14

3.6K 163 13
                                    

Selaamm.

Bu hafta yazabileceğim tek bölümü buraya bıraktım. Cuma iki tane çok önemli sınavım var. Birisi mülakat gibi bir şey. Lütfen gören herkes inandığı şekliyle bana dua, enerji, sinerji, şans dileği ne var ne yoksa gönderebilir mi? Çok ihtiyacım var da...

Keyifle okuyunuzz💖 (bir de yorumlarınızı eksik etmeyin nolur ya çok seviyorum okumayı ve sizle konuşmayı😘)

Yıldız sabah uyandığında Ecevit'i aynı bıraktığı gibi bulmayı çok isterdi.

Ama beklediğinden farklı birkaç şey vardı.

Mesela adamın göğsünü avuçlayan elinin orada ne işi vardı?

Kalçasındakini saymıyordu o alışık olduğu bir durumdu. Ne zaman beraber uyusalar beline sarılan kolunu sabah kalçasının üzende bulurdu ve şaşırmazdı.

Ama daha önce hiç elini geceliğinin içine sokup göğsüne can kurtaran yeleği gibi sarıldığı olmamıştı.

Sonuçta bir yıllık bir sevgililik yaşamışlardı, öpüşmüş koklamışlardı ama bir sınırları da vardı. Bu göğüs sınırı neden vardı Yıldız da bilmiyordu gerçi. Biraz kendi utangaçlığından olabilirdi.

İşin daha ilginç yanıysa Ecevit'in bu yaptığının hoşuna gitmesiydi...

Erotik olarak verdiği haz bir yana diğer yandan da bu kadar yakınlık göstermesi hoşuna gitmişti.

İç sesiyle kendi kendine kıkırdadı Yıldız. Artık ne kadar özlediyse diye de memnun oldu.

Uzandı sessizce yüzüne birkaç öpücük kondurdu ve uyandırmamaya çalışarak koynundan sıyrıldı sevgilisinin. Bu küçücük hareketlenmede bile teması artan el yüzünden dudaklarını ısırmıştı.

Ecevit birazcık homurdansa da uykudan tam anlamıyla ayılamadı.

Kendi telefonunu evde bıraktığından Ecevit'in telefonundan saate baktı.

7.30 olmuştu bile.

Baran her gün 8.30 gibi kuyumcuyu açtığına göre 45-50 dakika vakti vardı kahvaltı edebilmesi için.

Yıldız parmak uçlarında odadan çıktı. Hem hava sıcak diye hem de seslenirse sesini duysun diye Ecevit'in kapısını aralık bıraktı.

Çay suyu koyduktan sonra üstünü başını değiştirmek için eve gitmeye karar verdi. Baran'a pijamalarını açıklayamazdı sonuçta. Perdeyi aralayıp bakınca sokağın sessiz olduğunu görse de eve geçmeye biraz çekiniyordu.

Tam cesaretini toplamış eve gitmeye karar vermişken karşı apartmandan çıkan Ahu'yu görmüştü.

Çıtı pıtı giyinmiş kolunda bilgisayar çantasıyla nereye gidiyordu acaba?

Yıldız bir durdu düşündü daha çok güvenebileceği kimse gelmedi aklına. Camı hafif aralayıp seslendi.

"Ahu. Pışt Ahu." Sesi fısıldamakla normal konuşmak arasındaydı ama Ahu sonunda duymuştu.
O da alçak sesle cevapladı.

"Abla?"
"Bekle beni." dedi Yıldız yalnızca. Koşar adım aşağı inip apartmanın demir kapısını açtı. Kapının arkasına saklanarak başını uzattı. Ahu çoktan kapının önüne gelmişti.
"Ahu senden bir şey istesem?"
Ahu şaşkın da olsa bozuntuya vermedi.
"Tabi ablacım. Ne yapabilirim senin için?"

"Aşkım bana giyecek lazım gören olur laf eder diye karşıya geçemiyorum. Ecevit'in durumunu biliyorsun... ben..."

"Anladım ben seni ablacım. Nasıl yapalım senden mi getireyim bizim evden mi?"

PROZACHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin