7

2.2K 200 192
                                    

Biraz hızlanalım istiyorum demiştim ya, bunu bir geçiş bölümü olarak düşünün umarım beğenirsiniz öptüm <3

-

Antalya tahmin ettiğimizden bile sıcaktı. Müstakil yazlık evlerden oluşan bir siteye gelmiştik, denize yakın bir konumdaydık ama bunun sıcaklığa bir etkisi olmuyordu. Eşyaları yerleştirip birkaç saat klimalı odalarda uyukladıktan sonra denize inmeye karar vermiştik.

Erenay'ın biraz bile olsa dikkatini çekmeyeceğimden emin olsam bile tişörtümü o gelmeden çıkarmış, büyük bir taşı üzerine koyup uçmasını engelledikten sonra abilerimin yanına denize ilerledim. Benim aksime derin kulaçlarla yüzüyorlardı. Dengemi koruyarak boyumu aşmayacak bir noktaya kadar yürüdüm, yüzmeyi bilmiyordum. Suyun taşlı zemini ayaklarımı acıtıyordu.

"Baban da mı balıktı be?" Dedi Mert abim hemen önünde artistik hareketlerle yüzen abime bakıp. Benden biraz uzaktaydılar. İrfan abim suya daldıktan kısa süre sonra Mert abimin bacakları arasından yükselince sahildeki birkaç gözü bize döndürecek ağır bir küfür kazanmıştı. Panikle düşmemek için onun kafasına tutundu Mert abim. Abisine biraz fazla gülen İsmail aynı harekete abim tarafından maruz kalınca çığlığı basmıştı. Elleri abimin çenesini sarılırken, abimde bacaklarını sıkıca tuttu.

Bu hallerine içtenlikle gülümserken ayaklarımın yerden kesilmesiyle en tiz çığlığı basan kişi oldum. Bedenim öne doğru sarkarken dengemi sağlamak için bacaklarımın arasına yerleşen kafaya tutundum. Erenay'ın omuzlarındaydım.

"Korkma, benim." Dedi sudan yeni çıktığı için gözlerini kırpıştırırken. Elleri çıplak bacaklarımı kavradı. Çenesine tutundum. "Neden öyle aniden geliyorsun ki?" Dedim sitemle. Tepkime gülüp başparmağıyla bacağımı okşadı. Özür dileme şekli buydu. Kollarıma değen ıslak buklelerden gözüne gelenleri geri çektim elimle. Saçlarına sık sık dokunma şansım olmuyordu, ufak fırsatların gözcüsüydüm.

Yavaş yavaş abimlere doğru yürümesiyle gerildim. Su en büyük korkularımdan biriydi. Ellerimin çenesindeki tutuşunu sertleştirirken bedenimi ona doğru eğdim. Düşersem bünyeme yeni bir travma kazımaktan korkuyordum. Erenay bacaklarımdaki kollarından birini sırtıma atıp duruşumu destekledi. Çıplak tenimdeki ıslak eli yüzünden kasıldım. Eli ıslak olmasa bile kasılırdım.

Abimler tutuştukları su savaşına bizi görünce ara verdi. Varlığımı yeni hatırlıyor gibi baktıklarında üzüldüğümü gizlemek için bakışlarımı kaçırdım. Erenay sırtımdaki elini bacağıma indirirken "Siz neden dışlıyorsunuz benim oğlumu?" Dedi sahte bir öfkeyle. Sol yanımda bir sazın bam teline çok güçlü bir nota basıldı. İç gıdıklayan bir melodiyle doldum.

"Bal küpüm?" Dedi abim, Erenay'ın çenesindeki elimi kendine çekip üstünü öperken. "Kendi halinde takılıyorsun bir de derinlerden korkuyorsun diye çağırmadım." Açıklamasına sadece başımı sallayabildim, kafamdaki 'oğlum' kelimesi diğer düşüncelerin önündeydi. Erenay omuz silktiğinde üst bacağım kısa sakallarına sürrtü. Başını bana doğru kaldırıp yüzüme baktı. "İkna oldun mu, bal küpü?" Dedi abimi taklit ederken.

Çıplak bedenlerimiz sürekli temas halinde olduğu için pelte olmuştu beynim. "Oldum." Dedim gülümsemeye çalışırken. Zaten gerilen bacaklarımın iyice gerdiği şortum alt bedenime sıkça sürttüğünden karıncalanıyordum.

"Semra abla nerede?" İsmail'in sorusu ile kahveleri benden çekildi. Ayaklarımı karnının üzerinde bağladım. Topuğumun değdiği sert alt karın, gündüz vakti akla düşünce insanı kızartan türden fikirler doldurdu aklıma. "Burada yaşayan bir arkadaşı aradı, geldiğini duyunca buluşmak için ısrar etmiş."

Yıldızlara bak, biz küçüktük | ArFerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin