[31]

1K 122 68
                                    



gunun ikinci bolumu, atlamayin!

geberiyom utanctan nolur bi sey soylemeyin tm mi


(m)

"hey surat asma."

"motorumun anahtarına el koydun!"

söylenmesine istemeden gülümsediğimde yanına yaklaşıp yüzünü avuçlarım arasına alıp bir bebek gibi sevdim. "kaşlarını çatışa bak, gerçekten bir kediye benziyorsun. bebek bir kedi." kıkırdadığımda göz devirdi. elleri belime dolandı ve ben ne olduğunu anlayamadan kucakladı beni. "bebek olan sensin, ben değil." dudaklarımdan bir öpücük çaldığında gülümsedim. beni kucağına aldığından dolayı ondan daha yüksekte duruyordum. başı boyun girintimdeyken "sevgilim," diye kısıkça fısıldadı. "hm?" diye mırıldandım konuşmaya cesaretim olmadığından.

"bence bana motorumu geri vermelisin."

kendime gelip başımı geri attım. "beni manipüle etmeye çalışıyorsun!"

"ne alaka sevgilim?" dedi sırıtarak. "gıcık." dedim çatık kaşlarla. "umarım başka bir evrende senin kafanı patlatıyorumdur." dedim saçlarını minik minik çekiştirirken.

güldüğünde ben de kendimi tutamayıp güldüm. gözleri dudaklarıma kaydığında bir refleks gibi ıslattım dudaklarımı. "onu bilmem ama bence her evrende seni seviyorumdur ben." dedi. tamamen yumuşadığımda kollarımı sıkıca boynuna sardım. "böyle aniden yapma, kalbim yerinden çıkacak."

"iki gün ayrı kaldık." dedi beni kaymamam için kucağında zıplatırken. adımları odama doğru ilerledi. "bırak da istediğimi söyleyeyim."

"tamam, sadece bugünlük ama."

gülümsedi ve yatağa oturdu. kucağından kalkmak için hareketlensem de minho buna izin vermemişti. "demek jiyoo sana yokluğunda mahvolunacak birisin dedi ha, sanırım kıskandım."

gözlerimi devirdim. "eski sevgilini mi kıskandın?"

"herkesi kıskanırım. annem de senden bahsedip duruyor ondan da kıskanıyorum."

"çocuk musun sen?" dedim gülerek. "öyleyim." dedi o da gülerek. bir süre sessiz kaldığımda ellerimi omuzlarına yerleştirdim.

"jiyoo ile uzun bir ilişkiniz olmuş."

"öyle, çok kolay bitti ama, ikimizde bitirmeye hep hazırdık."

dudaklarımı birbirine bastırdım nefeslenerek. "biliyor musun, çok farklıyız onunla." dedim.

kaşları havalandı, kısık gözlerle bana bakmaya başlayıp elleri yardımıyla arkaya doğru yaslandı.

"ondan sonra benimle olman,"

tekrardan bana yaklaştı ve ellerini belime yerleştirdi. "bu konuşma pek iyi yerlere gitmeyecek."

"hayır sakin ol, sadece kafama takıldı bu da. içime atmak istemedim."

"iyi yapıyorsun bebeğim." dedi uzanıp alnımdan öperken. "devam et."

"farklı işte, ne bileyim o seksi bir kız." dedim gözlerine bakamadan.

sessiz kaldı bir süre. ben gümüş kolyesiyle oynarken beni izliyordu.

"evet güzelsin ve tatlısın," diyerek sessizliği bozduğunda ne diyeceğini merak ettiğimden ona döndüm. "ama aynı zamanda ne kadar seksi biri oldugunu bilmiyor musun hyunjin?" dedi yüzü yüzüme yaklaşırken. yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. "öyle miyim?" diye sordum şaşkınlıkla. öyle olduğumu düşünmüyordum.

meet me at midnight, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin