Evet geldik. Bazıların o ortamda yapayalnız kalıp o ortamda yalnız kalmamak için kendilerini başka birisine dönüşmesi ne kadar kötü birşeydir dimi? Ve o dönüştüğünüz kişi türünü dönüşmeden ince nefret ediyordunuz. Ama yalnız kalmaktan korkup o kötü nefret duyduğunuz insana döndünüz. Size bir sorum var. Bu yeni kişiliginizle mutlu musunuz? Çünkü o köşede bıraktığınız eski kişilik sizi hiç mutlu bulmuyor da ve ilerde tekrar bu eski kişiligine dönmen gerekebilir. O zaman sana degişik insan seni tanıyamıyoruz diye ve o gün yine yalnız kalmak korkarsan bil ki hayatın o günden sonra daha kötü olacak. Yalnız olmak o kadar da korkutucu bırşey değil dimi? Eger kötü diye düşünüyorsan bu kitabı öylesine okumuşsundur. Bu kitapta o kadar insandan bahsettim. Ve furkanın hayatında istemeden yaptıgı veya ona benzer şeylerden çokça var. Ve bunların sebeplerinin en başında kendisi vardı. O yanında bulunan insanların suçlayanlar da olacaktır. Ama o insanları yanında olmasını da furkan istedi. Başka birisi degil. Mantıklı geldi. Ama empati duygusu gibi insanlara iyi davranma gibi duygular bu zamanlar için var. Evet furkan suçlu ama empati duygusu gelişmiş yada insanları üzmek istemediği için yada bazıların dediği gibi kendi önemsiz sayması diyebilirsiniz. Ama bunu yapmadı. Çünkü o kendini düşünürdü. Onların yanında olunca gerçek onu bulmanız zordu. Çünkü rol yapmayı iyi bilirdi. Mesela şimdi yerde oturuyorsunuz. Hayali yan maddeleri tamamiyle sizin özgürlügünüzdedir. Ve bir konu hakkında konuşma başlıyor. Ve sırasıyla herkes bir fikrinden bahsediyor. Ama konu size tam geleceken herkes telefonuna yada önündeki farklı birşeye yada soru değişmiş. Kötü hissetmez misiniz? Bide o kadar düşünüyorsunuz. Nasıl mükkemmel bır cevap verip de kendimi kanıtlayabilirim. Bir sonraki soruda ise önceden cevaplamak istiyorsunuz. Ve tam konuşurken birisi sözünüzü kesiyor. Aşırı sinir olursunuz. Ve bu size yağılan şeye birisi bile arkanızda durmuyor. Ama sizde birşey diyemiyorsunuz. Çünkü yalnızlık kalmaktan korkuyorsunuz. Herkesin böyle bir anısı vardır. Evet furkanın da böyle bir anısı vardı. Ve bu anıya geçelim. Bu anın başlama tarihi üniversiteye başlamayla aynı gün acaba şans yoksa tüm olay üniversiteye mi dayanıyor. Furkan üniversitenin ilk günü hazırlanmıştı. Tek başına gitti. Konferans salonuna gidip bır yere oturup bekledi. Ve sunum yaptılar. Bır kulakla dinleyip diğer kulakta ise müzik vardı. Sonra konferans bitti. Ve sınıfça bir sınıfta temsilci seçildi. O gün tanışma falan olmadı. Tüm tanışma aslında bır sonraki haftanın çarşamba günü oldu. Ama o güne gelmeden birisini anlatıcam. O gün orda toplandıklarında gözlüklü bir erkek vardı. Ve sınıf grubundan ögrendigi kadarıyla iyi ve sosyal biriydi. Ve onunla tanışmak için furkan bir adım attı. Evet normalde yapamazdı. Bır anda agzından o zaman konuya bir şaka yaptı. O günkü derse onunla yan yana oturdu. Ve iyi birisi gibiydi. İlk ders anatomiydi. İlk günden ders mi olur demeyin. Üniversite de olurmuş. Yani Furkan'ın üniversite böyleydi. O