Bölüm 1 "İlk Gün"

156 35 352
                                    

Karşımda duran cansız bedene bakıyordum. Vücudunun bazı uzuvları kesilmiş ve farklı bölgelerine dikilmiş olan ,yüzünün belli bölgelerinde yanık ve darp izleri olan o cansız bedene. Nutkum tutulmuştu ve gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum. Neredeyse 2 yıldır polisim fakat ilk defa böyle bir cinayet vakası ile karşı karşıya geliyorum. 2 gün önce Ankara'dan
İstanbul'a tayin oldum ama şu an gerçekten tayin istemem konusunda pişman olmaya başlıyor gibiyim.

"Defne iyi görünmüyorsun"

Sesin geldiği tarafa baktığımda bana endişeli gözlerle bakan Oğuz'u gördüm. Tanrım gerçekten iyi değildim.

"İyiyim sadece... ilk defa böyle bir vaka ile karşı karşıyayım ve..."

"Seni anlıyorum Defne, inan bana bende ilk geldiğimde ne yapacağımı bilemedim. Böyle vakalar çok oluyor İstanbul'da, 8 yıldır da devam ediyor. arkasında kim var bulamıyoruz. Çok korkunç değil mi?"

Sorusuna karşılık olarak başımı salladım ve yerde yatan cansız bedene tekrar baktım. 20 yaşlarında genç bir çocuktu...

"Orada öyle duracak mısınız siz?" Kalın ve tok çıkan sese doğru döndüm, gelen kişi Başpolis Memuru Demir Karakoç'du. Yakışıklı yüzü, esmer teni, uzun boyu, simsiyah saçları ile etkileyici bir görünüme sahipti.

"Demir Bey, Defne ilk defa böyle bir cinayet vakası ile karşılaştığı için biraz afalladı sanırım, bende ona sorun olup olmadığını soruyordum."

Diye açıklama yaptı Oğuz. Demir'in gözleri kısa bir süre ikimiz üzerinde gezindi ve daha sonra söze girdi: "Oğuz, sen ekip arkadaşlarının yanına dön."

Verdiği emir üzerine Oğuz yanımızdan ayrıldı. Demir'in bakışları tekrar beni buldu. Ne yapmalıyım? Gitmem mi gerekiyor şu an? Daha önce Demir ile diyaloğum olmamıştı ve açıkçası karşımda bu şekilde dururken ürkmüştüm. Yanıma geldi ve cansız bedeni izlemeye koyuldu.

"Çok yazık değil mi? Daha gencecik bir çocuk. Biz böyle vakalar görmeye alıştık , arkasında her kim ya da kimler varsa insanlardan ölümüne nefret ettiği aşikâr. Sende bir an önce bu duruma alışsan iyi edersin. Burada hassasiyete yer yok. Yakalamamız gereken bir psikopat, çözmemiz gereken vakalar var."

Kafamı ona çevirdim ve yüzüne baktım.

"Ama bu çok korkunç... ben insanların birbirini nasıl öldürdüğüne bile anlam veremezken, nasıl olur da işkence ile birden fazla insan bu şekilde katlediliyor."

"Herkes senin gibi merhametli değil Defne." Haklıydı. Merhamet herkesin sahip olduğu bir duygu değildi maalesef.

"Haklısınız ama... merhametten yoksun bir insan bile bu kadarına kalkışamaz. Bunu yapanın ciddi derecede psikolojik sorunları olmalı."

Demir bana döndü.
"Baksana, bence sen psikolog olmalıydın. Bu nacizane fikirlerini karakolda konuşmaya ne dersin? Artık işinin başına dön."

"Affedersiniz Demir Bey, haklısınız işimin başına döneyim ben."

Başı ile onayladığında bende ekibin ve cesedin bulunduğu yere gittim. Demir de gelmişti tabii. Demir'de olmak üzere 10 kişilik bir ekibin içindeydim.
Olay yerini inceliyorduk, yerde toprağa bulanmış bir nesne fark ettim ve yanına gittim. Bu bir yaprak jiletti. Jilet tamamiyle kan içindeydi. Kanın bir kısmı toprağa bulaşmış, bir kısmı jilet üzerinde kurumuştu. Jileti elime geçirdiğim eldiven yardımıyla alıp şeffaf kilitli poşet içerisine koydum. Gerçekten ölen kişinin nasıl bir işkenceye maruz kaldığını merak etmeye başlamıştım.
Poşeti yetkili kişilere teslim ettikten sonra ekip arkadaşım Ekin'in yanına gittim. Yerde bulduğu el ve ortasında saplanmış bir şekilde duran bıçağı alıyordu.

MASKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin