11.Bölüm

169 13 57
                                    

İyi okumalar askımlarrr

Hafif ve alaylayıcı şekilde güldü. Sandalyesinden kalktı. Bir yandan ayaklarına bakıyor bir yandan da yanıma doğru yürüyordu. Hala yüzünde o alaylayıcı gülümsemesi vardı. Yanıma geldi ve önümdeki tek kişilik koltuğa oturdu. Rahattı. Bacak bacak üstüne attı.

"Nur." dedi. Sonra yüzümü incelemeye başladı. Gözlerime baktı ilk önce, saçlarıma baktı, gözü dudaklarıma kayınca konuşmaya başladı.

"Fazla cesaret kötüdür. Emin ol ki bu odaya binlerce kişi gelip senin gibi teklif sundular." Yerinde dikleşti. Onu dikkatlice dinliyordum. Tekrar gözleri dudaklarıma kaydı. Yutkundu.

"Ama yine zararlı çıkan onlar oldu. Ama istersen sen onların içinden tek olabilirsin." dediğinde gözlerimin içinin parladığını hissediyordum.

"Şaka yapıyorsunuz galiba, gerçekten bu iyiliği bana yapar mısınız?" dedim heyecan içinde. Atakan bey kafasını hayır anlamında salladı. Ne dediğini anlamıyorum.

" Nasıl yani? " dedim anlamadığımı belli ederek. Yerinde biraz daha yayıldı. "Ben zarara girmem, ama sadece ben değil. Sizinde bir kaç şey vermeniz gerekebilir." dediği an gözlerimi karardığını hissediyordum.

Sıç onun ağzına. Söylediği cümleye bak!

"N-ne diyorsunuz?" dedim hafiften gülerek. Bu gülmenin sebebi sinirimi yatıştırmak içindi. Ama ellerim titremeye başlamıştı bile.

"Şöyle ki" dedi ve yerinden kalktı. Yanımdan geçip arkamda durdu. Eğildiğini hissediyordum. Bu sahne bir yerden aklıma geliyordu. Altayın evindeyken de Altayla bu durumdaydık.

"Bir kaç gecelik bir şeyler yaşamak zor olmaz değil mi?" demişti kulağıma doğru. Bu sefer bütün bedenimin üşüdüğünü hissediyordum. Titredim. Parmakları omuzlarıma değdiği an kapı açıldı. Altay ve Sıla gelmişti. Altayla göz göze gelmiştik. Yanaklarımın ıslandığını hissediyordum. O ise yanıma gelmek istemişti. Ama Atakanı görünce ellerimi sıkmaya başladı. Sıla Altayın t-shirtünü tutuyordu.

" Çek ellerini Nurun üstünden seni sikerim çocuk! " dedi Altay. Gürlemişti resmen. Yerimde sıçramıştım. Sıla Altayın kulağına bir şeyler fısıldadı ve bana döndü.

"Siktir git odamdan." diye bağırdı Atakan. Bunu bende beklemiyordum. Ben neden hala oturuyordum? Tam kalkacağım sırada Atakan kolumdan tuttu ve kendine doğru çekti. İki kolumu da arkaya almış tek eliyle tutuyordu. Sanki dilimi yutmuştum.

"Sana Nuru bırak dedim. Bir daha tekrarlamak istemiyorum." dediğinde sakin olmak ister gibiydi. Altay bana bakmıyordu. Tek yaptığı ellerini yumruk yapmaktı. Sıla korktuğu zamanlar kekelemeye başlardı.

"A-aaaa-takan b-bey. N-nuru lütfen r-ra-ra-rahat bırakın." demişti. Onunda gözünden yaş geliyordu. Canım acıyordu.

"Siktirin gidin odamdan. Kimseyi burda rehin tutmuyorum. Nurla küçük bir alışveriş yapacağız o kadar. Değil mi Nur?" dedi. Ellerimi arkaya doğru uzattı ve gömleğinin arkasına sıkıştırdığı silaha değdirdi elime. Bitmiştik, buradan birimizin sağ çıkmayacağı kesindi.

" E-evet hadi gidin sıla" dedim Sılaya. Ama Altaya bakıyordum. Altayın yüzünde hayal kırıklığı vardı. Aynı onun beni aldattığını öğrendiğim gün, benim yüz ifadem gibiydi.

"N-Nu-Nur Hadi h-Hadi g-gel beraber gi-gidelim." dediğinde gözümden iki damla yaş düştü. Yapamıyordum. Gelemiyordum.

"Lan şerefsiz, bi sorunun varsa gel benimle çöz. İŞİ NURU KARIŞTIRMA" dedi Altay. Sorun mu? Tanışıyorlarmıydı?

Sevgili günlük | Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin