Oh shitt here we go again...
Okuldaydım, evet evet şuan benim artık okumadığım okuldaydım. Gene aynı duvar kenarı en köşede oturuyordum. Defterimin köşesine 'A' harfi yazıyordum. A harfi kimdi? Defterimin gölgelenmesiyle kafamı kaldırdım. Ayda gelmişti. Gene aynı platin sarı saçları, mavi gözleri ve kırmızı ruju. Okula göre fazla makyaj yapıyordu ama bizim okulun hocaları para için çalıştığı için, susmaları kolay oluyordu.
"Ne yapıyorsun burada sürtük" dedi. Her zaman bana böyle seslenirdi. Gözlerimi devirdim ve A harfini çizmeye devam ettim. Defterimi alıp duvara fırlattı ve kolumdan tutup beni ayağı kaldırmıştı. Hissizdim, bir tepki vermeden bakıyordum. Tepki vermemem onun sinirini bozmuştu. Saçımı tutup sever gibi yaptı. Tam çekeceği sırada onun elini tuttum. Evet bu rüyaydı. Belliydi çünkü ben böyle bir şeye asla cesaret edemezdim.
Bana inanmıyormuş gibi bakıyordu, mavi gözlerini kısıp yüzüme baktı. Elini çekti ve beklemeden yüzüme tokat atması bir oldu. Tokat atmasıyla birlikte yüzüm sağa kaymıştı. Ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Görüntüler bulanmıştı galiba, galiba ağlıyordum gene...
Bir kere daha tokat atacağı sıra elini bir çocuk tutmuştu. Çocuğun yüzünü göremiyordum. Etraf bulanıktı. Ayça çocuğa baktığında sadece bakmakla yetindi. Çocuk bana doğru yaklaştı ve elimi avuçlarının içine almıştı.
Sınıftan çıktık. Çıkıp koşarak koridorlardan geçtik. Birden durdu ve bana baktı. Kahretsin! Gözlerim dolu olduğu için görmüyordum yüzünü. Ama bılanuklıktan seçtiğim kadarıyla yüzünde kirli sakallarını ve kıvırcık saçları vardı. Birden bana yaklaştı.
"Nurum" demişti. Ama bu ses tonunu ben tanıyordum? O kadar babamın sesine benziyordu ki... "Hadi uyan güzeller güzelim." demişti. Hayır yaaaa, cidden rüya mıydı??
Yavaşça gözlerimi araladığımda babamı görmem bir oldu.
"Baba" diyebildim sadece.
"Hadi uyan güzel kızım, kahvaltı hazırladı annen gidelim hızlıca kahvaltını yap işe gitmen gerekiyor" dedi.
Yerimde üfleye püfleye dikleştim. Babam yataktan kalkıp odadan çıktı.
Üstüme ilk iş günü için hem rahat hemde güzel bir kombin giyindin
Odamdan çıkmadan önce çantamın içine günlüğümü de koymuştum. Çünkü onsuz bir yere gidemiyordum. Acil bir şey olursa hemen anlatmam gerekiyor gibi hissediyordum.
Odamdan çıkıp Aşşağıya indiğimde annemin yanına koşup yanağını öptüm.
"Nasılsın gönlümün sultanı" dedim. Annem kıkırdadı.
"Sen böyle giyindin ama baban görürse kızar ben sana diyeyim" dedi. Annemden uzaklaşıp göz devirdim ve sofrada ki salatalıktan ağzıma attım.
"Aman be anne sanki ne giyinmişim yaaa başlama gene lütfen" dedim. Annem terliğini alıp bacaklarıma fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili günlük | Altay Bayındır
Teen Fiction"Altay" diyebildim sadece. Bu kadar yakınken ağzımdan kelimeler çıkmıyordu. "Nur" dedi nefes alışverişi dengesizleşmişti. Sanki nefes alırken zorlanıyor gibiydi. "Fazla sıcakmış." dedim sadece. Konuyu ve bulunduğumuz durumu kurtarmam gerekiyordu. Al...