ile mutlu olduklarını sandılar. Ama mutlu değildiler. Çünkü duygusuz oldular. Kalan duyguları ya mutluluk yada üzüntüydü. Niye bu kadar üzüntülüyüz ki diyip insanlar hep böyle mutlu olmadı mı? Belki cümle mi tam olarak anlamadınız. Belki birgün anlarsınız. Çünkü daha duygularınızı yitirmenin başındasınızdır. Evet hikayemizin konusu aşkını yitirmiş. Sadece o gelirse canlanacak bir duygu hikayesi olan furkana geçelim. Furkan bir önceki kitabı hatırlıyorsanız. Orda birine aşıktı. Ve bir duygusu onu bu hayatta tutmayı başarmıştı. Evet duyguların böyle özellikleri vardı. Çoğu kişinin bilmediği birşey söylicem. İnsanların kararları ikiye iyi veya kötü diye ve bu kararların alındığı vücudumuzda iki yer var. Biri kalbimizdeyken diğeri de beynimiz de hangisi kötü hangisi iyidir? Bunun cevabını ama ne zaman belli değil internetten bakmayın. Bı kere de telefonu veya başka akıllı cihazı kullanmayın. Sadece kendinize ve bana güvenin. Ve bunu yaparken yaşadığınız duyguları bir yere yazmayı unutmayın. Zaten ömrünüz boyunca binlerce kişiye güveniyorsunuz. Bir kerede bana güvenmişsiniz çok mu dert olur? Öyle herkese güvenip herşeyi anlatanlardan mısınız? Çabuk mu güvenirsiniz? Yoksa tam tersi mi? Bu soruları düşünün. Bende bölümün gerçek konusuna geçiyim. Furkan artık onu unutmaya yada daha iyi birşey yapılabilir miydi? Bunu aslında 3-4 ay onu hiç düşünmeden yapmışlıgı var. Ama sonunda sonuç yıne aynı onun mesaj kutusuna girip özledim devamında hislerini bulundurduğu uzun yazılar yazardı. Ama hiçbirşey değişmıyor gibi geliyordu. Ama son bir yıl içindeki konuşmalarına baktığında anlamamız gereken bir şey var. Aslında kızın da furkanı sevmesi lazım ki normal insanlara yapılmıyacak şeyleri furkana yapmış. Bunu şimdiye kadar nasıl farketmedi demeyin çünkü o zaman farklı olduğunu anlamışım ne olduğunu bilememişim. Biz ilk buluşmada sorunlar yasamıştık. Aslında buluşalım. Ben istedim. Ama sanki oda bunu bekliyor gibiydi. Mesajlaşma da belli oluyordu.
Furkan:günaydın ( saat sabah 10)
Kız: napıyosun( saat öglen 3 )
Furkan: oturuyorum sen
Kız: sizin orda arkadaşla çeket bakcaz.
Furkan: iyi birşey sorabilirmiyim
Kız: sor
Furkan: işiniz bittikten sonra ikimiz birşeyler yapmak ister misin?
Kız: kız arkadaşımı bırakmam öyle görüşebiliriz.
Furkan: tmm olur geleceğim yeri yaz yeterli.
Kız: arkadaşımın telefonundan seni ararım.
Ve konuşma boyleydi. Evet teklif furkandan ama baştaki napıyosun mesajın bir amacı var olması aklınıza geldi mi? Benim gibi düşünmüyorsanız. Üsteki mesajlaşma kısmını bidaha okuyun derim. Evet şuanda aynı fikirdeyiz. Evet öglen olmuş. Günaydın demek saçma ama sevmeyen biri sizin oraya geldiğini haber vermek istemez dimi? Buluşmada bi sorun oldu. Ve furkan kalkıp gitmek istedim. Ama sonra furkana şunu dedi. Furkan gel şuraya otur nereye gidiyorsun. Bak bunu hiç kimse için yapmam dedin. O gün furkan eve gidince iki üç gün boyunca o çümle ne anlama geliyor. Diye düşündü. O zamanlar anlayamayıp bunu ona sormuştu. O da bilmiyormuş gibi yapıp furkana trip atmıştı. Belki gerçekten hatırlamıyordu. Ama hatırlamalıdır. O buluşmadan 2 gün sonra ona yazdım. Sözde ben sana yazarım demişti. Ama yazmamıştı. Evet burda sevmiyor. Gibi ama sonrasındaki furkan buluşma hakkında düşüncelerini yazdı. Ve sonrasında kız da yanlış düşünüyorsun ve birkaç açıklama yapmış. Bence burda da biz seviyor gibi gelmedi mi? Bazı insanlar böyleydi. Kendi düşüncelerini çoğu zaman tam olarak bılmezlerdi. Aslında tüm insanların böyle yanıldığı çok şey var. Kendilerini aşık sanıyorlar. Ama sonra bir gün bunun aşk olmadığını ögreniyorlar. Yada buna benzer şeylerin gerçeğinin farkına varıyorlar. Ama kendilerine çok kızıyolar. Ben ne aptalmışım. Bunları görüp nasıl anlayamam. Ah benim aptal kafam derler. Ama aslında şuan anladığın şeyi ozman anlamıştın. Ama bu aklına gelmemişti. O kötü tarafından manipüle olmuştun. Onun sana aşık olduğunu kötü hiçbir şeyin onun elinden olmıyacagına ınanırdın. Furkan hikâyesinde ise furkan kendinin sevılmez birisi olarak aklına işledigi onun sevmek için verdiği pasları belki de hiç görmemişti. Sâdece tek şeye odaklanmakla yanlış yapmıştı. Ve bunun bedelini ödeyecekti. Ve bu bedeller baya açıtıyordu. Aşık olmak sadece sevmek önemsemek değil. Birisine aşık olmak tüm hayatındaki herşeyi onu düşünerek seçmektir. Mesela bir örnek hayal ne kadar sevdiğiniz alakasız olsa bıle şunu her zaman aklınızdan geçirin. Eğer burda karar olarak a yı seçersem. Ona nasıl birşey yapmış olurum diye düşün. Ve bir kötü bir şey bulursan. Bunu ona danışmaktan kaçınma. Git ve karşısına geçip böyIe bir sorun var de şimdi üzlelimde ilerde bunu söylemedik diye pişman olmaktan iyidir.