gün ders bitti. Herkes ev'ine doğru yol aldı. Ve alican ile vedalaştık. Üniversite furkanın sandıgına göre çok değişikti. Arkadaş edinmek çok çalıştı. Çünkü boşluga düşmüştü. Ve ne zaman bu boşluga düşse hep bir hata yapardı. Ama bazen o hatalar iyide olabilirdi. O zaman çarşamba gününe geçebiliriz. Günlerden çarşambaydı. Gökyüzünde sonbahar havası vardı. Furkan sabah ki ders için kaldırsın diye annesine haber verdi. Sabah dokuzda ders vardı. Furkan 6:30 gibi annesi uyandırdı. Hemen hazır olan yemeği yedi. Sonra kıyafetlerini seçti. Bide yağmurluk aldı. Sırtına çantasını atıp kulagında kulaklıkla müzik açıp. Otobüs durağına doğru yürüdü. Sonra otobüse bindi. Ve ordan metroya gecti. Sonra okula varınca etrafa baktı. Sonra dersin olduğu sınıfa gidip oturdu. Yine yanında alican vardı. 1 saat boyınca ders işledi. Sonra ders bitti. Bir sonraki ders ise öglen 3teydi. Bu derslerin saatini kim ayarlıyordu. Alican bir yere oturup beklemeye başladık. Sonrasında alican bizim sınıftan 3 kişiyi gördü. Ve onların yanına gittiler. Aslında öncesinde zaman gecsin. Diye yandaki avmyi tümünü turlayıp tekrar okula gelmiştiler. Ama önemli olan konu o değil. Bankta oturuyorlardılar. Furkan ve alican onların yanına gittiler. Ve sırasıyla tanıştılar. Gözlüklü kısa birisi vardı. Adı serhat uzun boylu ama furkandan kısa ve mavi çantası olan çocuğun adı da buğra ve son bi kişi daha vardı. Biraz kısa birisi ve insanlarla ugraşmayı seven biriydi. Adı ömer di. O derse kadar ki 5 saat birlikte bişey yaptılar. Ama tek şey oturup tek bir konu konuşulup sonrasnda hep susmak gibiydi furkan için. Ve buğra serhat çok sigara içiyorlardı. O 5 saatte baya içtiler. Furkanın ilk arkadaşlıgın bitme sebebi bir yönden sigaraydı. Sevmiyordu. O kötü şeyi neden bu kadar seveni vardı ki sigaranın. Hiç mantıklı gelmiyordu. Aslında ilk günlerde iyi arkadaştılar. Yada furkana öyle geliyordu. Bir sonraki gün gruba biri daha eklendi. Adı hacı furkanla aynı boydaydı. Babası galerisi varmış. Başta çok sessiz arka sıralarda oturan birine benziyordu. Ama öyle değilmiş. Evet sessiz biriydi. Öbür gruptaki insanlara göre öyleydi.
Evet okuyan herkes grupta kız yokmu diye soruyor. Evet kızlar eklenecek ama daha zaman'ı gelmemiş olmalı. Tüm saglıkta 8 bölümünün hepsinin cuma günü full ortak dersleri vardı. Ve bu dersler ilk birkaç haftada bu ders konferans salonunda yapılıyordu. Sonra okulun aldıgı karara göre okulun iki tane yeri vardı. Biri sağlıkçılar diğeri geri kalan bölüm içindi. Ve o okul hem daha büyük ve daha uzaktaydı. Ve etrafında hiçbir şey olmayan yerlere neden okul yapıyorlardı ki. Her hafta cuma günü oraya gıtmek zorundaydı. İşte yeni arkadaşlar burda ortaya çıkıyordu. Ömer diye biri vardı. Herkesle uğraşmayı sever demiştim. Ve kızlarla bizi o tanıştırdı. Grup baya büyüktü. Ömer başta çoğu zaman kızlarla birlikteydi. Dışarı cıkıyoz geliyon mu diye soruyor lar ömer seyfettin kızlarla kalıyordu. Furkan dışarı çıkıyordu. O erkekleri daha iyi tanımak istiyordu. Onların içindeki insanları merak ediyordu. Furkan