12. Bölüm

2 0 0
                                    

Üzerimde kırmızı, pileli, eskileri anımsatan bir elbise, boynumda içinde kamera olan bir kolye ve göğsümde bir çakı ile yolculuk ediyordum. Kulağımda ise mikrofon özellikli bir çift küpe vardı. Mehmet yol boyunca konuşmadığı için yarım saatlik yol da işkence gibi geçmişti. 

Sonunda arabadan indiğimizde artık evimin önündeydim fakat artık ev hissiyatı vermiyordu bu beyaz duvarlar. İçi yalan dolu bu ev intikam alıncaya kadar hapishanem olacaktı.

"Söylediklerimi unutmadın değil mi Marina?" Mehmet'in sesiyle irkilerek kendime geldim. 

"Evet, suskunluğumla onlara oyun oynayacağım. Onlarda benim travma etkisinde olduğumu bu yüzden konuşamadığımı düşünecekler." Mehmet başını salladığında görevimiz başlamıştı. 

Bahçeye girmek için evin güvenliğinin yanına gittiğimizde gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Beni görmeyi beklemediği belliydi. Belki de üvey babam olacak adam mirasın üzerine konabilmek için bu kaybı ölümüm olarak yorumlamıştı bilemiyorum. 

Nihayet evin bahçesine girdiğimde bir anlığına duraksadım. İçeriye girmek isteyip istemediğimden emin değildim. Mehmet korkularımı anlamış olacak ki yanıma yaklaştı. 

"Burak'ı düşün. Senin için ne planlar yaptı. Senin zengin züppesi aileni karşına aldı. Cesaretini topla. Lütfen." Haklıydı. Her ne kadar Burak'a kızgın olsam da yaptığı şeylerin sebebini bilmek kızgınlığımı hafifletiyordu. 

İçeriye girdiğimizde uzun bir koridordan geçtiğimizde salonu gözüme kestirdim. İlk gözüme takılan kişi ise annem oldu. Gözyaşlarından gözleri kan çanağına dönmüştü annemin. Canım yanmıştı onu böyle görünce. 

Daha sonra ise yanında o adamı gördüm. Üvey babam. Sözde benim için üzülüyor ve annemi teselli ediyordu. 

Annem başını kaldırdığında ise benimle göz göze gelmişti. İlk başta halüsinasyon gördüğünü sandı fakat ben olduğumu anlayınca ayağa kalktı. Ben de salona ilk adımımı attım. Mehmet ise bir adım arkamdaydı. 

"Kızım!" annem hem ağlıyor hem de bana sarılmak için yanıma geliyordu. En sonunda kolları beni bulduğunda artık ben de ağlıyordum.

 Uzun süre öylece kaldık. Annem ağladı, ben ağladım. Daha sonra sarılmamız bittiğinde Serhat ile göz göze geldik. Artık ona baba demek bile gelmiyordu içimden. Zaten gerek de yoktu. 

"Kızım, evine hoş geldin." dediğinde mutluluk rolüyle karışımı hayal kırıklığını anlayabiliyordum. 

Kollarını bana açtığında tereddütle Mehmet'e baktım. Onayladığında ise kendimi istemsizce Serhat'ın kollarına bıraktım. 

Nihayet sarılma faslı bittiğinde herkesin gözü Mehmet' döndü. Tabi hala neden konuşmadığımı da merak ediyorlardı. Mehmet ise bu suskunluğa bir son verdi. 

"Ormanda buldum kızınızı. Baygın haldeydi ve en mantıklısı eve götürmekti. Hastaydı iyileştirmek için elimden geleni yaptım. İyileşti de fakat..." Susmuştu. Mehmet rolünü gerçekten iyi yapıyordu. 

Herkes merak içinde Mehmet'in ne söyleyeceğini düşünürken o da kimseyi daha fazla bekletmeyecekti.

"Fakat onu bulduğumdan beri bir kere bile sesini duymadım. Konuşamıyor maalesef." Gözler tekrar benim üzerime kaymıştı. 

Annem tedirgin bir şekilde başıma neler gelebilmiş olabilme ihtimallerini düşünürken Serhat ise bu suskunluğun onun işine yarayacağını düşünüyordu fakat bilmediği bir şey vardı: 

Artık ben uyuyan sessiz sedasız bir prenses değil, intikam almaya gelmiş bir kraliçeydim. 


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Marina'nın UyanışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin