_/GİZLİ SAVAŞÇILAR; Karanlık Yolculuk/_

BÖLÜM 3

Çoğu insan, gerçeği yaşamaktan korkar. Kandırılmak onlar için daha güvenlidir. Bu yüzden durmadan film seyredip, fal baktırırlar. Bir süre sonra, tek gerçekleri yalan olur. Onlara yalan söylerseniz sizi severler... En çok sizi severler...

Garuda...

Medya; Devran

"Hayır, anlamıyorsun! Saçmalama! Öyle harekete geçemem hemen. Biraz zamana ihtiyacım var dedim ya sana!" dedi, karanlık odada bir ileri bir geri hızla yürürken.

"Ne kadar zaman?"

"Bilmiyorum. Belki birkaç gün? Bana biraz alışması gerekiyor."

"Pekala dediğin gibi olsun. Umarım yüzüne gözüne bulaştırmazsın!"

Duydukları karşısında sağ dudağının kenarı sinsi bir gülüşle kıvrıldı. Bal rengi gözleri karanlığın içinde bile parlayabilecek bir durumdaydı. Kendinden çok emindi, bu işi her türlü başaracaktı. Kibirle kıkırdadı.

"Bana güven, bu iş çok kolay olacak!"

İki gün sonra..

Ceyla, Menekşe'nin tüm ısrarları üzerine ertesi sabah onunla buluşmuş ve tüm Denver'i köşe bucak gezmişti. Kaç mekana girdiğini, kaç elbise denediğini bile artık hatırlamıyordu. En sonunda topuklarına kadar uzanan siyah bir kalem elbise de karar kılmıştı. Dekoltesi minimum düzeyde, sadece göğüs kısmında ışıltıları bulunan bir elbise. Sade ve göze batmayan ama oldukça hoş..

Bu elbisenin içerisinde kendini çok daha rahat hissedeceğini biliyordu. Zaten fazla abartmayada hiç gerek yoktu.

Sabah yatağının içerisinde âdeta yuvarlanarak uykusunu açmaya çalıştı. Kendisini hiçte enerjik hissetmiyordu ama tezini vermesi için okula gitmesi gerekiyordu, bu belki de son gidişi olacaktı çünkü bu günden sonra kimsenin okula uğrayacağını düşünmüyordu.

"Tezi teslim eder ve hemen dönüp dinlenmeye devam ederim." diye kendi kendini motive ettikten sonra yavaşça yatağından doğruldu. Başucundaki komodinin üzerinden telefonunu alarak saate baktı.

10.54 fazla da erken bir saat değildi, elini çabuk tutmazsa profesörü yakalayamayabilirdi. Belki öğlen yemeğinden sonra tekrar okula gelmeyecekti.

Mutfağa ayaklarını sürüyerek yürüdü ve kendine koca bir bardak su doldurdu. Belki kahve içerse daha etkili olacaktı. En azından metabolizması harekete geçer ve ona az da olsa enerji sağlardı. Kahve makinasının filtresine kahveyi koyarak birazda su doldurdu o demlenene kadar gidip üzerini giyindi.

Lacivert bir jean ve düz beyaz bir bluz giydi. Saçlarını açık bırakmayı seviyordu bu yüzden tarayarak şekil verdi. Masasının üzerinde duran tezine son kez göz atarak onuda çantasının içerisine koydu. Burada olduğu iki yıl içerisinde elinden gelen her şeyi yapmıştı. Bu sebeple bundada pek bir yanlış olduğunu düşünmüyordu. Araştırmaları ve hazırladıkları onu yeterince tatmin etmişti.

"İşte bu kadar!" dedi, saçlarını geriye doğru savurarak mutfağa doğru yürürken. Kahvesini bir kupaya doldurarak evinin balkonuna çıktı. Sigara tablasından bir sigara çıkararak ucunu ateşledi ve kahvesiyle birlikte küçük bir keyif yaşadı.