okulun o yeni başında hala eskiden kalmış. Bazı konularla hala çok düşünüyordu. İlk vizeler yaklaşmıştı. Ve bir gün okuldan yine çıktık. Bir grup otobüse biniyor. Bir grupta metroya biniyordu. Herkes evıne göre araca biniyordu. Vize yaklaşıyor dıye. Furkan ömer ve 3 kız daha vardı. Aslında furkan kalmak istemeyip eve gitmek istiyordu. Ama ısrar sonucu kaldı. Önce kütüphane aradılar. Ama yer yoktu. Sonra sessiz bir kahve bulup oraya oturdular. Kütüphane bulmak için baya süre harcadılar. Son çare aslında kafe gelmişlerdi. Ve orda anatomi çalıştılar. Sonra herkes kendi evine gitti. O cafede olan birşeydi. Normal bomboş anatomi konuşmaları olmuş. Furkanın kafasında dönen bir soru vardı. Ben bu gruba uygun biri miyim? Eğer uygun biriysen neden mutlu değilim. Ve o erkeklerin yanında konuşulan konular furkanın en saçma türdendi. Artı hiç kimsenin gram umrunda değildi. Ya bu haksız duran bu insanı bir kişi niye böylesin demiyeçekti. Ve furkan bu konuyu dusundukce daha kötü oluyordu. Çok fazla düşünüyordu. Ve bu düşünceyi abartırsa geceleri uyuyamıyacaktı. Vizelerden iki üç hafta sonraydı. Konuşmayı beceremezdi. Ve sessizce bitirmeyi severdi. Yani onların uzaklaşırsam. Bunu anlarlar diye düşündü. Ve ilk dersten sonra tek başına takıldı. Gezdi dolaştı oturdu. Ve zaman geçirdi. Ve sonraki ders gelince sınıfa gidip derse girdi. Ve dersin sonunda erkek grubundan serhat neredeydin? Ortalıkta yoktun dedi. Furkan sadece susup sınıftan çıkıp eve gitti. Sonraki gün tekrar okula geldi. Sınıfa çantasını koyup giriş tarafındaki banka oturdu müzik dinleyip sadece yolu izleyip düşündü. Ve o sırada kızlar grubundan biri gelip yanına oturduç furkan müziği kapattı. Ve kız ona neden bizden bu kadar soguksun. Yada bize yaklaşmıyorsun. Dün niye yoktun. Gibi sorular sordu. Furkan'ın cevabı şuydu. Ben yalnız bir insanım ve bunu seviyorum. Arkadaşım olabilir diye düşünmüştüm. Ama yalnız olmam benim için daha iyi olacak dedi. Ondan sonra kız bunları bana değil onlara bu konuşmayı yapmalısın. Diye de bana trıp attı. Furkana soru soran sendin. Ve o da doğruları söyledi. Herkes şuan yeni bir grup arkadaş var diye düşünüyor. Yok aslında başka grup arkadaş yok. 2-3 hafta boyunca furkan tek başına güzel günler geçirdi. Ve kitap okumayada basladı. Üniversite başından belli kitap okuyamıyordu. O boş zamanlarda çokça okudu. Ama günlerden cumaydı. Ve sınıfa çantasını koyup okulun girişindeki bir koltuğa kitap okumaya başladı. O sırada o eski grubun geldiğini gördü. Ve buğra selam furkan dedi. Furkan da selam verdi. Ve kitabı bölündü. Ve sonra dışarı çıkıcaz sende gelsene dedi. Yanında o gün furkanla konuşan kız vardı. Furkan Kitabı da yanında götürdü. Çünkü konuşulan konuda sözü yoksa en iyi taktiklerden biriydi. Aslında gruptaki eksikliği hissedilmiş ki furkan ile konuşuyorlardı. Herkes teker teker gelmeye başladı. Erkek grubu sanki mutlu gibiydi. Ama furkan aklında bir düşünce vardı. Okulun sonuna kadar bu grup ile olacam. Ondan bu gruba alışması lazımdı. Ve tekrar aynı grupta olmak başta