1. Bölüm Bu adamın derdi benim ölmem değil yaşamamdı

8 0 0
                                    

Hani renkler vardır. Görünmeyen renkler... Hayatınızın parçalarına dair düşündüğümüz o renkler... Benim hayatım şu an beyaz ile siyahın arasında ki gride. Ne tamamen karanlığa bürünebiliyorum ne de tamamen saflığa, beyazlığa bürünebiliyorum. Bu ortada kalmışlıkla ne kadar yaşarım onu da bilmiyorum. Tek bildiğim kaçmak zorunda olduğum... 

Buraya kaçırılmadan önce çok renkli bir hayatım vardı. Lüks bir ev, lüks bir araba, etrafımızdaki hizmetçiler her şey herkesin isteyebileceği türdendi. Annem ve öz olmasa bile bir babam vardı. Öz babamı küçük yaşta kaybetmiştim ama hayat bana yeni yollar sunmuştu. Şimdi ise bütün bu yeni yollar elimden alınmıştı. İşte bu yüzden kaçmalıydım. 

Düşüncelerin içinde çırpınırken hoparlörden odaya bir ses gelmeye başladı. Bu ses beni kaçıran adamın sesini ilk kez duyuşumdu fakat bilgisayar ortamında sesini değiştirdiği bariz belliydi. 

"Merhaba. Biliyorum ki aklından binlerce düşünce geçiyor ve hak da veriyorum sana. Fakat  burada kalmak senin için yaşamak demek." 

"Yaşamak? Öyle mi? Buna yaşamak mı diyorsun aptal herif!"

"Bak sinirli olmana hak veriyorum ama böyle anlaşamayız seninle." Ne yazık ki haklıydı. Onunla böyle konuşarak bir yere varamazdım. 

"Ne istiyorsun benden?" Bir iki saniye sonra cevap geldi.

"Seni korumama izin vermeni."

"Sen beni kendinden korusaydın şu an burada olmazdım herhalde." Yine sinirlerime hakim olamamıştım. 

"Seni kendimden değil başkalarından koruyorum. Şimdi beni dinle ve sabah sana bıraktığım tepsideki yemeğini ye yoksa gerçekten öleceksin." Haklıydı eğer bir şey yemezsem gerçekten ölecektim ve benle beraber içimdeki umut da ölecekti.

Son bir umutla "bari kim olduğunu söyle." dedim fakat cevap gelmedi.

 Elimden bir şey gelmeyeceğini anlayınca tepsiyi aldım ve yatağa geçtim. Tepsidekileri yedikten sonra yatağa uzandım. 

Bir penceresi bile olmayan bu hapishaneden nasıl kaçacağımı düşünüyordum.  Duvarlarda tek bir iz yoktu, kapıda tepsi geçecek kadar küçük bir boşluk vardı . Buranın neresi olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim daha doğrusu hissettiğim bu adam beni öldürmek için değil yaşamam için kaçırmıştı. Bunu o söylediği için söylemiyordum gerçekten hissettiğim için söylüyordum.

Bu adamın derdi benim ölmem değil yaşamamdı. 

Marina'nın UyanışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin