Oğuz'un yerde yatan cesedi ile bedenimi korku ele geçirdi.Belki de katil şu an buralardaydı, belki de beni izliyordu... hemen telefonumu çıkardım ve aklıma gelen ilk kişiyi aradım.
"Alo?"
Demir'in sesi oldukça bitkin çıkıyordu."Alo Demir"
Sesim titriyordu resmen, ne diyeceğimi bilmiyordum. Sesimden bir sorun olduğunu anlamış olacakki ayaklandığını belli eden sesler duydum."Defne sesin kötü geliyor."
"Demir ben şu an bir ara sokaktayım ve... ve önümde Oğuz'un cesedi duruyor, öldüren kişi aynı."
Bir süre hiç konuşmadı, şaşırdığı her halinden belliydi. Derin bir iç çekiş duydum önce.
"Hemen konum at Defne, geliyorum."Aramayı sonlandırıp Demir'e konum attım. onu beklerken arabaya binip kapıları kilitledim. Her ihtimale karşı tetikte olmam gerekiyordu.
10-15 dakika sonra birisi camımı tıklattı, camdan baktığımda Demir'i görmem ile rahatlamış, hemen kapıyı açıp arabadan inmiştim. Oğuz'un cesedine doğru gittiğimde Demir'de beni takip etti,
Yerde yatan cansız bedeni gördüğünde yüzündeki ifadeyi görebiliyordum. Şok olmuş hiçbir şey diyememişti."Arabamı kullanırken bir anda bir şeye çarptım ve ne olduğuna bakmak için indiğimde Oğuz olduğunu gördüm Demir." Ağlamak üzereydim, kısa süre önce tanışmış da olsak hepsine alışmıştım. "Kim, neden böyle şeyler yapıyor? Ben artık gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Oğuz ne yapmış olabilir ki? Neden onu öldürdü?" Kendimi tutamadım ve artık ağlamaya başladım.
"Şşt, tamam Defne. Bak, bende en az senin kadar üzgünüm... Oğuz benim yıllardır beraber çalıştığım arkadaşımdı. Bunu ona her kim yapmışsa bulacağız, tamammı?"
Belime dolanan kollar ile afalladım, Demir bana sarılmış, aynı zamanda başımı okşuyordu.
"Tamammı Defne?"
Söyledikleri şeyler biraz da olsa içimi rahatlatmıştı,ağlamam yavaş yavaş kesildi. fakat hâlâ çok kötü hissediyorum.
"Onu bulacağız ve herkesin intikamını alacağız Demir."
Bende kollarımı Demir'in beline sardım.
Kısa bir süre sonra benden ayrıldı, bende aynı şekilde.Telefonunu cebinden çıkardı ve Komiser Mehmet Beyi aradı.
"Komiserim merhaba, ben Başpolis Memuru Demir Karakoç. Ekibimden Oğuz Yılmaz'ı karakol yakınlarındaki ara sokakta ölü bulduk. Olay yerine acilen ekip yollamanız lazım ."
"Tamam Demir, hemen bir ekip yola çıkarıyorum fakat bunu kim yapmış olabilir? Bir polisi kim, neden öldürmek istesin."
"Komiserim uzun zamandır kırmızı alarmla aradığımız seri katilin işi bu. Ensesinde kurbanlarına bıraktığı kesik izinden var."
"Ekip yolda Demir. O katil er ya da geç bunun bedelini ağır ödeyecek. Olaylardan beni haberdar et mutlaka."
"Emredersiniz"
Komiser telefonu kapattıktan sonra Demir bana döndü.
"Ekip geldikten sonra seni eve bırakmamı ister misin? Biraz uyu kendine gelmeye çalış."
"Hayır Demir. Burada kalıp arkadaşımın vakasını incelemek istiyorum."
Derin bir nefes verdi
"Peki"
_____________________Ekip gelmişti ve olay yerini inceliyorlardı. Demir' de başlarında durmuş olayı çözmeye çalışıyordu.
Bende Oğuz'u bulduğum yere gittim, yerde beyaz bir şey fark edip dikkatli bir şekilde baktığımda bunun bir kağıt parçası olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Vaka ile alakası var mı acaba? En iyisi bakmak.
Katlanmış olan kağıdı elime aldım ve açtım. Okuduğum şeyler karşısında donup kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE
ActionDefne bir Melekti, bense Melek kılığında, sırlarla dolu bir Şeytan. Bu iki zıt kutbun beraber olması dahi imkansız iken, asla olmaması gereken bir şey olmuş ve melek , şeytana aşık olmuştu. Ya da biz öyle zannettik.. Polisiye konuludur. küfür , cins...