furkan için güzeldi. Ama sonrasında yine sessiz çöküntüye uğradı. Grupta baya sessizdi. Ama bence furkan çok komik ve iyi muhabetli biriydi. Ama o grupta öyle değildi. Mutlu da değildi. Ve okula geldiği bir gün yine metrodan inip yukarı çıkıyordu ki. Yürüyen merdivende dururken yanından çıkan birisi ona gözüne doğru elini salladı. Furkan bunu farketti. Ve kim olduğuna baktı. Gruptaki o kızdı. Yukarıya çıktıgımda yine ordaydı. Kulaklıktaki müziği kapatıp selam dedi. Ve okula kadar konuşmaya başladılar. Muhabbet başta furkanın sessiz olmasıyla alakalıydı. Sonrasında konu bıraz kıtaplara geçti. Bu konuya gelme sebebi furkanın hep yanlarında kitap okumasıydı. Sonunda yanındaki kişiye güvenip ona kitap yazdığından bahsetmişti. Piskoloji yazarları çoğunlukla yalnız olurmuş dedi. Furkan onayladı. Ama furkan yalnız kalmak istemiyordu. Başta yalnız bırakılmıştı. Ama bu duruma oldukça alışmıştı. Ve yalnız kalmak herkesin korktuğu şeyden değildi. Aksine kendisini huzurlu bulduğu yerdi. Ve bu yalnız bırakılmalar onu büyütmüştü. Ve kız ona şu kadar sessiz veya soğuk olma grupta dedi. Sonra kız konuşmaya devam etti. Ben senin muhabbetini ve şakalrın bence çok iyi dedi. Mutlu olmuştum. Furkan'ın duyduğu en iyi iltifattı. Hemde iltifat fiziksel bile değildi. Konuşma dilinden ilk defa iltifat almıştı. Ve bunu çok iyi hissetirmişti. Eskisinden daha fazla konuştu. Ama yine de onlarla okuldan sonra dırek eve gidiyordu. Onlarla eğlenmiyordu. Yada oturup okul sonrası onlarla zaman geçmiyordu. Çünkü ev yolu oldukça uzun kalıyordu. Ve evde baya huzurluydu. Ama bir gün çok ısrar sebebi kalmıştı. Bi kahve içmek için bir yere oturdular. Ve kahve içip muhabbet ettiler. Güzel bir gün geçirmişti. Türk kahvesi içenlere fal bakıldı. Baya bilen da vardı. Çok fazla salyan da olmuş. Zaten bu falın eğlencesi o dallamalar değilmidir? Eğlence ordaydı zaten. Sonraki günler yine normal devam etti. Okulun sonuna doğru bir ders iptal olmuş. Ve başka bir yemek yerinde oturdular. Furkan çay içti. Kızların arasından birisi zaman geçsin diye sorular soruyordu. Bir soru : hayatınızda neyi kaybetmekten çok korkarsınız?
Herkes birisini kaybetmekten derken. Furkan ise bu şuan yaşam tarzım ve düşüncelerimi kaybedersem demiş. Aslında güzel cevap ama herkes ölüm daha kötü dedi. Kendin hariç herkesi ilk gördüğünde nasıl biri gibi düşündün. Bu so jiruda cevaplandı. Ama sıra furkan gelmeden başka bir soruya geçildi. Sonra bir soru daha öyle geçti. Sonra sorular bitti. Herkes ev'ine gitti. Yine küçükken hissettiği şeyleri hissetmeye başladı. Ve tahmin ettiği gibi de devam etti. Sanki o küçüklükteki insanlar büyümüş ve tekrar furkanla dalga geçiyor gibiydi. Onlara katlamak zorunda kalmıştı. Ve yapılacak birşey yoktu. Hergün aynı yerde aynı derste olmak sıkıntıydı. Çünkü onlardan kopmayı deneyip başaramamıştı. Ondan katlanmayı iyi halleden birisi olduğu için bunu hep yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Yaşam 2
Teen FictionYalnızlık yaşamanız gereken birşeydir yalnızlıktan kaçmayın iyi gelecek size